Ofis ortamları yeniden inşa ediliyor!
İnovasyon kültürünün gelişmesi için ofis ortamları adeta baştan inşa ediliyor. Teknoloji ile oluşturulan altyapılarla ofisler, yeni dönemin ihtiyaçlarına göre tasarlanıyor...
Rekabette öne çıkmak, inovasyon ve yenilikçi kültürü geliştirmek için çalışma alanları da yeniden dizayn ediliyor. Para Dergisi'nin haberine göre artık geçmişten bildiğiniz ofisleri, eski verimlilik anlayışlarım unutmanız gerekiyor. Şimdi neredeyse her departmanın yeniden tasarlandığı, “yaratıcılık ortamları” var. Kısaca ofisler, verimlilik alanlarından yaratıcılık ortamlarına dönüşüyor. Artık önemli olan rekabette ön plana çıkacak'sonuçları yaratabilen şirket kültürüne, yaratıcılığa, yenilikçiliğe destek verecek ofis ortamları oluşturmak. Kısacası, ofisler, şirketlerin yönetim süreçleri, yaratım süreçleri ile uyumlu, iyi sonuçları destekleyen, değer yaratan bir fonksiyona bürünüyor. Tabii ki mobilyasından teknolojisine, tasarımına kadar yeniden yaratılmaları gerekiyor.
Özetlediğin bu konuların bir çoğu, Almanya’da kurulu olan Fraunhofer IAO Enstitüsü’nün öncülüğünde süren ve geleceğin ofis trendlerini belirleyen Office 21 Projesi’nin ortaya çıkardığı sonuçlar. Bu araştırmanın sonuçları geleceğin ofislerine gönderilen birer mesaj gibi. Geçtiğimiz günlerde, Fraunhofer IAO Enstitüsü Direktörü Dr. Stefan Rief ve Nurus Mobilya Baş Tasarımcısı Renan Gökyay ile işte bu konular üzerine sohbet etme fırsatı buldum. Nurus Mobilya’nm 90’mcı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında “Değer Yaratan Çalışma Alanları / Workplace For Value” başlığıyla da bir panel düzenlendi. Sohbetten bazı notları size de aktarmak istiyorum...
OFFICE 21'İN GÖSTERDİKLERİ
Dr. Stefan Rief, Office 21 araştırmasını şöyle değerlendiriyor: “Araştırmada ‘2025 yılında nasıl çalışacağız’ sorusuna yanıt aradık. Ve farklı zamanlarda bir araya gelerek öngörülerimizi değerlendirdik. Esnek, paylaşıma imkan tanıyan çalışma ortamlarının yaratıcılığa ve memnuniyete etkisini araştırdık. Oda sıcaklığının, kokunun yaratıcılığa etkisini, farklı jenerasyon ve sosyokültürel özellikteki çalışanları, kurum kültürüne bağlılığa motive etmenin yollarını değerlendirdik. Teknolojinin ve dijitalleşmenin, çalışanların beklen-tilerine ne ölçüde yanıt verdiğini gözlemledik. Ve gördük % ki, gelecek hiç de sandığımız gibi soğuk bir bilimkurgu » filmine benzemeyecek. Aksine kapitalizmin, insan faktörünü yeniden öne çıkarmaya başladığına tanık olduk”. Dr. Rief, insan iletişiminin yaratıcılık kültürü için ne kadar önemli olduğunu ise şöyle anlatıyor: “Artık ana amaç, üretim ve verim değil! Bunun yerini çalışan memnuniyeti aldı. Yüz yüze iletişimde yeni fikirler doğuruyor.
Yüz yüze iletişim artık ‘video konferans’tan ve ‘home ofis’ten daha etkili hale geldi. Grup halinde çalışırken, hala dijital değil, gelenekseliz. Yakında toplu halde dijitalleşeceğiz. Gelecekteki ofisler bildiğimiz ofis olmayacak. Farklı opsiyonları barındıran mekanlar olacak. Ofislerde, çok sessiz alanlar, proje ekiplerinin özel alanları, yaratıcılık için özel alanlar, video konferans odaları, telefon odaları, kişisel eşyaların bırakılacağı alanlar bulunacak.”
MEMNUNİYET VERİMLİLİKTEN ÖNEMLİ
Yaklaşık iki yıldır Office 21 araştırmasının proje partnerliğini sürdüren Nurus Baş Tasarımcısı Renan Gökyay da şirketler için başarı faktörlerinin değiştiğini şu sözlerle anlattı: “Bu araştırmanın sonuçları bize değişim yönetimini iyi yapan şirketlerin ayakta kalabileceğini söylüyor. Üç tip şirket anlayışı var. İlki, ‘Ofis çalışılan yerdir’ diyen ve çalışma alanlarını maliyet olarak gören anlayış. Türkiye’de ne yazık ki henüz böyle... İkincisi, Avrupa’da oldu bir ofise iyi bir yatırım olarak bakan anlayış. Üçüncü grup ise, ofisi stratejik değişim yönetiminin en önemli unsuru, gelişimin anahtarı olarak görenler. Bu gruptakiler farklı kültürleri birbirle-riyle ilişkilendirerek, çalışanları için işbirliği ve uyum içinde faaliyet gösterecekleri psikolojik çevreyi oluşturanlar, yani çalışan memnuniyetini ilk sıraya alanlar. Son yıllarda üçüncü grupta yer alan şirketlerin başarılı olduğunu görüyoruz.”