Nef Flats 163 Levent'de katlanır evler 1+1 ve 24 odalı!
Habertürk Gazetesi Yazarı Nilay Örnek, ziyaret ettiği Nef Flats 163 Levent projesini köşesine taşıdı
Her şey "katlanır ev" diye bir şey duymamla başladı. ABD'deki "Fold Home" (katlanır ev) sisteminin İstanbul'a da geldiğinden bahsediliyor, "Bir oda, bir salon evinizde istediğinizde bir mini futbol sahası da olacak, dilerseniz ondan vazgeçip basketbol sahası açılacak. İstediğiniz tip oda evinize 'eklenecek'" deniyordu.
İyice kafam karıştı; uzay çağından günümüze düşmüş "origamik”bir ev canlandırmaya başladım zihnimde... Duvar kalkıyor, yatak odası gidiyor, yerine sauna geliyordu mesela..
Nasıl bir şeydi ki bu? Üstelik İstanbul'un göbeğinde...
Algım bunu seçmeye başladı ya, "1 +1, 24 odalı ev" ilanlarını da gördüm. Ama bu defa "o ev"in bir fotoğrafı da vardı: İnce uzun bir yapı...
AVATAR'IN ADALARI GİBİ
Asimetrik balkon çıkıntıları, ahşap kepenkleri, kat aralarından sarkan yeşillikleri ile Avatar'daki yüzen adalar gibiydi sanki; toprak kızılı ile yeşili bir araya getiren...
Ve bir isim: NEF Flats 163 Levent.
Projenin internet sitesi şöyle açılıyordu: Tak-sim-Maslak arasında, 2 bin—3 bin TL maaşla çalışan ve şehir merkezinde oturmak isteyen kaç kişi var: 950.000
900-1300 TL kirayla şehir merkezinde yaşanabilecek yeni inşa edilen kaç bina var: 0!
Bunu görünce "kiralık evleri de var" sandım; yanılmışım. Bu tanıtımlar ve "katlanan ev şeysi" yeterince kafamı da karıştırdı. Gittim Timur Gayrimenkul Yatırım A.Ş.'nin Levent Loft'taki ofisine... Bir dolu İngilizce ifade ile dolu, havalı sunumu izledim.
"Araştırdık, bahsettiğimiz güzergâhta herkes 900-1500 TL arasında, en az 25 yıllık, deprem yönetmeliği olmayan binalarda yaşıyor. Biraz daha iyi yaşamak isteyenler Beylikdüzü tarafına kayıyor; o da günde en az 2 saat yol ediyor" diyorlardı. Haklılardı...
BEYAZ YAKALI, ÇOCUKSUZ...
Hedef kitle de açık seçik ifade ediliyordu: Üniversite mezunu, 25-35 yaş arası, beyaz yakalı, yılda en az 2 kez tatile çıkan, bekâr ya da yeni evli, çocuksuz, hobi sahibi, çevreye duyarlı...
Başta merak ettiğim soruların yanıtlarına gelince... Şöyle...
18 Ocak'ta başlayan projede 308 daire var. Daireler 59, 67, 72, 106 ve 112 metrekare... Kimi 1 +1, kimi 2+1... Kimi balkonlu; kiminin balkon gibi ortak bahçeli alanları var. Kiminin tavanı 4, kimininki 6 metre...
Siz 252 bin TL'den başlayan fiyatlarla 1+1 evinizi alıyorsunuz... "Katlanır ev" denilen şey burada başlıyor. Misafiriniz geldi ek odaya ihtiyacınız var, arıyorsunuz, bir oda kiralıyorsunuz o gece için. Basket ya da futbol oynayacaksınız, müzik, resim, toplantı, çamaşır ya da plays-tation odalarından birini kullanacak, teras katında parti yapacak, sinema salonunda film izleyecek ya da 'teras jakuzi'de keyif yapacaksınız... İşte bu durumlarda da yine aynı şey: Kullandığın kadarını öde. Yeri için "Kanyon'a 900 metre uzak, Levent" diyorlar ama orası Gültepe.
131 metre yüksekliğindeki binanın hayranı olduğum dış tasarımı Autoban firması yapmış. Yani Seyhan Özdemir ile Sefer Çağlar'ın eseri...
1900 M2 EV DENİYOR
Bu arada fiyat sorarken öğrendim ki 2012'de bitecek binadaki dairelerin yüzde 80'i satılmış!
Projedeki zekâ hoşuma gidiyor, o kadar soğuk bir ortamda tanıtılmasa, biraz daha doğal gelse, çok da param olsa satın almak bile isteyebilirim belki...
Aynı günün akşamı kapı zilim çalıyor. Gelen üst kat komşum Nergis Hanım. Biri benim yaşımda, 2 kızı, bir de torunu var... "Hadi" diyor "Küba Dostları Derneği ve İspanyolca kursumdan bir dolu insanla mohito partisi yapıyoruz. N'olur uğra..."
Nergis Hanım 35 yaşın bayağı üzerinde, beyaz yakalı tanımına da uymuyor, ayda 2-3 bin TL de kazanmıyor... Ama şarkı eşliğinde "Comandante Che Guevara" diyerek kadeh kaldırır, Latin Amerika'yı gezerken ne kadar mutlu olacağını anlatırken "iyi ki onunla komşuyuz" dedirtiyor.
Sabah, bakkala seslenip sepet sarkıtan karşı komşunun sessiyle uyanıyorum. Bu, nedense çok hoşuma gidiyor; Taksim'in göbeğinde bir mahalle...
Sebzecinin ardından "aygazcı" geçiyor, Nergis Hanım gecenin örtülerini silkeliyor. 1+1 evimin balkonu cennetim. Oradan mis gibi, vapurlu denize bakarken Cenk Durmazel'in "Hayat çok garip vapurlar falan" sözü çınlıyor bir kez daha kafamda... "Hayat ne garip, rezi-danslar falan" diye düşünüyorum. Merak edene: www.nef.com.tr
Nilay Örnek/Habertürk