Ocak ayında 86 bin konutun satışı gerçekleşti!
Konut satışı aralık aylarında rekor kırıyor. Bu pek değişmeyen bir eğilim. Geçen yıl aralıkta 135 binle şimdiye kadar bir ayda gerçekleşen en fazla satış rakamından sonra ocaktaki satış normale dönüverdi.
Konut satışı aralık aylarında rekor kırıyor. Bu pek değişmeyen bir eğilim. Belki bir sonraki yılın ilk ayıyla birlikte vergi ve benzeri yükümlülüklerde artış olacağı kaygısı, belki sanki bütçe ödeneğini sonuna kadar kullanmak isteyen kuruluşların davranışının sergilenmesi... Sonuçta, yılın son aylarında, özellikle de aralıkta rekor düzeyde konut alım-satım işlemi gerçekleşiyor. Ocak ayına geçişte ise ilk bakışta aralık ayına kıyasla bir dibe çakılma yaşanıyor. Bu yıl olduğu gibi... Geçen yıl aralıkta 135 binle şimdiye kadar bir ayda gerçekleşen en fazla satış rakamından sonra ocaktaki satış normale dönüverdi. Ocak ayında 86 bin 167 konut satıldı.
Ocak ayındaki satış, geçen yıl 87 bin 639, 2012 yılında ise 87 bin 444 düzeyinde bulunuyordu.
Yani son üç yılın ocak ayında üç aşağı beş yukarı aynı düzeyde satış gerçekleşmiş oldu.
Sıkıntı işareti mi?
Türkiye'nin nüfusu artıyor. Kentleşme de öyle. Konut arzı deseniz, koşar adım artma eğiliminde. Ama diğer yanda el değiştiren konut sayısı üç yıldır aynı düzeyde. Yani nüfusa, kentleşmeye, konut arzına kıyaslandığında reel olarak bir gerileme var.
TÜİK bugün 2014 yılının tümüne ilişkin yapı izin istatistiklerini açıklayacak. Rekor düzeyde yapı ruhsatı ve yine rekor düzeyde yapı kullanım izin belgesi düzenlendiğini göreceğiz. Yani arz, ocak ayında gerçekleşen satışın, bir başka ifadeyle talebin çok üstünde seyretmekte.
Ama arz artarken, konut fiyatları da artış gösteriyor. Tuhaf bir çelişki yaşıyoruz yani. Bir tarafta arz-talep arasındaki denge arz lehine bozuluyor, diğer tarafta da Merkez Bankası'nın belirlediği konut fiyat endeksinde belirgin bir artış gvvözleniyor. Arzı artmakta olan konut fiyatları nasıl yükseliyor peki?
Merkez Bankası'nın konut fiyat endeksi, yalnızca konut kredisi veren kuruluşlara yapılan başvuru sırasında düzenlenen değerleme raporları dikkate alınarak oluşturuluyor. Yani Merkez'in yaptığı sınırlı bir değerlendirme. Dolayısıyla bu çalışmayla konuttaki tüm fiyat hareketlerinin kapsandığı söylenemez. Ama yine de kredili veya bir başka ifadeyle ipotekli olarak gerçekleşen konut satışında fiyat artıyor. İnsan düşünmeden edemiyor, "Arz, talebin üstünde olduğu halde kredili konut fiyatları artıyor, ya bir de talep arzdan fazla olsaydı ne olurdu" diye...
Ah Merkez, vah Merkez!
İnşaat sektörü bir yandan, otomotiv sektörü diğer yandan, herkes gözünü Merkez Bankası'na çevirmiş durumda. Merkez Bankası faizi indirdiğinde Türkiye ertesi gün bir yatırım atağıyla uyanmayacağına, hele hele yabancılar Türkiye'ye akın etmeyeceğine göre, olacaklar ve beklenen belli. Bankalar tüketici kredisi faizlerinde indirime gidebilecekler, bu sayede de piyasada bir canlanma olacak. Daha çok konut kredisi kullanılacak, daha çok otomobil kredisi alınacak.
Otomotiv sektöründe öyle çok büyük bir sorun yok da, inşaat sektörü öyle değil ki. Toplam konut stokuna ilişkin kesin bir veri yok, ama bu sayının milyonu bulduğu dile getiriliyor. Ocak ayındaki konut satışı verileri, 2015'in öyle canlı bir yıl olacağına ilişkin ipuçları taşımıyor. Geriye kala kala Merkez Bankası'nın şöyle üç-beş puanlık bir faiz indirimi kalıyor. Olur mu, olmaz tabii ki! Ama insan hayal ettiği sürece yaşar...
Konut satışı aralıkta rekor kırdıktan sonra ocakta normale döndü. Son üç yılın ocak aylarındaki satış zaten aynı düzeyde. Ancak, nüfus ve kentleşme arttığı, daha da önemlisi konut arzı arttığı halde satışın değişmemesi, reel bir gerilemeye işaret.
Alaattin Aktaş-Dünya