Nuri Bulut: Ev alırken salona mutfağa değil, kimliğine bakacağız!
Yasa gereği 2017 yılına bütün binalar kimlik belgesi çıkarmak zorunda. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut "Binaların enerji tüketiminde hangi sınıfa girdiği, ne kadar yakıt harcadığı bu belgelerde yazacak" dedi.
İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, “9 milyon bina, 21 milyon da toplam daire var. Yüzde 90’ının yalıtımsız olduğunu biliyoruz. Kentsel dönüşüme ne kadarı gireceğini kesin söylemek zor ama 15 milyon daire tâbi olacak” diyor. Tabii ki 20 yıllık bir süreçten söz ediyoruz. Nuri Bulut ile yalıtımın önemini konuştuk, bir de üç yıl sonra hayatımıza girecek olan binaların nüfus cüzdanını.
Buzdolabı alırken bakıyoruz ama
- İnsanlar ev alırken ne depreme dayanıklı mı diye bakıyor ne de yalıtımı var mı diye. Biz Türkler için ev alırken kıstas salonun büyüklüğü, kaç odası olduğu.
Dediğiniz gibi biz parkesine, seramiğine, mutfağına banyosuna bakarız. Yeni yeni biraz bilinçlenme var. Pencere pen mi, çift cam mı diye bakmaya başladı ama henüz binanın yalıtımına, aylık enerji giderine bakılmıyor. Binaların 2017 yılına kadar enerji kimliklerini çıkarma kuralı var. Bu enerji kimliği ne işe yarayacak? Kimlik sayesinde binanın B, C, D gibi sınıfı belirlenecek. Buzdolabı, çamaşır makinası aldığınızda görüyorsunuz A sınıfı mı B sınıfı mı. Ona göre de fiyatı var. Makinam az en enerji tüketsin diyorsanız, ona göre fiyat ödüyorsunuz. Henüz bu konutlara yansımadı. Ancak yurtdışında emlakçılarda görürsünüz, tüm binaların teşhirinde enerji performansı, kimlik belgesi yer alıyor. Tabii ki bu da binanın satış veya binanın kira değerini etkiliyor. Henüz bizde yok ama binanın enerji kimliğine göre emisyon vergisi ödüyorlar.
Almayana ne ceza var?
- Siz uzun zamandır gündemde tutmaya çalışıyorsunuz, bu satırları okuyup da detay bilgisi olmayanlar için enerji kimlik belgesini biraz daha açıklar mısınız?
Yasa gereği 2017 yılına kadar bu belgelerin alınması gerekiyor. Ne var ki 2017 yılından sonra ne olacağına dair de belirsizlik var. Mal sahipleri binalarının hangi sınıfa girdiğini, ne kadar yakıt, ne kadar emisyon değerleri olduğunu belirleyecek. Bu kartlar alındıktan sonra yaptırımın ne olacağı konusunda belirsizlik var. Bu bir vergilendirme aracı olabilir veya fiyatlandırmaya konu olabilir. Beklenen şu, A sınıfı, B sınıfı binanız varsa kullanacağız enerjinin fiyatı düşük olacak, enerji sarfiyatı olan binalarda fiyatlandırma farklı olabilir. Ayrıca şimdilik gündemde olmayan emisyon vergisi A, B sınıfındaki binalarda uygulanmaz da, diğer sınıflarda bir vergi olabilir.
- Her binanın bir nüfus cüzdanı olacak. Ancak o cüzdanın ne işe yarayacağını henüz bilmiyoruz öyle mi?
Evet henüz bilmiyoruz.
- Peki, bu nüfus cüzdanı nasıl alınacak? Bir apartman yöneticisi nereye başvurmalı, basitçe anlatır mısınız?
İZODER de verebiliyor, birçok yetkilendirilmiş kurum da verebiliyor. Mal sahibi veya apartman yöneticisi en basiti derneğimize başvurduğu takdirde ısı kayıpları hesaplanarak, binanın kimlik belgesi çıkarılıyor.
- 2017 yılına kadar enerji kimlik belgesini almayanlara yönelik bir yaptırım var mı?
Henüz o konuda da bir açıklık yok.
- O zaman niye bu maliyete katlansın insanlar?
Nasıl ve neden sorularının yanıtı açık değil maalesef. Alınmazsa veya alındıktan sonra hangi yaptırımların olacağı belli değil.
Yılda 12 milyar dolar tasarruf imkânımız var
Türkiye’nin ithalatı 236 milyar dolar. İthalatımızın yüzde 25’inin de enerji gideri olduğunu biliyoruz. Maalesef Türkiye enerjisinin yüzde 72’sini ithal etmek zorunda. 60 milyar dolar enerji ithalatının yüzde 35-40’lık bölümü de konut ve sanayi tesislerinde ısıtma amaçlı kullanılıyor. Konut ve sanayi tesislerinde kullanılan 24 milyar dolarlık enerjinin yüzde 50'sini tasarruf edersek, her sene 12 milyar dolar azaltma imkanımız var. Unutmayalım ki cari açığın büyük bir bölümünü enerji ithalatı oluşturuyor.
