Petek Ertüre: Ali Ağaoğlu'nun özü sözü birdir!
Petek Ertüre, bir süredir oyunculuktan uzak duruyor ama bu boş durduğu anlamına gelmemeli. Ertüre, deneyimlerinden yola çıkarak bir kitap yazdı
'Kitap kendini güçsüz hisseden kadınlara her şeyin kendilerinde başladığı mesajını veriyor' diyen Petek Ertüre'ye 'İyi erkek nasıl olmalı' diye sordum. 'Sadık ve zeki olmalı' diyen Ertüre ile Ali Ağaoğlu'nun kulağını çınlattık ve sohbet sonunda kendimizi yatakta bulduk...
Ülkenin en başarılı ve popüler işadamlarından biri Ali Ağaoğlu. Böyle bir isimle beraber olmak dışarıdan göründüğü kadar kolay olmasa gerek. Kolej ve üniversite mezunu olan Petek Ertüre, sunuculuk ve oyunculukla başladığı meslek hayatında hızla ilerlerken, karşısına çıkan aşka karşı koyamayarak bambaşka bir hayatı yaşarken buldu kendini. İki yıl önce Uludağ'da tanıştık Petek Ertüre'yle; sadeliği, sıcaklığı etkiledi beni ilkin. Sohbete başlayınca ayakları yere gayet sağlam basan biri olduğunu gördüm, Petek Ertüre kendi tercihiyle geri planda dursa da ışıltısıyla Ali Ağaoğlu'nun gölgesinde kalmıyor... Kasım ayında yayınlanacak ve geliri Mor Çatı Derneği'ne bağışlanacak olan kitabı ile haşır neşir, bir yandan da senaryo yazıyor. Evinde misafir etti beni Petek Ertüre, samimi sohbetin ardından şahane evlerini gezdik ve kendimizi yatağa attık... Ne yazık ki yatakta neler fısıldaştığımızı bu röportajda bulamayacaksınız...
- Hayatınızdan memnun musunuz
Genel anlamda mutlu ve pozitif bir insanımdır, bardağın boş değil de dolu tarafını gören azınlık arasındayım. Ama tabii ki benim de sıkıntılı anlarım var. İnişler, çıkışlar, ayrılıklar...
- Sizi ilk kez Uludağ'da görmüştüm, şömine karşısında kitap okuyordunuz; ben nedense hem şaşırmış hem de sizi çok sevmiştim. Bu şaşaanın içinde nasıl bu kadar sade kalabiliyorsunuz
Aslında neden şaşırdığınıza asıl ben şaşırdım. Ben günlük hayatımda, hep böyleyim. Doğallık ve sadelikten yanayım, tabii ki davetlerde, özel günlerde oldukça özenli ve şık giyinmeye gayret ediyorum ama dışarıdan görüldüğü gibi her günümüz öyle geçmiyor. Ben her gün en pahalı yerlerde gezen, sürekli alışveriş yapan biri değilim. Hesabımı bilirim.
- Genç kızken nasıl hayalleriniz vardı, şimdi neleri düşlüyorsunuz
Hiçbir zaman maddiyat öncelikli hayalim olmadı. Daha çok, hayallerim değişse de, hepsinde başarılı olma arzusu yatıyordu. Bir hayali gerçekleştirmek için harekete geçerken hep mantık süzgecinden geçirirdim. Riskleri hiçbir zaman sevmedim, elimdekilerle mutlu olmayı ve şükretmeyi ailemden küçük yaşlarda öğrenmiştim. Oyunculuk kısa bir süreliğine askıya alındı, tabii ki hayır diyemeyeceğim muhteşem bir kadronun yer aldığı iyi bir proje olursa, mutlaka yer almak isterim. Fakat bu ara önceliğimi kasım ayında çıkaracağım kitabıma verdim.
- Ali Bey bir röportajında 'Kadının iyisi az konuşur, az görür, az duyar' demişti; sizin durumunuz nedir
Ali'nin özü sözü birdir. Gereksiz ve mantıksız konuşmalardan hiç hoşlanmaz; gerektiği yerde, gerektiği kadar konuşulmalıdır ona göre. Sanırım bunu anlatmaya çalıştı o cümlesinde. Ali, hayatındaki kadına çok değer verir, sevgi doludur.
- Sizce iyi erkek tarifi nasıldır; iyi erkek de az mı konuşur
Az ya da çok konuşmak bence bir kriter değildir. İyi erkek öncelikle sadık olmalı ve hayatındaki kadını ruhen ve fiziken aldatmamalıdır. Kendine güveni son derece yüksek olmalı, zeki ve esprili olması da mutlaka gerekir.
- Tanışma hikayenizi de merak ediyorum, anlatsanıza...
Beş sene önce bir yılbaşı gecesiydi. Uludağ'a gitmiştim. Resepsiyonda biri oturuyordu, arkasına geçtim ve omzuna vurarak 'Ali Ağaoğlu sen misin' dedim, 'Evet' dedi ve aşkımız başladı. O gün telefonumu verdim, o gün bugündür beraberiz. Her şey planlanmış gibiydi sanki... Aşk; zaman, mekan, yaş, dil, din, ırk tanımıyor. Onu ilk gördüğünüz anda, vücudunuzda farklı tepkimeler oluşuyor. Bakışınız, duruşunuz, gülüşünüz değişiyor.
