Sektörel

Osman Birgili: Gayrimenkul pazarımızı Türkiye ile sınırlı görmüyoruz!

39 şirketle faaliyet gösteren Tekfen Holding, 2016-2020 arasındaki beş yıllık dönemde, cironun 5 milyardan 10 milyar TL'ye ulaşmasını hedefliyor.

Tekfen'in kurulduğu günlerdeki mütevazı şartları ve boyutu düşünüldüğünde, 60 yıl içerisinde ulaştığı nokta oldukça önemli. Sayısız altyapı projeleri, her biri kendi alanında sektör lideri olan sanayi yatırımları, istihdam ve yurtdışında üstlendiği projelerle Türk müteahhitlik sektörünün yurtdışına açılmasına öncülük eden Tekfen Holding, taahhüt, tarımsal sanayi ve gayrimenkul alanlarında 39 şirketle faaliyet gösteriyor. 2016-2020 arasındaki beş yıllık dönemde, cironun 5 milyardan 10 milyar TL'ye ulaşması ana hedef.

 

Fortune Dergisi'nde yer alan habere göre; yurtdışında 3,8 milyar dolarlık ihale alan grup, gayrimenkul projesinde başlayacağı teslimler ve tarımda ihracat gelirlerindeki artışla ciroda rekora oynuyor. Tekfen Grup Şirketler Başkanı Osman Birgili, Fortune'a gelecek dönem yol haritasındaki yeni yatırımları ve büyüme hamlelerini anlattı.

 


TEKFEN HOLDİNG'İN 2017 yılsonu hedefi 7 milyar TL ciro. Büyümesini organik ve inorganik hamlelerle sürdüren Holding, yenilenebilir enerji alanında yerel ve uluslararası piyasalarda yatırımcı sıfatıyla dikkat çekiyor. Güneş, jeotermal ve rüzgâr enerjileri ise yakından takip edilen alanlar. Ceyhan ve Samsun limanlarında sıvı ve katı dökme terminal işletmeciliği kârlılık açısından yatırım düşünülen bir başka alan.Tekfen’in temellerini atan üç genç girişimci Feyyaz Berker, Nihat Gökyiğit ve Necati Akçağlılar’ın 1956 yılında ideallerini gerçekleştirmek üzere kurdukları şirket, kendilerinden sonraki yöneticilere bıraktıkları değerler, Tekfen kültürünün önemli dayanağı. İşte bu ilkelerle şirket hedeflerine yön veren Osman Birgili’nin ajandasından notlar..

 

 

2017 yılı için belirlediğiniz büyüme planları nelerdi? Neler gerçekleşti? Tekfen Grup Şirketleri adına genel bir değerlendirme yapar mısınız?

 

 

Tekfen olarak başarılı bir yıl geçirdik diyebilirim. Zaman zaman krizler olsa da bu krizlerden başarıyla çıktık. Hedeflerimizi koyarken sadece ciro, iş hacmi ve kârlılık hedeflerini değil, bu zihniyet değişikliğini de şirketimize entegre etmeyi öncelik aldık. Bizlere emanet edilen tecrübe ve uzmanlık birikimi ve marka itibarıyla yoğrulmuş entelektüel sermayemizi, günün koşullarına uyum sağlayarak sürdürülebilir ve kârlı bir büyümeye dönüştürmek, Tekfen Grubu’nun temel hedefi. Yıl itibariyle değerlendirmek yapmak gerekirse, ana faaliyet konularımızı geliştirdik. Müteahhitlik konusunda, mevcut iş miktarımızı ve buna bağlı yıllık ciromuzu revize ettik. Faaliyetlerimizi halihazırda Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Katar, Suudi Arabistan ve Irak olmak üzere altı ülkede ve toplam 18 projede sürdürüyoruz. Taahhüt Grubu'muzun Haziran 2017 itibariyle kalan iş miktarı (backlog) büyüklüğü yaklaşık 3,6 milyar dolar seviyesinde. Klasik pazarlarımız olan Hazar ve Ortadoğu’da iş yapmaya devam ediyoruz. Uluslararası enerji şirketleri ve enerji kaynağı sahibi devletlerin yatırım döngülerine bağlı olarak, bölgelerdeki faaliyetlerimiz ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Burada önemli olan, bölgelerdeki iş sürekliliğimizi sağlayabilmek. Örneğin Şah Deniz Faz 2 yatırım hamlesi kapsamında önemli işler üstlendiğimiz Azerbaycan’daki terminal ve platform projelerimiz tamamlanma aşamasına yaklaşırken, Kazakistan'ın Hazar'daki petrol yataklarına yapacağı büyük ölçekli yatırımların da projelerine talibiz. Körfez'de Katar'daki işlerimiz hız kesmeden devam ediyor, çalışmalarımız ambargo nedeniyle en ufak kesintiye uğramadan sürüyor. Malzeme teminatı, işçi mobilizasyonu, maliyet ve ödemelerde hiçbir sorun yaşamadık. Dahası, bu hafta başında mevcut otoyol ve stad projelerimize ilave olarak 200 milyon dolar büyüklüğünde ilave bir otoyol projesini daha portföyümüze kattık, böylece Katar'da devam eden mevcut iş miktarımız 2 milyar 440 milyon dolara ulaştı.

