Sektörel

Otel konsepti residence yalanı!

İnşaat şirketleri otel konsepti geliştirdiklerini iddia ederek daireleri tüketicilere satılıyor.Fakat işin, görünen yüzünden çok farklı olduğu ortaya çıktı. Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Kadir Kurtuluş konuyla ilgili detayları anlatıyor...

Son yıllarda inşaat şirketleri otel konsepti geliştirdiklerini iddia ederek daireleri tüketicilere satıyor, akabinde daire sahiplerine geliştirilen işletim sistemiyle dairelerini otel olarak kiraya verip kar edebilecekleri vaat ediliyor. Bahsi geçen projelerde ev sahibi olan kişilerle sözleşme yapılarak, evlerin zilyetliği 10-15 yıllığına inşaat şirketine ait aracı şirkete devrediliyor, bu şirket binaları otel gibi hizmet verecek bir şekilde işleteceğini ve geliri ev sahibi ile bölüşerek yüksek kazanç sağlanacağını vaat ediyor ve sözde iki tarafta kazanıyor.


Fakat ne yazık ki işin arkasının, görünen yüzünden çok farklı olduğu ortaya çıktı. Sosyal medyada bu konuda mağdur grupları dahi oluştu, şikâyet sitelerine de çokça şikâyetler yazılmaya başlandı. 


Öncelikle, bu tarz inşaat şirketleri evinizi otel olarak işletelim hem siz kazanın hem biz kazanalım mottosu ile yola çıkmışsa da, bu süreçte ev sahiplerine imzalatılan sözleşmeler ev sahiplerinin zora sokabiliyor. Zira o sözleşmelerde, ev sahipleri evlerinin zilyetliğini 15-20 yıllığına aracı şirkete devrediyor, otel konseptine geçmek için tespit edilen tüm masraflar ev sahibi tarafından karşılanıyor, ayrıca otel konseptine geçmek için gerekli 10-15 bin liralık masraflar 80-90 bin lira olarak talep edilebiliyor, ev sahibine ancak ve ancak kar elde edilirse ödeme yapılıyor, aracı şirket istediği zaman sözleşmeyi feshedebiliyor ve bu nedenle ev sahibi hiçbir tazminat veya zarar talebinde bulunamıyor, üstelik ev sahibi sözleşmeyi haksız olarak feshederse bir de cezai şart ödüyor. Bütün bunlara ek olarak da, sözleşme ekinde ödeme planı adı altında ev sahiplerine bir takım senetler imzalatılıyor. Sözleşme maddelerinin bu kadar ağır olması ve ev sahiplerinin bir de buna ek olarak senetleri imzalaması, ister istemez akla şu soruları getiriyor; ev sahipleri bu konularda bilgilendirildi mi? Yoksa ev sahiplerine yalnızca çok para kazanacakları mı vaat edildi?


Projeden Daire Alanlardan Yüksek Aidatlar Talep Edildi

Aynı projede daire alıp, otel konseptine katılmayan ve sözleşme imzalamayan kişiler de olmaktadır. Ancak bu kişiler de, otel konsepti nedeniyle oluşturulan bina yönetimlerinden dolayı mağdur olabilirler. Çünkü bu yönetimler, aylık aidatları ortalama 500-1000 TL civarı olarak belirlemektedir. Zaten çoğunluğu 1+0, 1+1 daire olan ve aylık kirası 1000-1500 TL civarı olan dairelere bu kadar yüksek meblağda aidat ödemek zorunda kalan daire sahipleri, aidat bedeli bu kadar yüksek olunca evlerini ne satabilir, ne de kiraya verebilir hala gelmekte, insanlar adeta kendi evlerinde kiracı konumuna düşmektedirler.


Otel Konseptine Katılanlar Mağdur Oldu 

Otel konseptine katılan ev sahiplerinin daha mağdur olduklarını da söylemeye gerek yok. Zira imzaladıkları bu ağır sözleşmeler dolayısıyla 100.000 TL ye yakın para ödemek zorunda kalan maliklerden bir kısmı, evlerinin fiilen otel olarak işletilmesine rağmen kar olmadığı bahanesiyle paralarını alamazken, bir kısmı ise henüz otel konseptine geçilmediği halde inşaat şirketleri tarafından kar edilemediği, aksine zarar edildiği gerekçesiyle sözleşmelerin feshedilmesi ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Üstelik inşaat şirketleri sözleşmeleri feshetmelerine rağmen, henüz vadesi gelmemiş senetleri hala sahiplerine iade etmemekte direnebilmektedirler. Bu durumda bir yandan boş yere ödedikleri paraları alamayan ev sahipleri, diğer yandan vadesi gelmemiş senetlerin tahsil edilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Yani başka deyişle bu konsepti pazarlayan inşaat şirketleri, senet zoruyla olmayan bir otelin parasını ödetmeye çalışıyor. 


Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Kadir Kurtuluş