Nesin Vakfı selin ardından kullanılamaz halde!
Yazar Aziz Nesin'in 1973'te Çatalca'da kurduğu Nesin Vakfı selin ardından kullanılamaz hale geldi
Nesin'in arşivlediği bazı belgeler kurtarılmıştı ama birçok eşya için yapılabilecek bir şey kalmamıştı... Vakfı içler acısı bu durumdan, orada büyüyen gençler kurtarıyor şimdi... Uyumadan çalışıp, tonlarca suyu boşaltan gençler, evleri için canhıraş çalışıyor: Yorulmaya hakkımız yok. Çünkü Aziz dede bize böyle öğretti. Tek silahımız çalışmak.
Çatalca'daki selde sular altında kalarak büyük maddi hasar gören Nesin Vakfı binasının durumu içler acısı. Vakıfta büyüyen ve bugün üniversiteli olan gençler, Aziz Nesin'in mirasını eski haline getirmek için çamurlu sularda gece gündüz çalışıyor, "Aziz dede bize böyle öğretti" diyorlar.
Yazar Aziz Nesin'in 1973'te kurduğu Çatalca'daki Nesin Vakfı binası sel felaketiyle neredeyse kullanılamaz hale geldi. 42 çocuk ve gencin kaldığı "çocuk cenneti", selden sonra çamurla kaplandı. Binanın 1. katında bulunan kütüphanedeki pek çok kitap ve belge tahrip oldu. Aziz Nesin'in yıllarca büyük bir özenle biriktirdiği gazetelerin çoğu da sel sularıyla yok olup gitti.
Arşivini çocukları kurtardı
Ancak sel anında alt kata koşan çocuklar, Nesin'in arşivlediği belgeleri kurtarıp üst katlara çıkarmayı başardı. Ne var ki yiyecek stokları, kazan dairesi, sanayi tipi çamaşır makineleri gibi birçok eşya için yapacak fazla bir şey yoktu. Nesin'in bir zamanlar kullandığı çalışma odası da çamurla doldu. Çocukları en çok üzen şey ise Nesin'in vakıf için aldığı ilk eşya olan piyanonun mahvolmasıydı. Çocukların vakıf mezunu ağabeylerinden müzik dersleri aldıkları emektar piyano çamurlu sulara yenik düştü.
Selin ardından bahçedeki durum da içeriden pek farklı değil. Onca emek harcanarak yetiştirilen meyve ağaçları tahrip olmuş durumda. Azgın sular birçoğunu kökünden koparıp atmış. Ahşap oyuncak atölyesindeki araç gereçler de çamur içinde. Çocukların en büyük eğlence kaynağı olan yüzme havuzu balçıkla dolu; tesisatı ise kullanılamaz halde. Binanın trafosu bozulduğu için elektrik verilemiyor. Vakıf çalışanlarının dünyayla olan tek bağlantısı cep telefonları. Ancak elektrik olmadığı için cep telefonlarını da şarj etmekte zorlanıyorlar.
`İki gün hiç uyumadık'
Selin ardından 12 yaşından küçük çocuklar, İstanbul'daki vakfa ait evlerde misafir ediliyor. Eli iş tutan gençler ise gece gündüz çalışarak vakfı eski haline getirmek için çabalıyor. 27 yaşındaki Tayfun Özşahin, 4 yaşında geldiği vakfı hâlâ evi olarak gördüğünü söylüyor. Gazi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü'nde okuyan Özşahin, "Burayı eski haline getirmek için ne gerekiyorsa yapacağız" diye konuşuyor.
Kamuran Demirkesen de (29) Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Vakfın ekolojik çiftliğinde çalışıyor. Demirkesen, "İki gün hiç uyumadan 1500 tonluk suyu dışarı attık. Hepimiz ağlamaklıyız ama moralimizi bozmuyoruz. Güle oynaya çalışıp burayı eski haline getireceğiz. Tek amacımız çocukları bir hafta içinde vakfa geri getirebilmek" diyor.
`Aziz dede böyle öğretti'
31 yaşındaki Çayan Yılmaz da 19 yıldır vakıfta kalıyor. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nü birincilikle bitiren Yılmaz da çamur içinde oradan oraya koşuşturarak temizlik yapıyor. Yılmaz, "Evimiz gitti. Duygusal olarak çöktük. Ama moral olarak iyiyiz. Bir an bile yorulmadık. Zaten yorulmaya hakkımız da yok. Çünkü Aziz dede bize böyle öğretti. Tek silahımız çalışmak" diye konuştu.
ZARAR YARIM MİLYON TL
`Desteğe ihtiyacımız var'
Vakıf Koordinatörü, Alman Türkolog Prof. Dr. Klaus Liebe-Harkort da gençlerle birlikte çamurları temizliyor. Liebe-Harkort, devletten yeterince yardım görmediklerini belirtti. Vakıf Müdürü Nuran Ulutaş da 500 bin TL'lik maddi zarar oluştuğunu belirterek, "Çatalca ve Bakırköy belediyeleri bize tahliye ve yiyecek yardımı yapıyor. Onun dışında devletten bir destek görmedik. Bağış ve sponsor desteğine ihtiyacımız var. Vakıf başkanımız Ali Nesin'in çağrısının ardından yapılan bağış miktarı ne yazık ki yeterli değil. Tekrar ayağa kalkmak için yardım bekliyoruz" diye konuştu. Prof. Dr. Ali Nesin sel baskınının ardından bir mektup yazarak vakfın içinde bulunduğu zor durumu anlatmış ve maddi destek istemişti.
Tahsin Aksu/Milliyet