Sektörel

Ömer Cihad Vardan, İKV'nin yeni başkanı oldu!

İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) Genel Kurulu bugün İstanbul'daki TOBB Plaza'da yapıldı. Seçimli Genel Kurul'da Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu başkanlığı bıraktı ve yeni başkan Ömer Cihad Vardan oldu...


İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) Genel Kurulu bugün İstanbul'daki TOBB Plaza'da yapıldı. Genel Kurulu AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Seçimli Genel Kurul'da Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu başkanlığı bıraktı ve yeni başkan Ömer Cihad Vardan oldu. Vardan, halen başkan olan Nail Olpak'tan önce Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Başkanlığı görevini yürütüyordu.


Bu arada AB Bakanı Çavuşoğlu, İKV Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Türkiye AB hedefinden vazgeçemez. AB de sonu belli takvim vermelidir" dedi.


İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ın pan başkanlığı yaptığı Genel Kurul'da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da "AB katılım süreci ve Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'na (TTIP) ilişkin" değerlendirmeleri içeren bir konuşma yaptı.


Türkiye'nin AB katılım sürecinin hala devam ettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Önemli mesafeler aldık, bu doğrudur. Bundan sonra da iktisadi hayatımızı, siyasi ve sosyal yapımızı daha da iyileştirecek, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğü alanındaki başarılarımızı konsolide edecek reformlara ihtiyacımız var" dedi.


AB uyum sürecinin aslında Türkiye'ye kapsamlı, başarısı denetlenmiş bir reçete sunduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, "Bu reçetedeki ilaçları, kullanım koşullarına saygı göstererek kullanmamız gerekir. Bu çerçevede 2001 yılında başlayan kapsamlı reformları devam ettirmeliyiz. Zira pedal çevirmeyi bıraktığımızda bisikletin başına gelenler hepimizin malumudur. Bu açıdan, Sayın Bakanımızın üzerindeki yük ve sorumluluk çok fazla. Biz TOBB, İKV ve tüm kurumlarımızla AB üyeliğine doğru atılan adımlara destek vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


'Vize muafiyeti gelmeli'


Türkiye'nin, müzakerelere tüm AB üyesi devletlerin ortak kararıyla başladığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, sürece katkı sunan kişi ve kurumları överek, şunları kaydetti:


"Bu kararın (AB'ye katılım) alınmasına katkı sağlayan her birey, Türkiye'de, AB üyesi ülkelerde ve bölgemizdeki gelecek nesiller tarafından minnetle anılacak. Aynı şekilde süreci yokuşa süren, tamamlanması gereken teknik çalışmalara gereksiz yere siyasi boyut katan, hesabını gelecek nesillerin menfaatine göre değil, gelecek seçimlere göre yapan herkes bugün de kaybediyor, yarın da kaybedecek.


Uzun aradan sonra yeni bir fasıl açıldı. Vize muafiyeti konusunda bir adım atıldı. İnsanlarda umut ışığı doğdu. AB katılım sürecinin hareketlendiği izlenimi oluştu. Bir heyecan oluştu. Bütün bunlar gayet memnuniyet vericidir. Şimdi hepimizin görevi bu heyecanı, bu umut ışını değerlendirmektir. Teknik olarak hazır olduğumuz fasılları süratle müzakerelere açmamız gerekir."


AB üyesi ülkeler tarafından Türk vatandaşlarına vize uygulaması başlamasının ardından 30 yıl geçtiğini anımsatan Hisarcıklıoğlu, vizelerin bir an önce kaldırılması gerektiğini yineledi. Hisarcıklıoğlu, "Vize uygulaması ve bu uygulamanın zaman içinde daha katı bir hal alması, 50. yılı geride bırakan Türkiye ve AB için kabul edilmesi mümkün olmayan bir durumdur. Türk vatandaşları için bir kabus haline gelen, gayri insani ve hukuksuz bir uygulama olan, reel sektörümüzde haksız rekabete yol açan haksız ve vicdansız vize uygulaması artık son bulmalıdır. Vize serbestliği müzakereleri ucu açık bir süreç olarak görülmemeli, koşullar yerine getirildiği anda Türk vatandaşları vizeden muaf bir şekilde serbestçe dolaşmalıdır" görüşünü paylaştı.


'TTIP'de bizim de yer almamız lazım'


ABD ile AB arasında imzalanacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasının büyük bir önemi olduğuna ve bu konunun Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi olması gerektiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:


"Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerine Türkiye'nin de dahil edilmesi ile oluşacak ortam, iyimserliği pekiştirecektir. Geleceğe dönük, daha zor konularda adım atılmasının önünü açacaktır. Bundan hepimiz olumlu etkileneceğiz. Bu noktada son olarak AB-ABD arasındaki bu anlaşmanın ülkemiz için de hayati önemde olduğunu vurgulamak isterim.


Zira söz konusu olan, dünyanın yüzde 70'ini kapsayacak yeni bir yapıdır. Bu yapı ticareti, yatırımları, en önemlisi de küresel standartları belirleme gücüne sahip olacaktır. Bunun dışında kalamayız, kalmamalıyız. Küresel sistemde söz sahibi olmak istiyorsak, daha fazla üretmek ve kazanmak istiyorsak, bizim de masada yer almamız lazım."


AA