Genel

North Shield, 20 ’nci yıllını kutluyor!

Mehmet Yalçın, Milliyet Gazetesi'ndeki yazısında ' Barlar da yıllanır ' başlıklı yazıyı kaleme aldı. Yalçın, yazısında şarap ithalatçısı Adco ve Hayal Kahvesi değinerek Türkiye'deki yeme içme kültürünü ele alıyor....

Modern bar ve pub 'ların öncüleri Hayal Kahvesi ile North Shield, 20 'nci yıllarını kutluyorlar. Yeme-içme dünyasının bir başka önemli kurumu, lider şarap ithalatçısı Adco da 20 yaşında...

- Garson bey, bu bira niye ılık

- Dolap bozuk abi...
...

- Bira yine ılık. Haydi dün dolap bozuktu, bugün ne var

- Bira yeni geldi beyim, dolaba yeni kondu. Daha soğumadı...

1980 'lerin ortalarına kadar Türkiye 'nin yeme içme dünyasında en yaygın diyalog neredeyse buydu. “şžarap var mı ” sorusunun cevabı da “Var abi. Kırmızı da var, beyaz da var ” şeklindeydi. Birkaç pahalı ve özel lokantanın dışında mönü kartı yoktu, eprimiş kirli bir mönü turistler için bulundurulurdu. Yeme-içme meknlarının kapılarında Umum Lokantacılar Odası 'nın ve Belediye İktisat Dairesi 'nin mühürleri bulunan “İkinci sınıf müesseselere mahsus fiyat tarifesi ” denen çarşaf gibi listeler asılıydı. 80 'lerin solcuları Sovyetler Birliği 'ne Rusya denmesine bozulduklarından, lokantacılar odasındaki solcu bir çalışan Rus salatası yazısını matbaada değiştirmiş, “Sovyet salatası ”na çevirmişti! Kapılarında bu listelerin asıldığı birahanelerde Ferdi Tayfur 'lu video filmleri oynatılır, bıyıklı erkekler ciğer tava eşliğinde ılık bira içerdi. Gençlerin gidecekleri kafeler de yoktu. Muhallebicilerde buluşulur, romantik aşk sözcüklerine yağda yumurta kokuları eşlik ederdi.

Lokantalarda porselen tabak mumla arasanız zor bulunur, yemekler asker karavanası gibi metal tabaklarda sunulurdu. “Yiyen var, yiyemeyen var ” denerek lokantaların camlarına tül perdeler asılır, yiyecekler sokaktan geçenleri imrendirmesin diye vitrinlerde teşhir edilmezdi... Bu satırların yazarı da o yıllarda toy bir muhabirdi, en çok Cağaloğlu yokuşundaki büfede çift kaşarlı tost ve ballı muzlu süt ile kahvaltı eden köşe yazarlarını kıskanırdı...

Kıskanılacak cipler, yazlıklar yoktu ki!

“Biz eskiden eskiden / su içerdik testiden ” şarkısı tadındaki bu izlenimler, daha da uzatılabilir. 1984 'te Turgut Özal iktidara geldi, kapalı ekonomiyi dünyaya açtı, ihracatla birlikte ithalatı da tetikledi. Ve açılan gümrük kapılarından sadece batının malları değil, kültür ve alışkanlıkları da Türkiye 'ye akmaya başladı...

İşte o yılların meyveleri, Türkiye 'nin alanlarında ilk olan farklı kulvarlardaki üç yeme-içme kuruluşu, şu sıralar 20 'nci yıllarını kutluyor...

Bunlardan biri, Hayal Kahvesi. Diğeri Türkiye 'nin ilk İngiliz stili pub zinciri North Shield... Bir diğeri de, bu barların, pub 'ların, restoran ve otellerin sunduğu yüzlerce şarabı, sert içkiyi, peynir ve şarküteriyi getiren ülkenin en büyük lüks gıda ithalatçısı Adco...

İşin bir başka yönü, North Shield de, Hayal de bünyelerinden yeni   işletmeleri doğurmuş, North Shield 'den İstanbul 'un ilk ciddi İtalyan lokantası La Toretta 'lara, ilk ciddi Fransız braserisi La Brise 'lere uzanan yollar, Hayal 'den modern Boğaz restoranı Lacivert 'e, otantik Karayip barı Küba 'ya uzanan hatlar açılmış.
Kaliteli yeme, içme ve eğlence sadece alkol alıp gevşeme değil, modern hayatın uygar bir dilimi olarak görüldüğünde, bu kuruluşların sadece birer ticarethane değil, aynı zamanda kültür ve yaşama sanatı kurumları olduğu da farkedilebiliyor. Tümüne nice 20 yıllara...

