Parma Apartmanı, bir yıllık bir restorasyonun ardından otele dönüştürüldü!
Beyoğlu’ndaki tarihi Parma Apartmanı, bir yıllık bir restorasyonun ardından otele dönüştürüldü. Geçen hafta açılan otelin ilk konuğuysa binanın eski sahibi, çocukluğunu burada geçirmiş Mario Parma’ydı
ESKİ
Beyoğlu’ndaki tarihi Parma Apartmanı, bir yıllık bir restorasyonun ardından otele dönüştürüldü. Geçen hafta açılan otelin ilk konuğuysa binanın eski sahibi, çocukluğunu burada geçirmiş Mario Parma’ydı. Parma, artık ‘süit’ olan büyükannesinin eski odasında, binanın hikâyesini gözleri dolarak anlattı.
YENİ
Hikâye, 1700’lü yılların sonunda başlıyor. İtalyan Parma ailesi Cenova’dan İstanbul’a taşınıyor ve Bomonti’de tereyağı ve peynir satan bir dükkân açıyor. Ardından işi büyütüp bir makarna fabrikası kuruyorlar. Ancak 1850’de çıkan bir yangından sonra dede Guiseppe Parma’nın Tarlabaşı Hamalbaşı Sokak’ta yaptırdığı mütevazı eve taşınıyorlar. Bu arada aile eşrafı ticaretle uğraşırken Parma’nın 11 çocuğundan biri olan Paul başka bir alana yöneliyor; ‘M. Palma & D. Lena’ adlı bir terzi atölyesinin önce ortağı, daha sonra da sahibi oluyor.
Atölye, Sultan II. Abdülhamid ve şehzadelerine giysi dikerek sarayda da hizmet vermeye başlıyor. 1890’da ‘Padişah İftihar Madalyası’ ile ödüllendirilen Paul Parma, imparatorluğun sonuna kadar sarayın terzisi olarak görev yapıyor. Cumhuriyet Dönemi’nde de saray dışındaki aristokrasiye terzilik yapıyor
KALBİ ACIYARAK SATIYOR
1933’te aile, kaldıkları evi yenilemeye karar veriyor ve Jan Tülbentçiyan’ın mimarlığında beş katlı Parma Apartmanı yapılıyor. Paul Parma iki yıl sonra ölüyor ama apartman tüm Parmalar için bir buluşma noktası oluyor. Çekirdek aileyle birlikte Paul Parma’nın kardeşinin çocukları da evin sık ziyaretçileri arasında. Bunlardan biri de Mario Parma (60). Dokuz yaşına kadar zamanının çoğunu Parma Apartmanı’nda geçiriyor. 6-7 Eylül olaylarından sonra Mario Parma’nın babası İtalya’ya taşınmaya karar veriyor ve ailesini geride bırakıp İstanbul’dan ayrılıyor.
YENİ ASANSÖR
Buna rağmen büyüdüğü şehirden kopmuyor ve her yıl büyükanne, teyze ve amcalarını Parma Apartmanı’nda görmeye geliyor. Ancak her geldiğinde aile biraz daha azalmış oluyor... Büyükanne ve bekar çocukları apartmanın dört ve beşinci katına çekilip diğer katları kiraya veriyor. 2001’de ailenin İstanbul’da yaşayan son ferdi de ölünce apartmanın sorumluluğu İtalya’da yaşayan Mario Parma’ya kalıyor. Parma, 10 yıl boyunca apartmanı dışarıdan yönetiyor. Ancak sonunda kalbi acıyarak binayı elden çıkarmaya karar veriyor
ESKİ VE YENİ SAHİP TANIŞIYOR
Apartman 2010’da satılıyor. Ama bu, Parma’nın evi son görüşü değil. “Benim için çok ağır bir his olduğundan apartman satıldıktan sonra ne olduğunu hiç merak etmedim” diyor ve hikâyenin devamı için sözü yeni ev sahibi Kasım Zoto’ya bırakıyor: “O dönem durumu hiç de iyi olmayan binayı Mehmet Pir satın alıp restore etti. Geçen yıl da otel olarak işletmem için bana teklif etti. Binanın güzelliğini görünce kabul ettim.” Hummalı bir çalışma başlıyor. Otelin dekorasyonu, o dönemin iç mimarisine uygun şekilde, Zoto’nun deyimiyle ‘eski şeyler hayal edilerek’ yapılıyor.
Açılış için hazırlıklar devam ederken Zoto, İtalya’da yaşayan bir tanıdığı vasıtasıyla kimin izini buluyor dersiniz? Binanın tarihinin bizzat bir parçası olan Mario Parma! Atlıyor uçağa ve 24 saatliğine Parma’nın yaşadığı Leche’ye gidiyor. Zoto, ilk karşılaşmalarını “Sanki birbirimizi 40 yıldır tanıyor gibiydik. En büyük ortak noktamız eski Beyoğlu’ndaki hayattı. Herşey çok duygusaldı” diye anlatıyor. İade-i ziyaret tarihi olarak da otelin açılışı belirleniyor.
HER YERDE ANI VAR
Ve Mario Parma, aradan on yıl geçtikten sonra geçen hafta yeniden Parma Apartmanı’na ayak bastı. Ancak eskisi gibi ziyaret ettiği aile evi olarak değil, ‘Armada Pera’ adını taşıyan otelin bir misafiri olarak... Hislerini, şimdi süite dönüştürülmüş büyükannesinin eski odasında gözleri dolarak şöyle anlatıyor: “Herşey kırılır, bırakılır, geride kalır ve yenisiyle değiştirilir.
Sonuçta eskiyle yeni arasında bağ kalmaz. Burası da benim ailemin yaşadığı, her yeri hatıra dolu evimdi. Satıldıktan sonra herhalde daireler olur diye düşünüyordum. Otel olacağını hiç tahmin etmiyordum. Nasıl şekillendirildiğini görünce çok mutlu oldum. İsmimiz ve tarihimiz unutturulmuyor. Baktığım her yerde ‘Burada ne vardı?’ diye düşünüyor her detayda bir anı görüyorum. İstanbul’da artık yeniden bir evimiz var.”
YAŞANMIŞLIĞA SAYGI
Parma Apartmanı’nın 2010’da satın alan Mehmet Pir, binayı mimar Nejat Yavaşoğulları’yla restorasyondan geçirerek butik otele dönüştürdü. İşletmesini de Armada Otel’in sahibi Kasım Zoto’ya verdi. Geçen hafta açılan ve ‘Armada Pera’ adını alan otelin 20 odası var. Bunların beşi Parma Apartmanı’nın nostaljisini yansıtan özgün Art Nouveau mobilyalarla dekore edildi. Kasım Zoto, “İstanbul çok insanın yaşadığı, çok şeyin geçtiği bir şehir. Bu yaşanmışlığa saygı duymalıyız.” diyor
Hürriyet