 

Diğer yandan, Suudi Arabistan’da, Saudi Aramc'nun tercih ettiği iş ortaklarından biri olarak boru hattı ve sanayi tesisi projeleri yapıyoruz. Afrika, büyük bir pazar olarak, cazip ama zorlu bir hedef olarak karşımızda duruyor. Büyük dikkat ve emek isteyen bir pazar. Buradaki yaklaşımımız, alışmış olduğumuz büyüklükteki projelerden ziyade daha küçük ölçekli projelerle pazara girmek. Özellikle de Sahraaltı Afrika'yı test ediyoruz. Tekfen inşaat olarak henüz Fas ve Libya dışında bir tecrübemiz yoksa da, Taahhüt Grubu'muzun diğer iki şirketi, Tekfen İmalat ve Tekfen Mühendislik, Afrika'da iş yapmaya başladılar. Tekfen İmalat tank imalatı konusunda, Tekfen Mühendislik ise elektrik santrali konusunda çalışıyorlar. 61 yıllık birikim ile bugün salt müteahhit kimliğimizden sıyrılarak, yatırımcı ve işletmeci olarak Yap-İşlet-Devret ' projelerine talibiz.

 

 

Grubun en önemli iş alanlarından biri olan tarım sektöründe Toros Gübre ile yer alıyorsunuz. Nitratlı gübrede yaşanan yasak sizin satışlarınızı nasıl etkiledi? Tarımsal sanayide nasıl bir performans gösterdiniz?

 

 

Toros Tarım markasıyla, bugün Türkiye’nin en büyük özel sektör tarım kuruluşuyuz. Gübre, tohum, fide ve fidan üretimiyle tarımsal girdi tarafında çiftçinin en temel ihtiyaçlarını sağlıyoruz. Mevcuttaki klasik ve suda eriyen özel gübre gibi bitki besin maddelerine ilave olarak, biomass ve içinde biomass bulunan organomineral gibi yeni çeşit ürünleri de portföyümüze katmak üzere, know-how sahibi şirketlerle ortaklık, satın alma görüşmelerimiz devam ediyor. 

 


Mersin fabrikamızın bünyesinde Ar-Ge Merkezi kurmak üzere T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na yaptığımız başvuru daha geçenlerde kabul edildi. Türkiye'de kendi alanında bir ilk olan Ar-Ge Merkezi'nde gübre sektörünün talep ve gereksinimlerini karşılamaya yönelik bilimsel çalışmalar yürütülecek. Merkezde, yeni teknolojilerle bitki besleme konusundaki verimliliğe katkı yapacak yeni ürünler geliştirilmesine öncelik verilecek.Yakın gelecekte tarımda yatay entegrasyon ile, Toros Tarım'ı tarımsal girdi dışında, bizzat tarımsal üretimde de görebiliriz. Halihazırda, katma değeri yüksek ve piyasada arz eksikliği olduğuna inandığımız ürünler olan yerli muz, kinoa ve susam gibi ürünlerde deneme üretimleri yapıyoruz. Önümüzdeki beş yılda tarımsal üretime 100 milyon dolarlık bir kaynak ayırmayı hedefliyoruz. Ceyhan ve Samsun limanlarımızda sürdürdüğümüz sıvı ve katı dökme terminal işletmeciliği kârlılık açısından cazip bir iş kolumuz. Bu alana da yatırım yapma niyetimiz son yıllardan beri mevcut, bakanlık nezdinde başvurumuz onay sürecinde, izinleri alır almaz, ilk etapta mevcut kapasite artırma yönünde genişletme çalışmalarına başlatacağız.

