Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi Nobel ödülünden fazla maliyetle açılıyor!
3 katlı müzedeki eşyalar, romandaki Kemalin, Füsuna duyduğu büyük aşkı ve özlemi ifade ediyor. Pamuk, müzenin maliyetinin Nobelden aldığı para ödülünden (ödül yaklaşık 2 milyon 600 bin lira) bile fazla olduğunu söyledi
Orhan Pamuk’un 2008’de yayınlanan romanı ‘Masumiyet Müzesi’nin müzesi nihayet kapılarını açıyor. Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, bir romandan esinlenerek tasarlanan ilk müze olan Masumiyet Müzesi’ni 28 Nisan’da açıyor. Müzenin ilk ziyaretçileri ise dün basın mensupları oldu. Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi romanında, Kemal’in sevgilisi Füsun’un eşyalarını nasıl topladığını ve onları müzeye hangi mantıkla yerleştirdiğini anlatıyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’daki gündelik hayatı temsil eden bu eşyalar, müzede özenle düzenlenen kutular ve vitrinlerde sergileniyor. 15 yıl boyunca romanı ve müzeyi birlikte düşündüğünü belirten Pamuk, ziyaretçilerin romanı okumamış olsalar bile müzeden zevk alacaklarını ve müzenin kendi başına bir hikâye anlattığını söylüyor. Çukurcuma’da tarihi bir bina Masumiyet Müzesi İstanbul’da Çukurcuma Caddesi üzerinde 1897 yapımı tarihi bir binada yer alıyor. Ahşap merdivenlerle birbirine bağlanan üç katı vitrinler ve yerleştirmelerle donatılan müze, ziyaretçilerini 1950-2000 yılları arasına dair İstanbul hayatının pek çok unutulmuş ayrıntısıyla buluşturacak. Romanın 83 bölümünü temsil eden 83 kutuda sergilenen sinema biletlerinden kibritlere, likör şişelerinden kapı kulplarına, minik biblolardan fotoğraflara uzanan, binlerce eşyadan oluşan bir koleksiyonun yanı sıra müzede eski İstanbul filmlerinden yaratılan bir seçki de sunuluyor. Füsun’un içtiği 4213 izmarit duvarda Masumiyet Müzesi’nde çatıya kadar yükselen merdiven boşluğundan aşağıya süzülen ışık, romanın baş kahramanları Kemal ile Füsun’un aşk hikâyesi ve bu aşka tanıklık eden eşya ve mekânları aydınlatarak, müze ziyaretçilerine romanı elle tutulur, gözle görülür hale getiriyor. Müzede ziyaretçileri, romanın kahramanı Füsun’un içtiği 4 bin 213 sigaranın etkileyici yerleştirmesi karşılıyor. Her çıkılan kat ziyaretçileri romanın ve o dönemin yaşamının içine alıyor. Çatı katında ise romandaki gibi, Kemal’in hayatının son yıllarını geçirdiği oda, romanın el yazma müsvettesi, Pamuk’un müze için yaptığı çizim ve tasarılar bulunuyor. Kitabınız aynızamanda bilet 28 Nisan’da açılan müzeye giriş ücreti tam 15 TL, öğrenci 10 TL. www.masumiyetmuzesi.org adlı internet sitesinden de bilet alınabiliyor. Masumiyet Müzesi kitabıyla gelen sayfaların arasındaki bilet sayesinde müzeyi ücretsiz ziyaret edebilecek. Adres: Firüzağa Mahallesi, Çukurcuma Caddesi No: 24, Beyoğlu, İstanbul. ORHAN PAMUK MÜZEYi ANLATIYOR... Geciktim ama tembellikten değil 2008 yılında roman yayınlandığında, bir yıl sonra da müzeyi açarım diyordum. Ama yetiştiremedim. İnanın bunun nedeni tembellik değildi. Sultanahmet ve Galata’da da çok dolaştım ama sonunda burada, Çukurcuma’da karar kıldım. Amacım müze katoloğu gibi bir roman yazmaktı. Benim yaşadığım yılların İstanbulunun bir şehir müzesi olma niteliği de var Masumiyet Müzesi’nin. Ne yazık ki İstanbul’un bir şehir müzesi yok çünkü. Benimkisi ummanda bir kaşık su gibi mütevazı bir şehir müzesi oldu. Nobel ödülünden fazla Geçen yıl ilkbahardan itibaren 6 ay aralıksız müzede çalıştım. Romanda sözü edilen bütün eşyalar burada sergileniyor. Romandan bağımsız olarak da müze bir hikâye anlatıyor gezen insana. Gündelik hayatta kullanılmış pek çok obje topladım romanı yazarken ve müzeyi hazırlarken. Hiç bulunmayan tek şey kullanılmış diş fırçasıydı. Bir söyleşimde bunu söylemiştim ve bir Alman gönderdi onu da. Müze için kimseden maddi bir destek almadım. Nobel Ödülü’nün parasal karşılığından daha fazlasını harcadım müzeye. Romandan önce eşya vardı Başından beri, müzenin gelişiminin her aşamasına katılan Orhan Pamuk, müzenin ilk eşyalarını, daha romanı yazmaya başlamadan önce toplamaya başladığını, romanı bu eşyalara bakarak yazdığını belirtiyor. Roman tamamlandığında Pamuk’un evini ve yazıhanesini dolduran binlerce eşyaya, müzenin yapımı sırasında 4 yıl boyunca başka pek çok eşya ve sanat eseri, video filmler, fotoğraflar ve İstanbul’un geçmişini hatırlatan ses yerleştirmeleri de eklendi. İhsan Yılmaz / HÜRRİYET