Orijinalinden daha iyi


North Shield 'lerin arkasında da benzer bir idealizm var. Londra 'da iç mimari eğitimi gören Teoman Hünal, eşi Lale Hünal 'la birlikte “Niye koskoca İstanbul 'da bir tane bile İngiliz stili pub yok ” diye sorup 90 'ların gözde yeri Ataköy marinasında ilk North Shield 'i açıyor. Buranın başarısı yeni şubeleri gündeme getiriyor, 20 yılın sonunda North Shield Adana 'dan Van 'a, havalimanlarından İstanbul 'un gözde semtlerine uzanan 20 'ye yakın şubeye ulaşıyor. Yıllarca valizinde getirdiği malt viskileri konuklarına ikram ederek onlara bu seçkin viskileri keşfettiren, zamanla onları ithal eden, pub 'larda satacak ilginç biraları piyasada bulamayınca onları da getirtmeyi üstlenen Hünal 'ın bu kadar yıllık çabası, bazen ilginç ödüller de alıyor. Bazı müşteriler Hünal 'ı pub 'larda gördüklerinde, “Tebrik ederiz, İngiltere 'deki North Shield 'lerden de güzel yapmışsınız! ” diyorlar...


Istakozla başlayıp Petrus 'e uzandılar


Adco 'nun serüveni hayli ilginç. Asıl mesleği mimarlık olan Amerikalı Randolph Mays ve eşi işkadını Figen Mays, 80 'lerin sonlarında Sarıyer 'deki Urcan lokantasında irice bir ıstakoza bir motosiklet parası ödeyince “Bunlar Amerika 'da karides fiyatına satılıyor. İthal etsek büyük bir boşluğu doldururuz ” diyor ve gıda işine giriyorlar. Amerikan ıstakozuyla başlayan serüven, balzamik sirkelerden grappa 'lara, kaliteli şaraplardan Fransız ve İtalyan peynirlerine uzanıyor.
20 yılın sonunda binlerce metrekarelik depoları ve trilyonluk stoklarıyla devasa bir kuruluş haline gelen Adco, çoğu üst kalite liginde 400 'e yakın dünya şarabını ithal ederek belki de bir dünya rekorunu kırıyor. Bu denli büyümeye rağmen, hl Nişantaşı 'ndaki bir restoranın bir şişe şeri sirkesi ihtiyacı için gece yarısı depo açtırıp gönderecek kadar da amatör ruhlular...

Karı-koca Mays 'ler, yıllarının yarısını dünyayı dolaşıp lezzet avcılığıyla geçiriyorlar. Kalan vakitlerinde de beğenip getirtmeye çalıştıkları ürünlerin gümrüklerdeki bezdiren bürokrasileriyle boğuşuyor, bu kadar ürünü pazarlamaya ve kültürünü Türkiye 'ye tanıtmaya çabalamayı da ihmal etmiyorlar.
 

Değişen Beyoğlu 'nun sembolü

Türkiye 'nin sosyal yaşamına renk getiren, 20 yılı da devirmeyi başarabilen bir başka kuruluş da Hayal Kahvesi. Beyoğlu 'nun Parmakkapı sokağındaki salaş Afrika Han 'da bulunan bu iki katlı mekn, Türkiye 'de kaliteli müziğin adeta vahası. 80 'lerin sonuna kadar egemen olan taverna, müzikhol ve gazino kültüründen modern müzikli bar kültürüne geçişin sembolü. Rock 'a, blues 'a, caza ve nitelikli popa açılan bir pencere. Duvarlarındaki yıpranmış tuğlalarda ve cilası soyulmaya yüz tutan tahtalarında, binlerce insanın anılarının izleri saklı.
20 yıl boyunca orada tanışıp evlenenler, çocuk yapanlar olmuş. Genç müşterilerden zamanla müzisyen olan, sahneye çıkanlara rastlanmış. Pek çok ünlü önce Hayal 'de çalmış. Kendi müşteri kuşağını kendi yaratmış Hayal Kahvesi. Ve 90 'ların lumpenlikten uzaklaşan, bağrını aydın gençlere açmaya başlayan Beyoğlu 'sunun sembolü olmuş. Film yönetmeni Fehmi Yaşar ve sanatçı arkadaşlarının artistik dokunuşları, isminden kapısının tokmağına, demir pancurlarından afişlerdeki grafiğe kadar her detayına sinmiş

Milliyet/Mehmet Yalçın