 


Tekten Holding, hizmet verdiği sektörlerde 2018 yılında dayatırım ve projelerini sürdürecek. Gayrimenkul alanında gelişen ve büyüyen bir pazar var. Buradaki stratejiniz ne yönde?

 

Gayrimenkul geliştirme alanında pazarımızı Türkiye ile sınırlı görmüyoruz. Proje geliştirme, konsept, tasarım ve uygulama bütünlüğü içerisinde bugüne kadar imza attığımız projeler sadece Türkiye’de değil, uluslararası platformlarda da önemli ödüllere layık görüldü. Esenyurt’ta 1.400 konutluk projemizin teslimatları başladı, sonbaharda Topkapı’da bulunan arsamız üzerinde 300 konutluk yeni projemize başlıyoruz. Bu birikimle, Avrupa başkentlerinde ne gibi geliştirme, kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirebileceğimize bakıyoruz. Somut olarak örneğin Berlin’de takibe aldığımız bölgeler, arsalar var. 

 

Birde Tekten Ventures projeniz var. Buradaki çalışmalar nasıl gidiyor?

 

 

Tekfen Ventures, Tekfen Grubu’nun inovatif teknolojilere yatırım yapmak amacıyla kurduğu kurumsal bir girişim fonu. Henüz çok yeni, 2016 Aralık ayında kurduk ve takım oluşturma çalışmalarımız devam ediyor. Bir yandan New York ofisimizi yapılandırıyor, diğer yandan Türkiye’nin yanı sıra dünyanın her noktasında araştırmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki beş yılda girişim projeleri için ayırdığımız kaynak 50 milyon dolar düzeyinde. Proje bazında sermaye desteğimiz 1 milyon dolar mertebesinde öngörülmekte.

 


Diğer yandan bu iş kollan dijitalleşmenin en az, dolayısıyla da aslında buna en açık olduğu sektörler arasında. Bu projeler, hem Tekfen olarak bizim sektörlerimizdeki stratejik avantajımızı ve üstünlüğümüzü koruyabilmemiz ve devam ettirebilmemiz adına çok önemli hem de içinde bulunduğumuz alanların dijitalleşmesi, gelişmesi için bizim katkımız kritik değer taşıyor. Bütçemizin yüzde 60 kadarını bu alanlara ayırıyoruz.

 

Türkiye'de aldığınız işlerde durum nedir?

 

TANAP’ın boru hattı bitmek üzere, programın önünde olan ve 1 milyar dolar civarında bir proje. Star Rafmerisi’nde ön protokol imzalandı. Oradaki iç borulama çalışmalarının önemli bir bölümünü bizim yapmamızı istediler. 200 milyon dolar mertebesinde bir iş olacak ve bu yıl başlayacak.  Ankara İzmir hızlı trende Doğuş Grubu ile ortak bir parça aldık. Afyon civarındaki 35 kmlik kısmı yapıyoruz.

 

 

Gelecek dönemde hangi alanlara yatırım yapacaksınız?

 

 

Gelecekte düşük karbon emisyonlu, temiz ve yenilenebilir kaynakların dünyadaki enerji üretimine liderlik edeceğini öngörüyoruz. Yenilenebilir enerji alanında yerel ve uluslararası piyasalarda yatırımcı sıfatıyla faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Güneş, jeotermal ve rüzgar enerjisi, yurt içinde ve dışında müteahhit-yatırımcı kimliğimizle yakından takip ettiğimiz alanlar.

 

 

Sürdürülebilirlik, şirket stratejilerini nasıl yönlendirdi?

 

 

Büyümeyi sürdürülebilir kılmanın şirketler açısından en temel şartları doğru algılama, çabuk tepki verme ve hızlı karar alabilme yeteneklerini geliştirmek kadar, gelecek planlarını da doğru temeller üzerine inşa etmek. Bu temelin anahtar kelimeleri ise çevreye ve topluma saygı, teknolojik gelişim ve çalışan mutluluğu. Çalışanları arasında aidiyet ve şirketini sahiplenme olgusunun üst düzeyde olduğu Tekfen’de, bu duygunun yeni kuşaklara da doğru bir şekilde aktarılması için çalışıyoruz. Amacımız, Tekfen Grubunun beş yıl içinde gençlerin çalışmayı en çok arzu ettiği ilk beş şirket, 10 yıl içinde ise Türkiye’de marka değeri en yüksek 10 şirketin arasına girmesidir.

 

 

 

 

Tekfen Holding'te 40 yılınızı tamamladınız. Bu kadar uzun süre bir şirkette çalışmanın avantaj ve dezavantajları neler?

