24 / 11 / 2024

Nisan'ın ilk yarısında 870 milyon dolarlık yabancı yatırımı!

Nisan'ın ilk yarısında 870 milyon dolarlık yabancı yatırımı!

Habertürk Gazetesi köşe yazarı olan Abdurrahman Yıldırım bugünkü yazısında, yabancıların Türkiye'deki yatırımını değerlendirdi. İşte o haber...




Referandumun öncesinde finansal sisteme olağanüstü bir kaynak girişi oldu. Bunu Merkez Bankası’nın haftalık verilerinden çıkarıyoruz.


7-14 Nisan tarihleri arasındaki haftada yurtiçi yerleşiklerin döviz tevdiat hesapları 2.7 milyar dolar arttı ve toplamı 155 milyar dolara çıktı. Döviz hesapları en çok 165 milyar dolara kadar çımıştı. Henüz rekor kırılmadı ama son bir haftalık artış da yüzde 1.8 ile epeyce yüksek.


Finansal sisteme sadece döviz yoluyla değil, TL üzerinden de 13 milyar liraya varan bir ekstra giriş meydana geldi. Yurtiçi yerleşiklerin TL mevduatları 851 milyar liraya yükseldi ve bir haftada yüzde 1.5 arttı.


Yabancıların portföy yatırımları da normalde pozitif seyrediyordu. Referandum öncesi haftada hisse senedi ve tahvil yoluyla net bazda 265 milyon dolar daha geldi. Yani belirsizlik nedeniyle sermaye çıkışı filan olmadı. Nisan ayının ilk haftasındaki net sermaye gerişi de 605 milyon dolara varmıştı. Böylece nisanın ilk yarısında 870 milyon dolarlık yabancı portföy yatırımı yapıldı. Pozitif seyirde küresel risk alma iştahının yüksekliği etkili.


Hem yurtdışından hem de yurtiçinden yeni girişlerin de etkisiyle finansal piyasalar pozitif seyrediyor. Referandumun üzerinden 4 işgünü geçti. Piyasaların genel beklentisi olan “evet” çıkması halinde bunun geçici bir iyileşmeye yol açabileceği tahmin ediliyordu. 4 gün sonra geldiğimiz yer aşağı yukarı bu. Siyasi ve ekonomik tansiyonu yansıtacak belli başlı araçlara baktığımızda karşımızda kötü bir tablo yok.


Sepet kur olarak yarım dolar ve yarım Euro’yu aldığımızda cuma gününü 3.8221’den kapatmışken dün 3.7605’e kadar bir indi. Dolardaki iniş 10 kuruşa vardı. Sonuçta 1 TL 26.16 sentten 26.59 sente yükseldi ve 4 işgününde yüzde 1.6 değerlendi. Buna küresel konjonktür de yardım etti ama yurtiçi gelişmeler de destek çıktı.


Yabancıların gözünde Türkiye riskini yansıtan CDS’lerin fiyatı 232.927 dolardan 228.750 dolara indi. Risk primindeki düşüş yüzde 1.8. Burada da pozitif bir gelişme söz konusu.


Hazine tahvilleri faiz oranı da 2 yıllıkta yüzde 11.42 ve 10 yıllıkta yüzde 11 iken dün yüzde 11 ve yüzde 10.48’e indi. Faiz düşüşlerinin daha sınırlı kalması ekonominin canlanıyor olmasından ve kaynağa ihtiyacın artmasından. Bir de enflasyon çift hanede seyrediyor.


Borsa geçen haftayı 90.064 puandan kapatmıştı. Dün 92.117’ye kadar yükseldi. 4 işgünündeki artış yüzde 2.3. Burada da ılımlı bir değerlenme eğiliminin olduğu söylenebilir.


Sert fiyat hareketlerinden ziyade ılımlı primlerin gündeme gelmesinde yurtiçi siyasi gelişmelerin etkisi büyük. Çünkü referandumun geçmesine karşılık hemen arkasından idam tartışmasının gündeme getirilmesi, AB’ye üyelik müzakerelerinin referanduma götürülebileceğinin dillendirilmesi gerginliğin süreceği, siyasetin ön planda kalacağı, AB ile ilişkilerin düzelmeyeceği ve erken bir genel seçime yol açacağına yorumlandı. Bu konularda değişme veya düzelmeler meydana gelirse pozitif yansımaları da olabilir.


Referandum sonrasının henüz başındayız. Evet çıkması ile bundan sonraki bütün kontrol, söz hakkı ile beraber yönetim riskini ve ödülünü de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bırakıyor. Yeni yol haritasını, bakanlar kurulunda değişimi, Cumhurbaşkanı’nın nasıl bir yeni açılım ortaya koyacağını ya da koyup koymayacağını henüz bilmiyoruz. Biraz daha zaman geçmesi gerekiyor.


SONUÇ: “Anladım demek, iddialı bir yaklaşım olur.” Anooshirvan Miandji




Abdurrahman YILDIRIM/Habertürk


Geri Dön