02 / 05 / 2024

Nizamettin Aşa: Vatandaş kolay kredi alamıyor

Nizamettin Aşa: Vatandaş kolay kredi alamıyor

İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası İkinci Başkanı Nizamettin Aşa, konut kredisi faizlerinde düşüşünü yorumladı.



Nizamettin Aşa, "Bazı bankalarda hâlâ 'Gözünün üstüde kaşın var' mantığı var. Vatandaş kolay kredi alamıyor, 'sicilin bozuk' deniyor. Geçmişte aldığınız kredinin bir taksidini gecikmeli öderseniz 'sicilin bozuk' diyorlar. 1-2 yıllık vadede faiz yüzde 1'in altını gördü ama, mortgage dediğiniz zaten kira öder gibi taksit ödemektir. Bu imkanı 15 yıl vadede sunmalısınız" dedi.

Bankaların konut kredisi faizlerini kısa vadede yüzde 1'in altına indirmesi, uzun vadede ise komisyon-dosya masrafı-sigorta gibi yüklerle birlikte yine yüzde 1.20-1.30'lardan aşağı inememesi bir tartışma başlatmıştı. İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası İkinci Başkanı Nizamettin Aşa da "Mortgage dediğin kira öder gibi taksit imkanı sunmalı. Yoksa piyasayı canlandırmak için bir etkisi olmaz" diyor. Nizamettin Aşa, şu ifadeleri kullanıyor:

400 bin konut satışta
- Ne değişti ki! Ekonomi mi canlandı? İhracat mı arttı? Faizler düşüyor ancak; uygulamada hâlâ vatandaşa zorluk çıkaran bankalar var. 400 bin civarında satılamayan konut var, sadece İstanbul'da.
- Satılamayan konutun tek ilacı nakit paradır, finans imkanıdır. Hep, 'Mortgage sistemi önemli' diyorduk. Tabii ki, tüm unsurları ile işleyen bir mortgage sisteminden bahsediyorduk. Mortgage, uzun vadede size kira öder gibi teksit imkanı sunmalı.
- Bunu sağlamak için de bankaların mevduat toplaması, bunu konut kredisi olarak kullandırması yetmez. Mortgage o zaman hayal olur. Kredi maliyetlerinin düşmesi lazım. Bankaların aldığı kredilerin maliyeti hala yüksek. Nasıl yüzde 1'in altına düşecek?
- 6 aydan beri Merkez Bankası'nın yaptığı faiz düşüşünün bir yansıması bu düşüşler. Bankalar 'vatandaş ev sahibi olsun' diye faiz düşürmedi. Bakıyorsunuz geçen yıl ve bu yıl krize rağmen bankalar çok güzel kar etti. Fakat vatandaşa kredii verirken titiz davranıyorlar.
- Zaten taksidi birkaç ay geç öderseniz ipoteği kullanacak. O zaman niye zorlaştırıyorlar? Bankalar vatandaşın sicilini de bozuyor: X bankasına müracaat ettiğiizde reddedilirseniz, diğer banka da kredi vermiyor 'X banka size kredi vermemiş, siciliniz bozuk' diyor.
Helva yapamıyoruz
- Tamam, kredide büyük sabıkası olana, dolandırıcıya vermeyin ama, müsamaha da yapın. Kredi almak isteyen yüzbinlerce vatandaş alamıyor. Yüzbinlerce konut da bekliyor.
- Yüzbinlerce konut satılmayı bekliyor. Bu konutları yapanlar, malzemesini üretenler iş yapacak ki yüzbinlerce kişiye istihdam sağlanacak.
- Elimizde un, yağ, su var; helva yapacağız ama yapamıyoruz. Bir yanda bankalar güzel kâr etmişler. Ellerinde nakit para var. Bunu tüketici ile buluşturun. Faizin uzun vadede düşmesi gerekir.
- 12-24 aylık kredi, zaten mortgage kredisi olmaz. Adı üstünde mortgage, yani kira öder gibi taksit imkanı olması lazım. En az 10-15 yıl vadede yüzde 1'in altı olsa mortgage iyi.
- Mevcut uygulamanın o yüzden şu anki piyasaya faydası olamayacağını düşünüyorum. 200 bin liralık evde bile en az 15-20 bin TL taksit ödeyecek adam, babayiğit var mı! Bu imkanı olan zaten gider, parasını bastırır daireyi alır.
 
Üniversiteyi kazananlar kiralık dairelere hareket getirecek

Nizamettin Aşa, İstanbul'da özellikle üniveritelere yakın semtlerdeki kiralamalarda bir hareket yaşanabileceğini belirtiyor. "Üniversite sınavı sonuçları açıklandı, kiralık sezonu başladı" diyen Aşa, şöyle devam etti: "Üniversite kazanan gençlerin aileleri satın almak üzere de ev arayışına girebiliyor. Ben 1990-98 döneminde üniversite öğrencilerinin ailelerine de yoğun ev satışı olduğunu hatırlıyorum. Aileler bir hesap yapardı: '4-5 yıl şu kadar kira vereceğiz... Onun yerine ev alabiliriz' derdi. Biz de emlakçı olarak, kiralık ev bakmaya gelen ailelere evler sattık. Son 10 yıldır azaldı. Ev alanlar karlı da çıktı. Çünkü, aldıkları evler 10-15 misli değer kazandı, mezuniyetten de sonra da oturanlar var."
 
