Emlak Terimleri

Orman tahdidinin iptali!

Orman tahdidi 8 Şubat 1937 tarihli ve 3116 sayılı Orman Kanunu kapsamında yapılan sınırlandırma çalışmalarına deniyor. Peki, orman tahdidinin iptali dava konusu yapılabilir mi? İptal nasıl gerçekleşir?

Orman tahdidinin iptali!

8 Şubat 1937 tarihli ve 3116 sayılı Orman Kanunu kapsamında yapılan sınırlandırma çalışmalarına "Orman tahdidi" deniyor.


Tapuya dayalı olarak açılan orman tahdidinin iptali niteliğinde olduğundan ve bu yerde özel orman kadastrosunun ilk defa yapıldığı anlaşıldığından, taşınmazın öncesi itibariyle niteliği araştırılıp memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının tam olarak belirlenmesi için dava açılabiliyor. Orman tahdidinin iptali davası örneği aşağıda yer alıyor.


Orman tahdidinin iptali dava örneği:


T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/1011

K. 2005/1573

T. 22.2.2005


• ORMAN TAHDİDİNİN İPTALİ ( Taşınmazın Öncesi İtibariyle Niteliği Araştırılıp Memleket Haritası Amenajman Planı ve Hava Fotoğraflarının Uygulanması ve Orman Sayılan Yerlerden Olup Olmadığının Tam Olarak Belirlenmesi Gereği )


• ORMAN KADASTROSU ( Orman Tahdidinin İptali – Taşınmazın Öncesi İtibariyle Niteliği Araştırılıp Memleket Haritası Amenajman Planı ve Hava Fotoğraflarının Uygulanması ve Orman Sayılan Yerlerden Olup Olmadığının Tam Olarak Belirlenmesi Gereği )


• ORMAN ARAZİSİ ( Orman Tahdidinin İptali – Taşınmazın Öncesi İtibariyle Niteliği Araştırılıp Memleket Haritası Amenajman Planı ve Hava Fotoğraflarının Uygulanması ve Orman Sayılan Yerlerden Olup Olmadığının Tam Olarak Belirlenmesi Gereği )


ÖZET : Dava, tapuya dayalı olarak açılan orman tahdidinin iptali niteliğinde olduğundan ve bu yerde özel orman kadastrosunun ilk defa yapıldığı anlaşıldığından, taşınmazın öncesi itibariyle niteliği araştırılıp memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının tam olarak belirlenmesi gerekir.


DAVA : Taraflar arasındaki tapudaki şerhin iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


KARAR : Davacı Ahmet Kılıç, 01.10.2001 tarihli dilekçesinde Deniz Köyündeki 2634 parselin tapuda maliki olduğunu belirtip, bu taşınmaza 25.09.1997 tarihinde konulan özel orman şerhinin ve kısıtlamaların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.


Mahkemece davanın kabulüne, 2634 parselin özel orman sınırı içine alınan A=22401 m2 ve B=19140 m2 bölümlere ilişkin özel orman sınırlama ve şerhinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.


Dava, tapuya konulan özel orman şerhinin iptali istemine ilişkindir.


Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1952 tarihli ilk orman kadastrosu, 1976 yılında 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1992 tarihli ve 1996 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.


İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere göre, mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.


Şöyle ki; davacı, dilekçesinde Deniz Köyünde bulunan 2634 parsele dayalı olarak özel orman şerhi ve özel orman sınırlamasının iptalini istediğine göre, 11.04.1996 tarihinde ilan edilen ve 1 numaralı orman kadastro komisyonunca yapılan sınırlama işleminde Kumiçi-Kızılcaali Özel Ormanı olarak sınırlandırılan ve çekişmeli parselin de bir kısmını içine aldığı anlaşıldığından, 01.10.2001 dava tarihi de gözönünde bulundurulduğunda, dava aynı zamanda tapuya dayalı olarak 10 yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptali istemine ilişkindir.


Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1952 yılında yapılıp kesinleşen ilk orman kadastrosunda devlet ormanlarının orman kadastrosu yapıldığı, özel orman kadastrosunun yapılmadığı, daha sonra 1976 tarihli 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasında da ve aynı yerde yapılan 1992 tarihli 2/B madde uygulamasında da bu yerin işleme tabi tutulmadığı, 11.04.1995 tarihinde işe başlanan son orman kadastrosunda ise, önceki tahditle de orman kadastrosu yapılmayan ve unutulan ormanların kadastrosu özel orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmak üzere görevlendirilen 1 nolu orman kadastro komisyonunca kadastro işlemi yapıldığı ve parselin bir bölümünün özel orman sınırı içine alındığı anlaşılmaktadır.


Tesbit edilen bu duruma göre; dava, tapuya dayalı olarak açılan orman tahdidinin iptali niteliğinde olduğundan ve bu yerde özel orman kadastrosunun ilk defa yapıldığı anlaşıldığından, taşınmazın öncesi itibariyle niteliği araştırılıp memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının tam olarak belirlenmesi gerekir. Ne var ki; alınan uzman bilirkişi raporunda taşınmazın öncesi hiç araştırılmadığından, memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulaması yapılmadığından, yalnızca kesinleşmiş tahdit esas alınarak rapor verildiğinden hüküm kurmaya yeterli değildir.


Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.


Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalıdır.


Tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli ( renkli fotokopi ) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.


SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 22.02.2005 günü oybirliği ile karar verildi.


Orman tahdidi nedir?