PAÜ'den depreme karşı köylerde imar planı ve kırsal dönüşüm önerisi!
Deprem hasarlarının önlenmesi, can ve mal kayıplarının önüne geçilmesi için kırsaldaki yerleşim alanlarına imar planı getirilmeli...
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Kaplan, deprem hasarlarının önlenmesi, can ve mal kayıplarının önüne geçilmesi için kırsaldaki yerleşim alanlarına imar planı getirilmesi gerektiğini belirterek, eski yapılarla ilgili de kırsal dönüşüm uygulanmasını önerdi.
Prof. Dr. Kaplan, yaptığı açıklamada, yığma yapıların kolay inşa edilebilmeleri, yöresel inşaat malzemeleri kullanılması bakımdan ekonomik olduğunu ifade ederek, yapı türü olarak tarihinin betonarmeye göre daha eskilere dayanması itibariyle dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye"de de özellikle kırsal kesimde yaygın olduğunu söyledi.
Kerpiç yapılar ya da genel anlamıyla yığma yapıların Türkiye"nin yapı stokunun yaklaşık olarak yüzde 50"sini oluşturduğunu vurgulayan Kaplan, şehir merkezleri ve ilçe merkezlerinde de yapıların yüzde 25-30"unun yığma tarzı olduğunu söyledi.
Kaplan, bu yapıların önemli bir kısmının kerpiç yapılar olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
'Kerpiç yapılar, yapımı çok kolay, tarihten beri kullanılan, vatandaşın kendi imal ettiği, bulunduğu mekandaki malzeme ile yapılan türden yapılardır. Yaşanan depremlerde, özellikle Afyon çay, çameli ve Buldan depremlerinde gördük ki bu yapılar hakikaten deprem bakımından risk oluşturuyor. Ama bu yapıların da depreme dayanıksız olması, yapıların kerpiç olmasından değil. Deprem yüklerini taşıyacak nitelikte yapılmaması dolayısıyla yani özellikle duvar birleşimlerinde, köşe bağlantılarında ve duvarların çatı düzleminde üstten birbirlerine bağlanmaması nedeniyle yapılar hasar gördü. Yani kerpiç olup da deprem bölgelerinde iki katlı, üç katlı ayakta kalan çok sağlam binalar da var. Hatta tarihi binalarımız var, yığma niteliğinde taş binalarımız var. Yani yığma yapı depreme dayanıksız demek yanlış.'
Türkiye"de özellikle kırsal kesimdeki yapı stokunun tamamına yakınının bu tarzdan yapılar olduğuna işaret eden Kaplan, şunları kaydetti:
'Bu yapıların genel anlamıyla deprem yükünü taşımada yetersiz olduğunu depremler sonucunda gördük. Bu yapıları rehabilite etmemiz gerekiyor. Bunlarla ilgili neler yapılabilir Köylerde depreme dayanıklı yapı nasıl yapılır Bu konuda vatandaşı bilinçlendirmemiz gerekiyor. Özellikle köy yerleşim alanlarına mutlaka imar planı getirilmeli ve bu imar planına göre yapılaşma zorunlu olmalı. Valiliklerin, İl Özel İdarelerinin, köylere hizmet götürme birliklerinin bunu yapması gerekiyor. Sonra tip projeler geliştirilebilir. Yani sıradan vatandaşın kendi başına yaptığı binalar yerine teknik mühendislerin, mimarların denetiminde geliştirilen, üretilen tip projeler köylerde eğitilmiş insanlar tarafından uygulanabilir.'
Kaplan, böylece depremde can ve mal kaybı riskinin azaltılabileceğini ifade ederek, 'şu anda yeni yapılan binaların mutlaka depreme dayanıklı halde yapılması gerekiyor. Eski yapılarla da ilgili, kentsel dönüşüm nasıl uygulanıyorsa köylerde de kırsal dönüşüm uygulamalıyız' dedi.
Nüfusun yüzde 40-50"sinin köylerde yaşadığını kaydeden Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Köylerdeki yapı stokumuz deprem bakımından maalesef dayanıksız. Yani Türkiye genelindeki yapımızın yüzde 50"sinin en azından yüzde 25-30"u risk taşıyor. Köylerdeki bu yapılarımızın tekrar ele alınması, hızlı bir şekilde değerlendirilmesi, yetersiz olanların da devre dışı bırakılması veya iyileştirilmesi, güçlendirilmesi gerekiyor. Yani Van"da yüzde 99"u göçen evlere rastladık. Hep konuşuyoruz İstanbul depremi diyoruz, İstanbul"da deprem olduğunda şu kadar bina yıkılır diyoruz ama maalesef Van"da en çok yıkım kırsalda, köylerde oldu. Köylerin göz ardı edilmemesi gerekiyor.'
AA