5 milyon dolara istediği daireyi bulamayan çıkıyor

Nizamettin Aşa, ikinci elde kriz yüzünden fiyatlarda ortalama yüzde 15-20 düşüş olduğunu bildirdi ve "Çok acil satışlarda bu oran yüzde 30-40'ı da bulabilir ama, bazı emsaller piyasaya genellenemez. Piyasa genelinde konuşacaksak, ikinci elde ortalama düşüş yüzde 20 oldu diyebiliriz" diye konuştu. İkinci el emlakta semt semt farklılıklar görülebileceğini ifade eden Aşa, şu bilgileri verdi: "Satıcılar kriz yüzünden yüzde 10-20 iskontolu fiyat yazıyor. Pazarlıklar da yine devam ediyor. Piyasa yüzde 20 düşmüş ama yine de pazarlık payı oluyor. Az bulunan örnekler, mesela yalılar çok değer kaybetmemiş olabilir. Bebek'te deniz manzaralı daireler, her iki yakada çok az bulunan mülkler fazla etkilenmedi. Mesela, krizde bile 5 milyon dolara daire bulamayan müşteriler çıkabiliyor. Ulus, Etiler, Levent'te krizden önce 250-300 bin TL'ye daire bulunamazdı, şimdi acil satışlarda bu rakamlar bile görülüyor. Bütün piyasa, bütün bölgeler etkilendi. Ben, İstanbul için konuşuyorum."

Eylül ve Ekim'de emlak piyasası hareketlenir

Tüm Mühendis ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı, mimar-ekonomist Remzi Kozal, emlak piyasalarının hareketlenmeye başladığını belirtti; fiyatların yeniden yükseliş trendine girdiğini savundu. Kozal, "Gerek küresel anlamda, gerekse yurt içinde öncü göstergeleri de dikkate aldığımızda, ekonomiye pozitif ivme kazandıracak hareketliliğin başladığını söyleyebiliriz" diyor.

Krizde emlak piyasalarının durgunlaştığını, fiyatların gerilediğini hatırlatan mimar-ekonomist Remzi Kozal, son haftalarda daha da umut verici gelişmelerin olduğunu bildirdi. Türkiye'de gayrimenkul fiyatlarının genel ekonomik dengeler yanında mevsimsel etkilerle de hareketlendiğine işaret eden Remzi Kozal, "Piyasa yazın adeta uykuya girer. Eylül ayında okulların açılış öncesi tatil dönüşüyle birlikte Ekim ayını da içine alacak şekilde bir hareketlilik yaşanır" diyor.

Dengeler yerine oturuyor
Bu yıl da, küresel krizin etkisini kaybetmesiyle birlikte, Eylül-Ekim aylarında mevsimsel yükseliş ile beraber normalin üzerinde hareketlilik görülebileceğini savunan Kozal, şu ifadeleri kullandı:
"Bu hareketlilik, yüzlerce kalem mal girdisi olan ve geniş anlamda istihdam sağlayan inşaat sektörüne doğal olarak ivme kazandıracak. Gerek küresel anlamda ve gerekse yurt içinde, ekonomideki öncü göstergeleri dikkate aldığımızda Türkiye ekonomisine pozitif yönde ivme kazandıracak bir hareketliliğin başlayacağını söyleyebiliriz. Krizle birlikte sarsılan ekonomik dengeler yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyor. Gerek ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere yurtdışında ve gerekse yurtiçindeki ekonomik veriler olumlu sinyaller veriyor. ABD'de konut satışlarında artışlar kaydedilmeye başladı. Türkiye'nin enerji koridoru olması gibi gelişmeler ekonomideki olumlu havayı daha da pekiştiriyor. Gerek yurtiçinde ve gerekse yurtdışındaki olumlu gelişmeler gayrimenkul fiyatlarını ve satışlarını olumlu etkiliyor. İstanbul'un 2010 Kültür Başkenti olması, üçüncü Boğaz Köprüsü ve bağlantı yollarının netleşmeye başlaması, hareketliliği daha da artıracaktır."

Yeni konutlar az etkilendi
Küresel krizle birlikte dünya genelinde gayrimenkul piyasalarının olumsuz etkilendiğini; ABD ve bazı AB ülkelerinde yüzde 50'leri geçen fiyat düşüşleri görüldüğünün basına yansıdığını hatırlatan Remzi Kozal, "Türkiye'de öyle yüksek oranlarda bir düşüş yaşanmadı. Satışlar son derece azaldı. Özellikle 2000 öncesi inşa edilen binalarda yer yer yüksek oranlarda olmasa da düşen fiyatlar gözledik" ifadelerini kullandı. Kozal, 2000 sonrası, yeni deprem yönetmeliğine göre ileri teknoloji kullanılarak inşa edilen site şeklindeki konutlarda yine fiyat düşüşlerinin sınırlı kaldığını belirtti.

Elini çabuk tutan banka pastadan daha fazla pay alacak
Krizin derinleşmeye başladığı geçen yılın Eylül ayından sonra satışlardaki düşüş nedeniyle yeni yatırımların yapılmadığını, yeni projelere başlanmadığını aktaran Remzi Kozal, "Piyasalardaki küçük hareketlenmelerle birlikte fiyatların hızlı şekilde artacağını söyleyebiliriz" diyor. Kozal, "İstanbul'da onbinlerce yeni konut satılmayı bekliyor. Bazı bankalar kısa vadede aylık yüzde 1 faizin altına indi. Tüketici uzun vadede düşük faiz bekliyor. Elini çabuk tutan banka, bu pastadan daha fazla pay alacaktır" diye konuşuyor.
Ali ÖZTÜRK/Hürriyet


Geri Dön