- Bir yandan büyük bir aşka başladınız ama bir yandan da hiç ummadığınız bir mücadelenin içine girdiniz, zorlandığınız olmadı mı
Her ilişkinin zorlukları vardır. Hele de sevgiliniz Türkiye'nin gündemdeki işadamlarından biriyse tahmin edersiniz ki çok daha zorludur bu süreç ve ilişkinizin gidişatına etki eden faktörlerin sayısı fazlasıyla artar.
- Ayrılık haberleriniz çıktığı zaman üzülüyor musunuz, Ali Bey de sizin kadar üzüldü mü ayrılıklarda
Her ayrılık daha büyük bir tutkuyla birbirimizin elini tutmamıza yol açtı diye düşünüyorum. Ben Arnavut'um, Ali Laz. İkimizin de bazen öyle bir damarı tutuyor ki kavgalarımızda şiddet 7,7'yi bulabiliyor. İlişkide her zaman bir taraf alttan alır değil mi Ama biz de öyle bir şey olmayınca kısa süreli ayrılıklarla sonuçlanabiliyor. Ali'nin de bu süreçlerde en az benim kadar üzüldüğünü hem hissediyorum hem de barışmalarımız sırasında kendisinden duyuyorum.
- Ben kadınların her şartta daha fedakar olduğunu düşünürüm...
Kadınların erkeklere oranla daha fedakar, daha yapıcı ve daha verici oldukları doğru. Ama ben bunu da annelik içgüdüsüne bağlıyorum, doğurganlık bunları fazlasıyla etkiliyor. Kendimi fazlasıyla anlayışlı biri olarak tanımlayabilirim, sınırlarım tabii ki vardır. Her şeyden önce karşımdaki kişi sevgi ve saygıyla bana yaklaşmalı ve bunu hissettirmelidir.
- Bunaldığınızda ne yaparsınız; spor mu, terapi mi, yoga mı; yoksa gezer tozar para mı harcarsınız
Soluğu nefes koçumda alırım. Hayatımdaki birçok şeyi farklı gözle görmeme olanak sağladı, herkese bunu şiddetle tavsiye ediyorum.
- Ali Bey'in de ilgi çekmesi hatta reklam filmlerinde oynaması hoşunuza gidiyor mu
Aslında Ali, reklamlardan önce de ünlü bir adamdı. Ali'yle biz herhangi bir yerde gezerken, ilgi daha çok onun üzerine odaklanıyor, sanki bir Hollywood starı gibi parıldıyor. Zaten onun yanında kendimi yıldız gibi hissetmemem imkansız.
- Ali Bey'le yaptığım bir röportajda 'Çok uzun zamandır tatil yapmıyorum' demişti. Size yeterince zaman ayırabiliyor mu
Ali, işine aşık bir adamdır ve dinlenmek, tatil yapmak pek ona göre değildir. Maalesef bana yeterince zaman ayıramıyor, bu duruma alışmaya çalışıyorum ama bir türlü alışamıyorum. Kavgalarımız ve tartışmalarımız da hep bu yüzden oluyor zaten. Onu her an özlüyorum.
- Yine siz bir röportajınızda 'Benden dükkan açmamı bekliyorlar' demiştiniz, ama yapmadınız.
Kadınlar, hayatındaki kişi para versin ve bir dükkan açsın yeter, diye düşünüyor. Bu bana kendi başarıları gibi gelmiyor. Kalıcı bir şey olsun istiyorum. İş yapıyor gibi görünmek bana göre değil.
- Kitaptan bahsedelim o halde...
Hayatımdan ve gözlemlerimden yola çıkarak yazdım. Tamamen iç dünyamdan ilham aldım. Kendini yalnız, güçsüz hisseden kadınların, hayatlarını nasıl değiştirebilecekleri konusuna odaklanıyorum ve kitap onlara her şeyin kendilerinde başladığı mesajını veriyor.
Yaptığım alışverişi basının gözüne sokmam
- Sizi asla elinizde pahalı markaların paketleriyle görmüyoruz, hava atacak biri varsa o da sizsiniz ama yapmıyorsunuz. Cadde kızısınız diye biliyorum; nerede büyüdünüz
Benim ailem gerçekten bilgili- görgülü ve varlıklı insanlardır. İlkokuldan itibaren özel okulda eğitim gördüm. Bilgiden öte görgü çok farklı bir şeydir ve ailede çok erken yaşlarda başlar. Ben hep, şanslı bir çocuk olduğumu düşünmüşümdür. Kimseye anne ve babasını seçme şansı verilmiyor, kişiliğin ilk temelleri ailede atılıyor, ne kadar iyi bir aileniz varsa, siz de iyi rol modellerle yetişiyor ve iyi bir birey oluyorsunuz. Sizin bahsettiğiniz ise hazmetmek ile alakalı, ben birine gösteriş yapma çabasını hiçbir zaman gütmedim. Tabii ki tasarımlarını beğendiğim birçok tasarımcı var ve onlardan alışveriş yapıyorum ama bunu basının gözüne sokmak bana doğru gelmiyor. İnsan üzerindeki pahalı kıyafetler ya da takılarla değil, oturmuş özgüveni ve kişiliği ile büyülemelidir bence.
Akşam