 

Muhteşem üç patronla çalıştım. Özellikle son dönemde Necati Bey ile çok yakın çalışarak ciddi tecrübeler edindim. Kendisi mükemmel bir yöneticiydi. Ondan öğrendiğim en önemli şey şirkete bağlılık.. Bağlılık bugün günümüz çalışanlarında gittikçe kaybolan bir özellik. Yeni nesil bu bağlılığı hissetmiyor. 40 yıl Tekfen Holding’te iş hayatım mükemmel geçti. Bazen acaba onar yıllık dönemlerle kendi branşımda kalarak on, on senelik aralıklarla çalışmak daha mı iyi olurdu diye de düşünüyorum. Ama Tekfen kültürünü yaşamak ve yaşatmaya çalışmak ve büyük okulun kurucularıyla çalışmış büyük bir onur.

 

"Maaşlar ve ikramiyeler tekbir gün gecikmedi..."

"Tekten Holding Kurucusu Necati Akçağlılar ile çalışırken, öğrendiğim en önemli şey, şirket kültürüne verdiği önemdi. 40 yıl boyunca her sene yıl içinde dört ikramiye dağıtılırdı. Bunun için yılbaşında program yapılırdı. Şirkette bırakın maaşları, ikramiyeler bile tek gün aksamadan yatırılmıştır. Holdingin işçilik ödemeleri ise her ayın 10'unda yapılırdı. 0 yıl ödeme planlarında bir aksilik oldu. Ödemede gecikme olacağını Necati Bey'e söyledim. Duyunca çok ciddi tepki gösterdi ve "Bu Tekten Holdingin şirket kültürüdür. Unutmayın, iş yapanın teri kurumadan ödemesi yapılır. Şimdi derhal ödemeyi yapın...” dedi. 0 günden sonra işçilerin her zaman ' krediyse kredi, kefillikse kefillik işlemlerine kadar her ihtiyaçlarında Tekten Holding arkalarında olmuştur."

 

"Feyyaz Bey, zam oranlarını hep az bulurdu"

"Feyyaz Berker Bey gördüğüm en titiz, en planlı insandı. Bir gün yıl sonu primlerini içeren tabloları hazırlıyoruz. Holding başkalarından onaylar almam gerekiyor. Yıl sonu zamları verilecek. Zam oranlarını mümkün mertebe düşük tuttum ve elimdeki evraklarla yanına gittim. Kendisine zam oranlarını gösterdiğimde her zaman söylediği cümleyi tekrar etmiş ve beni yine şaşırtmıştı; 'Ya bu zam oranı, falan yönetici için az olmamış mı? Sonra ayıp olmasın.."

 

 

Son olarakTekfen Holding'in 2018 yılı beklentilerinizden bahseder misiniz?

 

 

2016-2020 arasındaki beş yıllık dönemde, temkinli bir strateji ile, ciromuzun 5 milyardan 10 milyar liraya ulaşmasını, FAVÖK’ümüzün ise yüzde 10’dan az olmayacak oranda artmasını hedefliyoruz. 2017 1. Yarıyıl FAVÖK marjımız yüzde 9- 2017 yılsonu hedefimiz ise 7 milyar TL. Büyümemizi organik ve inorganik hamlelerle elde edeceğiz. Ortaklığa, işbirliğine sıcak bakıyoruz. Bunların değerlendirmesinde, stratejik ve teknolojik katma değerlere önem veriyoruz.

 

2018 yılının, ekonomik göstergeler açısından, son yıllardan göreceli olarak daha iyi olmasını bekliyoruz. Büyüme hızının daha istikrarlı bir patikaya oturması, ihracat ve turizm gelirlerinin artış eğilimi sergilemesi, döviz kurlarının stabilize olması, enflasyonun düşüş göstermesi, faizlerin düşüş eğilimine girmesi, rakamsal olarak ifade etmek gerekirse; yüzde 3-4 bandında bir (GSYİH) büyümesi, yüzde 8-9 bandında bir TÜFE enflasyonu, 4.0 seviyesi civarında bir yıllık ortalama ABD doları ve TL kuru ve 2017 yılındaki seviyesinin yüzde 1-1.5 puan altında kredi faiz oranlan, 2018 yılma ilişkin ekonomik beklentilerimiz arasında. Türk ekonomisindeki yerimizi büyütürken, karbon ayak izimizi azaltacağız. Tüm süreçlerimizi sürdürülebilirlik esasına göre gözden geçiriyor, yemden tanımlıyoruz.