Oktay Ekinci: 'İmar darbesi' geliyor
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nca hazırlanan "İmar Yasasında Değişiklik" tasarısında ilk müdahale, yasanın "planlama disiplini"ni öngören 3. maddesine yapılıyor
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nca hazırlanan "İmar Yasasında Değişiklik" tasarısında ilk müdahale, yasanın "planlama disiplini"ni öngören 3. maddesine yapılıyor. Herhangi bir alanın plana aykırı kullanılamayacağını öngören fıkraya "bakanlığın resen müdahalesi" ekleniyor.
Ülke gündemi "demokratik açılım" ve "darbe kuşkuları"na kilitlenirken imar hukukumuzdaki "darbe" hazırlığı son aşamaya getirildi. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun imar yağmasına karşı çıkan meslek odalarını "siyaset yapmak"la eleştiren raporu, mürekkebi kurumadan yeni düzenlemelere ilham kaynağı oldu. Aynı raporun "tavsiyeleri"ne uygun yasa değişikliği tasarısı geçen günlerde TBMM Meclis komisyonlarına gönderildi bile...
İşte yapılmak istenen değişiklikler:
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nca hazırlanan "İmar Yasasında Değişiklik" tasarısında ilk müdahale yasanın "planlama disiplini"ni öngören 3. maddesine yapılıyor. Herhangi bir alanın plana aykırı kullanılamayacağını öngören fıkraya "bakanlığın resen müdahalesi" ekleniyor.
Aynı maddeye özellikle meslek odalarının yine bakanlıkça "denetlenmesi"nin getirilmesi ise "demokratik kurumların etkisizleştirilmesi" niyetini açığa çıkarıyor. Tasarıdaki "bakanlık, meslek odalarının her türlü iş ve işlemlerini yönlendirir ve denetler.." hükmü, TMMOB ve odaların adeta "bakanlığa bağlı genel müdürlük" konumuna getirilmesi anlamını taşıyor...
Çıkar amaçlı düzenleme
Tasarının çevre ve kültür değerlerine yönelik "imar darbesi" ise yasadaki "istisna"larda yapılan değişiklik...
Yürürlükteki İmar Kanunu'nun 4. maddesinde "Boğaziçi Yasası", "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası", "Çevre Yasası" gibi tarihi ve doğal alanların korunmasıyla ilgili yasaların "önceliği" vurgulanırken tasanda aynı kural kaldırılarak bu gibi "özel kanunların bu kanuna aykırı olan hükümleri uygulanamaz" hükmü yer alıyor. Böylece çevrenin ve kültürel-doğal zenginliklerin güvenceleri olan diğer yasalar tümüyle "etkisiz"leştiriliyor...
Tasanda, son yıllarda giderek artan, kimi kamu kurumların "çıkar amaçlı imar düzenlemeleri"ne de "koruyucu" hükümler var. Yasanın 7. maddesindeki "harita ve planların yapım ve onama yetkisi" konusunda "belediyeler ve valilikler" hükmü kaldırılarak "ilgili idareler" tanımı getiriliyor. Böylece "Özelleştirme İdaresi", "TOKI" gibi kuruluşlara tanınan "pazarlamaya dönük planlama" yetkileri imar yasasında da güvenceye almıyor.
İmar Yasası'nın "kamu yapıları"yla ilgili 26. maddesinde öngörülen değişiklik de depreme dayanıklılıkları tartışma konusu olan bu yapıların denetiminde "ticari" kuruluştan devreye sokuyor. Yeni düzenlemede "yeterli teknik personeli bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları", yeterli elemanı olan diğer kamu kurumlarından ya da kamu yararına çalışan meslek odalarından destek almak yerine "yapı denetim şirketlerine yönlendiriliyor. Ayrıca "denetim hizmetlerine yardımcı olmak için kurulan ve bakanlıktan belge alan mimarlık, mühendislik ve müşavirlik kuruluşları" tanımıyla da yine meslek odalarına "rakip" kılınacak yeni ticari kuruluşlar tanımlanıyor...
Bilimsel denetim devre dışı kalıyor
İmar Yasası'ndaki değişiklik tasarısında öngörülen bütün bu "darbeci" hükümler "plan tadilatlarının zorlaşması", "planların itirazların sonuçlanmasının ardından kesinleşmesi" gibi bazı "olumlu" denilebilecek yeniliklerin de kamu ve toplum yararına uygulanmasını engelleyecek nitelikte.. Çünkü "bilimsel ve demokratik denetim" tümüyle devreden çıkartılırken ülkenin ve kentlerin imarında bütün yetkiler egemen "siyasi erk"lere bağlanıyor.
Oktay Ekinci/Cumhuriyet