Eğitim

Pera Palace Hotel 1 Eylül'de kapılarını yeniden açıyor!

Pera Palace, iki buçuk yıllık restorasyondan sonra 1 Eylül'de kapılarını yeni müşterilerine açacak

1800'lerin sonunda açıldığı ilk günden itibaren sürekli olarak hizmet veren otelin ismi de bundan böyle kuruluşundaki Pera Palace Hotel olacak.

-Bir yapıdan çok daha fazlasını ifade ediyor Pera Palace. O tıpkı bir insan gibi tanıklık etmiş İstanbul'un yaşamına. Var olduğu günden bu yana yaşadığı her güne dair sırları, hikâyeleri almış, sarıp sarmalamış bünyesine. Bu yüzden de Pera Palace'ın kapısından içeri girmek herhangi bir otelin kapısını aralamaktan çok daha farklıdır. Pera Palace, Pera'nın olmazsa olmazı, Pera'yı Pera yapan çok özel bir yapı. İşte tam da bu duygularla biraz da heyecanla iki buçuk yıldır restorasyonda olan Pera Palace'ın kapısından içeri giriyoruz. Otelde neler değişmiş, neler baki kalmış eski olana yeni neler eklenmiş sorularını da zihnimizde taşıyarak. İçeri girer girmez bütün ihtişamıyla ve asaletiyle otelin kalbi olan Kubbeli Salon karşılıyor bizi. Bu andan itibaren bambaşka bir dünyanın içerisindeyiz. Bir an gelecek yıllar öncesine yolculuk yapacağız, bir an gelecek günümüze geleceğiz. Zira otelde geçmişin incelikleriyle modern çağın gerekleri bir araya getirilmiş.

Pera bir müze otel

Tavandan sarkan avizeler, piyano, antika dolaplar, masalar koca salonun ortasında zarifçe dağılmış dört bir yana. Pera Palace daha ilk adımda ihtişamı ile insanı kendine hapsediyor. Öyle ya zaten otel Orient Express'in 1889 yılında Paris-İstanbul seferlerine başladığı sırada İstanbul'da Orient Express yolcularına yüksek standardı sunacak bir otel olarak tasarlanmıştı. Öyle görünüyor ki burası yeni düzenlemelerle günümüzde de lüksün yeni adresi olacak. Pera Palace'ı gezerken insan nereden nasıl başlayacağını bilemiyor. Kendi başına yol almak yerine oteli anlatacak bir mihmandara ihtiyaç duyuyor. Ne de olsa burası bir otel olmanın çok ötesinde bir yer, müze-otel. Tam bu anda otelin görevlileri yetişiyor yardımımıza. Her biri adeta rehber titizliğinde otelle ilgili her türlü ayrıntıyı hafızasına kaydetmiş, otelin misafirlerinin her sorusuna cevap verecek kıvama gelmiş. Yani anlayacağınız zarif siyah kıyafetleri, nazik tavırlarıyla rehber eşliğinde yol alıp odaların kapısını aralıyoruz ve muhteşem Haliç manzarasına bir kez de buradan tanıklık ediyoruz.

19. yy zarafeti her odada kendini gösteriyor

Her kapısını açtığımız oda bambaşka bir zarafetle karşılıyor bizi. 'Beyaz Carrara' mermerleri, seçkin 'Murano' camından üretilen ihtişamlı avizeler, tümü el dokuması Uşak halıları ve otelin orijinal antikaları gibi pek çok detayla 19. yüzyılın asaleti her odada yaşamaya devam ediyor. Pera Palace Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Kral VIII. Edward, Kraliçe II. Elizabeth, Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph, Şah Rıza Pehlevi, Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, Agatha Christie gibi döneminin birçok ünlü ismini de ağırlamış bir otel. 16'sı süit 115 odayla hizmet verecek olan otelde odalara bir dönem buraya yolu düşen ünlülerin isimleri verilmiş. Hareketli şehir manzarasının hakim olduğu Ernest Hemingway Köşe Süitleri, Haliç'in Tepe başı ile buluştuğu noktada bulunan odalara Pierre Loti Köşe Süitleri, İnönü & Bayar Senior Süitleri, Kral VIII. Edward & İmparator Franz Joseph Kral Daireleri bunlardan bazıları. Her oda muhteşem bir Haliç manzarasıyla karşılıyor insanı.

Fakat dünyanın en önemli polisiye yazarlarından Agatha Christie Odası (411 numaralı oda)'nın kapısına gelince insan daha da bir heyecanlanıyor. Gerçekten Agatha Christie kayıp 11 gününü burada mı geçirmiştir bilinmez ama insan o günlerin izini burada arıyor. Ünlü yazarın bütün kitaplarının yer aldığı raf bu odayı daha bir özel kılıyor. Pera Palace'ta Atatürk'ün kaldığı 101 numanalı odaysa müze olarak gezilebilecek.

Pera Palace'ta beş çayları başlıyor
Açıldığı günden itibaren İstanbul'un yiyecek-içecek hayatına damga vuran Pera Palace bundan böyle de aynı iddiasını sürdürecek gibi görünüyor. Unutulmaz baloların, beş çaylarının, üst düzey lezzetin sunulduğu gastronomi mimarisi bugün de devam ettiriliyor... Agatha Restaurant'ta, Orient Express'in güzergâhındaki önemli duraklar olan Paris, Venedik ve İstanbul'dan hareketle bu mutfaklar bir araya getirilmiş. Geçtiğimiz aylarda 'unutulan oda'da bulunan Christofle gümüşlerin bir kısmı da burada müşteriler için kullanılacak, bir kısmı da sergilenecek. Otelin girişinde sol tarafta bulunan Patisserie de Pera Fransız tarzıyla insanı büyülüyor. Dantel perdelerin, gümüş şekerliklerin, nadide porselen takımlarının kullanıldığı pastanede özel Fransız pastaları, kuruvasanlar, makaronlar ve el yapımı çikolatalar sunulacak. Öğleden sonra piyano sesinin yükseldiği Kubbeli Salon'da akşamüstü çay yudumlanabilecek. Diğer taraftan Pera SPA, yüzme havuzu, Türk hamamı ve sauna gibi hizmetler de otelde müşterilere verilecek. Döneminin en lüks oteli Pera Palace yeni balolara, toplantılara, çay saatlerine ve farklı müşterilerin hayatlarına tanıklık etmek üzere 1 Eylül'de kapılarını müşterilere açıyor.
Zaman