New York’taki Türkevi binasının yıkımına yaz aylarında başlanacak!
New York’ta yapılacak ‘Türkevi’nin projesinin mimarlarından Jonathan Stark, projenin son durumunu anlattı. Stark, eski ‘Türkevi’ binasının yıkımına yaz aylarında başlanacağını ve yeni binanın inşaatının bir buçuk yıl süreceğini söyledi.
New York’ta yapılacak ‘Türkevi’nin projesini tasarlayan ekibin başındaki mimar Jonathan Stark, projeyle ilgili son aşamalara gelindiğini, eski ‘Türkevi’ binasının yıkımına yaz aylarında başlanacağını ve yeni binanın inşaatının yaklaşık bir buçuk yıl süreceğini söyledi.
Stark, yeni Türkevi projesinin son halinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdikleri toplantıdan sonra şekillendiğini, projenin başından itibaren Erdoğan’ın bizzat ilgilenmesinin kendileri için son derece heyecan verici olduğunu söyledi.
New York’ta Birleşmiş Milletler binasının karşısında yıkımına önümüzdeki aylarda başlanacağı belirtilen eski ‘Türkevi’ binasının önünde Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Stark, “Erdoğan ile yaklaşık bir buçuk yıl önce New York’a, BM Genel Kuruluna geldiği zaman bir araya geldik. Sonra Başbakan Davutoğlu ile yaptığımız çalışmalarla ilgili bilgi vermek için geçtiğimiz Eylül ayında bir araya geldik. Sonra buradan bir ekibimizi yaklaşık bir ay önce Ankara’ya Cumhurbaşkanı’na çalışmalarla ilgili gelinen son durumu anlatmaları için gönderdik. Erdoğan’ın konuyla bizzat ilgilenmesi çok hoşumuza gitti. Türk devletinin en tepesindeki kişinin ilgilenmesi bizim için çok heyecan verici. Osmanlı ve Türk mimarlık tarihini bilen insanlar, onlarla konuşmak, onların düşüncelerini almak konusunda bizler için çok iyi oldu” dedi.
Cumhurbaşkanı için özel rezidans yapılacak mı ?
Stark, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bulunduğu projeyle ilgili yapılan toplantıyla ilgili de şöyle konuştu; “Bizden istedikleri göze çarpacak bir bina olmasıydı. Türkiye’nin bugün nerede olduğunu anlatabilen asil, gururlu ve Türk kültürünün çeşitliliğini anlatan bir bina olmasını istediler. Erdoğan, New York’un siluetini de etkileyecek bir bina olmasını istedi. O konuşmaya kadar Erdoğan’ın bir dönem İstanbul’un belediye başkanlığını yaptığını da bilmiyordum. Çok bilgiliydi, ne istediğini biliyordu ve mimari konularda hangi soruları sorması gerektiğini de gayet iyi biliyordu. Erdoğan ile yaptığımız konuşma,binanın şu anki durumunu ve nasıl şekilleneceğini ortaya çıkardı,yardımcı oldu. Bu da bizim için çok faydalı oldu” dedi.
Mimar Stark, Amerika’nın Sesi’ nin 32 katlı binada Cumhurbaşkanı için özel bir rezidans olup olmayacağı sorusuna,Türk hükümetinin bu konuda açıklama yapma isteğinin olup olmadığını bilmediğini söyleyerek yanıtlamadı.
‘Türk kültürü öne çıkarıldı’
Mimar Stark, yeni ‘Türkevi’ projesiyle ilgili bazı detayları da şöyle anlattı; “Gördüğünüz gibi bu bina biraz eskiydi. Günümüzde hem konsolosluğun hem de misyonun ihtiyaçlarına cevap verecek yeterli bir büyüklükte değildi. Bu binanın çok yakında yıkımına başlanacak, tahminen de yaz aylarında. Üç ayrı mimari tasarımız vardı. Hepsi birbirlerinden değişikti bir tanesi taş, bir diğeri cam çeşitli kombinasyonlardan oluşan bir başka seçenek ve yüksek ve alçak opsiyonlardan oluşan seçenekler vardı. Kendi şirketimizin bünyesinde iç rekabetin de yaşandığı tecrübeli mimarlarımız çeşitli dizayn tasarımları yaptı. Tasarımlar hazırlandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluştuk ve üç ayrı seçeneği gösterdik. Erdoğan ve yanındaki bazı bakanlar birlikte seçenekleri değerlendirdiler. Bu seçim Türkiye’nin kültürünü öne çıkartılarak yapıldı” dedi.
‘İlhamı Türk lalesi ve hilal’ den aldık’
Stark, yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir proje üzerinde çalıştıklarını ve inşaatla ilgili belgeler konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, “Yıkıma yaz aylarında başlanacak. Binanın yıkılmasının ardından inşaatın 1.5 yıl civarında süreceğini düşünüyoruz. Bina biraz karışık çünkü birden fazla hizmet sağlıyor. 32 katlı bina konsolosluk, misyon ve çalışanların kalacağı rezidanstan oluşuyor. Binanıntasarımı için ilhamı Türk lalesi ve hilalden aldık. Osmanlı ve Türk mimarisinin izlerini taşıyor. Binanın girişi çok özel olacak ve gelenleri Türkiye’nin kültüründe olduğu gibi sıcak bir şekilde karşılayacak. Bu da bakanlık ve Cumhurbaşkanı’nın bizden özel isteğiydi. Asil ve gururlu bir bina olacak” dedi.
‘Bir çok hizmeti verebilen dinamik bina’
Stark, Binanın konsolosluk bölümünde halka hizmet veren, vize pasaport işlemlerinin yapıldığı bölümün de yer alacağını ayrıca, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğine bağlı ofislerin bulunacağını söyledi. Binada, Türk kültür ve sanatının sergileneceği alanlar, konferans salonlarının da yer alacağını belirten Stark, “ Bir çok hizmeti aynı anda verebilen dinamik bir bina olacak. Bina ayrıca çok üst düzey güvenlikli bir bina olacak. Bina üç ayrı fonksiyonları olan bölümlerden oluşuyor, bu bölümlerin girişleri de ayrı yerlerden olacak. İşlemleri için gelen vatandaşlar ayrı bir yerden, misyon’ da çalışanlar ayrı bir yerden ve rezidans’ ta oturanlar ayrı bir yerden giriş yapacaklar. Etkinlikler için podyum ve kulenin çatılarında bulunan alanlar, belki de binanın orta katlarında olacak baş bir alan da kullanılacak. Podyum’ un girişinde yaptığımız alanda yaklaşık 500 kişi aynı anda ağırlanacak” dedi.
Amerika'nın Sesi