Ortaköy Camii yarın açılıyor!
Osmanlı padişanlarından Sultan Abdülmecid tarafından 161 yıl önce Ortaköy kıyısına yaptırılan ve Oratköy Camisi olarak bilinen Büyük Mecidiye Camisi'nin, "cerrah ve kuyumcu" titizliğiyle 3 yıl süren restorasyonu tamamlandı.
Osmanlı padişanlarından Sultan Abdülmecid tarafından 161 yıl önce Ortaköy kıyısına yaptırılan, İstanbul Boğazı'nın değişken ışıklarını caminin içine taşıyan büyük pencereleriyle dikkati çeken Büyük Mecidiye Camisi, 3 yıl süren restorasyonun ardından yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yeniden cemaatiyle buluşacak.
"İstanbul Boğazı'nın incisi", halk arasında Ortaköy Camisi olarak bilinen Büyük Mecidiye Camisi, 1853'te dönemin padişahı Sultan Abdülmecid tarafından Mimar Nigoğos Balyan'a neo barok tarzında yaptırıldı.
Boğaziçi'ndeki eşsiz konumu, Boğaz'ın değişken ışıklarını içine taşıyacak geniş ve yüksek pencereleri, oldukça zarif yapısıyla turistlerin de uğrak yerlerinden birisi olan cami, yıllar içinde yıprandı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2011'de Kuveyt Türk'ün sponsorluğunda restorasyona başladı. Tarihindeki en kapsamlı restorasyonu geçiren cami, aslına uygun olarak yenilendi. Caminin özellikle dış düzeyindeki erime ve kirlenmeler, 1,5 yılda tamamlanması öngörülen restorasyonu uzattı.
Cami, 3 yıl süren çalışmaların ardından yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cuma namazını kılmasıyla yeniden cemaatiyle buluşacak.
Açılış için son hazırlıkların yapıldığı camide, hummalı bir çalışma yürütülüyor.
- "Güzide bir eser"
İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, camideki restorasyon çalışmalarına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Abdülmecid tarafından yaptırılan caminin "klasik sistemden modern mimariye geçişin kırılma noktası" olduğunu ve barok stilinin uygulandığını söyledi.
Bol ışıklı, açık ve şeffaf camları olan, tavanda doğa resimlerinin bulunduğu caminin "güzide bir eser" olduğuna işaret eden Özekinci, zaman içinde caminin depremler ve yangınlar sonucunda çeşitli hasarlar gördüğünü anlattı.
Özekinci, 1894'teki depremde minareleri şerefe altlarına kadar yıkılan, zaman içinde kubbesi tamamen çöken caminin 1960'ta Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce ciddi bir onarımdan geçtiğini ifade ederek, betonarme çift cidarlı bir kubbe yapıldığını, fore kazıklarla depremsel açıdan güçlendirildiğini anlattı.
İbrahim Özekinci, caminin 1984'te geçirdiği yangında da hasar gördüğünü aktardı.
- "Cami tepeden tırnağa elden geçirildi"
Caminin tarihindeki en ciddi ve kapsamlı restorasyonu yaptıklarını dile getiren Özekinci, "Çalışmalara 3 yıl önce başladık. İlk çıktığımızda 1,5 yıllık süre öngördük, maliyetimiz de 3 milyon liraydı. Restorayona başladığımızda dış cephelerde özellikle taşlarda erimeler ve aşınmalar söz konusuydu. Onun için maliyetimiz 7 milyon liraya çıktı, süre de 3 yıla uzadı, ama değdi. Cami tepeden tırnağa ciddi manada elden geçirildi. 1 yılda da restorasyonu bitirilebilirdik. Biz burada aslına, özgürlüğüne sadık kalmaya çalıştık" ifadelerini kullandı.
- "Asma kat kaldırıldı"
İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Özekinci, caminin alemlerinin yenilendiğini, altın varaklar yapıldığını, kurşunların değiştiğini belirterek, taşlardaki aşınma nedeniyle camideki en önemli çalışmanın dış cephede yapıldığını kaydetti.
Hava kirliliği ve nemin etkisiyle simsiyah olan dış yüzeyin mikro kumlama yöntemiyle temizlendiğini dile getiren Özekinci, restorasyonda cerrah ve kuyumcu titizliğiyle çalışıldığını, pencelerdeki metal işlerin tek tek elden geçirildiğini, camların da camiye özel olarak hava ve su girişini engelleyecek şekilde üretildiğini söyledi.
Caminin betonarme zemininin kaldırıldığını ve ahşap yapıldığını ifade eden Özekinci, "Caminin girişinde cemaati fazla alması için yapılan bir asma kat vardı. Girişi basit bir yapı olarak gösteriyordu. Bilim kurulu kararları doğrultusunda asma katı kaldırdık. İçeriye giriş ferah, aydınlık oldu" dedi.
- "İstanbulluları açılışımıza bekliyoruz"
"Burası İstanbul boğazına takılan bir maşallah gibidir" diyen Özekinci, caminin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yarın cuma namazıyla birlikte ibadete açılacağını söyledi.
İbrahim Özekinci, caminin cemaat ve turistler tarafından da özlendiğini belirterek, günde ortalama 50 işçinin çok özenli ve komplike çalışma yaptığını, taş, kurşuni, metal, ahşap, kalem işlerinin ayrı ayrı çalışıldığını anlattı.
AA