Üç, beş yılda yıkılmayacaksa her türlü mantıklı
- Isı yalıtımıyla yüzde 50 tasarruf sağlanacağından bahsediyoruz ama sonuçta yalıtım yapmanın da bir maliyeti var. Her ne kadar birçok banka yalıtım masrafı için kredi imkanı sunsa da insanları bu maliyet de düşündürtüyor.
Tabii ki bina inşa edilirken ısı yalıtımını yaptırmak daha tasarruflu. Şu demek değil ki mevcut bina sağlam ve kentsel dönüşüm kapsamında yıkılmayacaksa, yalıtım yapılmaz. Yapılan yalıtım kendini 2-3 senede geri ödüyor. Diyelim ki, 8 ay boyunca ayda 300-400 lira enerji gideriniz var ve yalıtım için daire başına 3 bin lira harcayacaksınız. Enerji giderlerinizdeki yüzde 50 azalmayla ayda 175-200 lira tasarruf ediyorsunuz, iki yılda yalıtım masrafı çıkmış oluyor. Kentsel dönüşüm kapsamında binanız iki yıl içinde yıkılmayacaksa bu yatırımı yapmak doğru. Üç, beş yılda kentsel dönüşüme tabii değilse yaptırmalarında fayda var. Sıkıntı insanların oturdukları binaların kentsel dönüşüm kapsamında olup olmadığını bilmemesi.
Isı yalıtımında salt ısınma göz önünde tutuluyor
- Kentsel dönüşümde yalıtım da yapılıyor mu?
Kentsel dönüşümde de yalıtım açısından denetleniyor ve standartlara uygun yapılması için çalışılıyor. 2000 yılında zorunlu olan TSE standardı uygulanıyor ve olması gereken yalıtımlar yapılıyor.
- Sadece ısı yalıtımından söz etmiyoruz değil mi? Yangın, su yalıtımı da olmak zorunda.
Tabii ki. Yalıtımda önce temelinden başlıyoruz ve su yalıtımı yapılıyor. Isı ve yangın yalıtımını beraber düşünmek lazım. Maalesef Türkiye’de düne kadar bunlar gündemde değildi. Isı yalıtımı hatta ısınma gündemdeydi. Artık ısı yalıtımında, soğutma da göz önünde tutuluyor.
2014 bütçesi şimdiden dar kaldı
Türkiye’de bir ilk gerçekleşti ve 814 bin konutluk izin alındı. Bunlar 2014 ve 2015'in inşaatları olacak. 2013'te 1 milyon 144 bin konut satıldı ve stokta boşalma oldu. 2014 hareketli geçecek. Biz de bu yıl 380 milyon ciro hedefliyoruz. Aslında biz ekim ayında bütçeyi yapmaya başladık, bütçemiz dar kaldı. 2013'ü 359.5 milyon ciroyla tamamladık. Aynı büyümeyi tekrarlarsak bu yıl 400 milyona ciroya yaklaşma ihtimalimiz var.
Ortaklar Kuveytli ve Fransız
- İzocam Koç Grubu’na bağlıydı şimdi ortakları Kuveytli Alghanim ve Fransız Saint Gobain. Şirkette kültür farklılığı var mı?
Fransız ortağımız bizim lisansörümüz, Kuveytli ortağımız da yalıtım sektöründe olan bir firma ve kadroları da profesyonel insanlar ve çokuluslu bir ekip var, Amerikalı, Kanadalı gibi. Dolayısıyla Fransız kültürüyle, Amerikan kültürüyle her hangi bir farklılık göstermiyor. Kuveytli ortağımız da zaten son derece Amerikan standartlarında çalışıyor. Biz de Koç kültürü almış bir firma olarak her hangi bir eksiklik hissetmeden hatta fazlalıklarımızla onlara örnek olabiliyoruz.
'Yöneticimiz uyuyor mu?' diyordu
- Çocukluğumdan hatırladığım birkaç reklam filmi var, biri de İzocam’ın ‘yöneticimiz uyuyor mu?’ reklamı. Siz 74-75’ten beri ısı yalıtımına yönelik bilinçlendirme kampanyası yapıyorsunuz. Bir ara o reklam kampanyası yine yayınlandı. Tekrar böyle bir kampanya yapmayı düşünüyor musunuz?
Yöneticimiz uyuyor mu ve göğü ısıtamazsınız sloganlarıyla hatırlatma yapmaya çalıştık ama o zamanlar Türkiye’de tek kanal vardı. Siyah beyaz televizyonun karşısına geçer, bayrak göndere çekilene kadar izlerdik, reklamlardan da kaçınılmazdı zaten tek kanaldı. Bugün reklamları izliyor muyuz? O tarihlerde bir bilinç oluşturmak için derneklerin olmadığı ortamda doğru bir mecraydı. Şimdi artık derneklerimiz var, Bunların hepsi yalıtım bilinçlendirmesi çalışması yapıyor.
Akşam/Funda Özkan