Sektörel

Onur Sürmeli: Mantolama kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruyor!

KYK Yapı Kimyasalları’nın verilerine göre, her 10 mantolama ürününden 4’ü Marmara, 4’ü İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu, 2’si ise Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne satılıyor...

Isı yalıtımının yalnızca soğuktan koruduğu yönündeki inanış yavaş yavaş kırılıyor. Kuzey bölgelerinin yanı sıra karasal iklimin hakim olduğu İç Anadolu Bölgesi’nde de ısı yalıtımı günden güne yaygınlaşıyor. KYK Yapı Kimyasalları’nın verilerine göre, her 10 mantolama ürününden 4’ü Marmara, 4’ü İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu, 2’si ise Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne satılıyor.


2000 yılından itibaren her yeni yapıda ısı yalıtımı yapılma zorunluluğu getirilmiş durumdayken, mevcut yapılar için de 2017 yılına kadar enerji kimlik belgesi alınması zorunluluğu bulunuyor. Binalarda daha iyi enerji performansı yakalanması ve düşük enerji tüketen bina sınıfından enerji kimlik belgesi alınması için de ısı yalıtımı yapılması kaçınılmaz oluyor. Getirilen bu yönetmeliklerle birlikte ısı yalıtım uygulamaları hızlı bir şekilde artıyor. Ayrıca nihai kullanıcılar da ısı yalıtımı yaptırarak ısıtma ve soğutma masraflarından yarı yarıya tasarruf edebileceklerinin, bunun kendi bütçeleri için ne denli faydalı olduğunun farkına varmaya başlamış bulunuyorlar. Bu farkındalıkla birlikte mevcut yapılarda da ısı yalıtım uygulamalarında artış gözlemleniyor.  

 

KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli, ısı yalıtımının sadece soğuk iklimlerin görüldüğü coğrafi bölgelerde değil, sıcak iklimlere sahip bölgelerde de önemli avantajlar getirdiğine dikkat çekti.

 

Sürmeli, “Mantolama, maliyetini 3 yıl içinde amorti ederek ısıtma ve soğutma giderlerini önemli ölçüde azaltan bir uygulama. Tüketiciler mantolamanın sadece soğuktan koruduğu inanışıyla uygulamayı kış dönemine bir yatırım olarak değerlendirse de mantolama sıcaktan korunmak için de önemli bir uygulama” dedi. 


Mantolama yaygınlığı bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor


Kuzey bölgelerinin yanı sıra karasal iklimin hakim olduğu İç Anadolu Bölgesi’nde de ısı yalıtımının günden güne yaygınlaştığına dikkat çeken Sürmeli, “Bununla birlikte, sıcak iklime sahip Ege ve Akdeniz Bölgeleri de klima ile soğutma masraflarını ve dolayısıyla artan elektrik tüketimini göz önünde bulundurarak mantolamanın önemini anlamaya başladı. Ancak bu eğilimin istenen seviyede olduğunu söylemek için henüz erken sayılır. Bugünkü satış haritasına baktığımızda, her 10 üründen 4’ünün ağırlık İstanbul’da olmak üzere Marmara Bölgesi’nde, 4’ünün İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu’da, kalan 2’sinin ise Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde satıldığını görüyoruz” diye konuştu.


Yaz döneminde başta Akdeniz ve Ege olmak üzere sıcak iklim dolayısıyla serinlemek için artan klima kullanımının elektrik tüketimini artırdığını belirten Sürmeli, ısı yalıtımının sadece düşük değil, yüksek ısıya karşı da yapılan bir uygulama olduğunun altını çizdi: “Isı yalıtımı yapılmış bir bina kış koşularında soğuk hava akımının geçişinin önünde bir bariyer oluştururken, aynı şekilde yaz koşullarında da yüksek sıcaklıktaki hava akımının önünde de bir bariyer oluşturur. Klima ile soğutma maliyetinin ısıtma maliyetine göre 1,5 kat daha pahalı olduğu düşünüldüğünde, ısı yalıtımlı binaların yaz koşullarında çok önemli oranlarda enerji tasarrufu elde edebileceği daha iyi anlaşılacaktır.”