Piyasalar çifte kur ve faiz kıskacında! Uzmanlar uyarıyor: Yeter artık piyasayı bozmayın!
Merkez Bankası’nın seçim öncesi kurları ve faizleri baskılayan politikaları ekonomi çevrelerince eleştiriliyor. Bankalardan döviz alamayan şirketler soluğu Kapalıçarşı’da alırken, hükümetin mevcut ekonomi politikaları ile devam etmesi halinde ekonomimizin giderek zayıflayacağı belirtiliyor.Sadece faizlerde değil bir süredir döviz kurlarında da ikili yapı oluşmaya başladı
Merkez Bankası belirlediği politika faiz oranları ile piyasada oluşan faiz oranları arasındaki makas giderek açılıyor. Sadece faizlerde değil bir süredir döviz kurlarında da ikili yapı oluşmaya başladı. Ayrıca bankaların alış ve satış kotasyonları arasındaki makasın da giderek açılması nedeniyle uzmanlar ortada ne tek bir faiz ne de tek bir kurdan artık bahsetmenin zor olduğunu, her ikisinde de çoklu yapının oluştuğuna dikkat çekiyor.
Faiz ve kurlardaki çoklu yapıya işaret eden Ekonomim Gazetesi köşe yazarı Servet Yıldırım, aynı durumun bazı mal fiyatlarında da görülmeye başlandığına değiniyor. Ekonominin Halleri başlıklı köşesinde, konuya ilişkin görüşlerini aktaran Yıldırım, bu durumun daha çok kamunun fiyatları sert bir şekilde kontrol etmeye çalıştığı sorunlu ekonomilerde rastlandığını, çifte kur, faiz ve fiyat görüntüsünün bizim gibi bir ekonomiye yakışmadığının altını çizdi.
EKONOMİ LABORATUVAR YERİ DEĞİL
Seçim gündemi nedeniyle ücretler, ekonomi politikaları, para ve kur politikalarında alışılmadık manzaraların görülmeye başlandığına işaret eden Servet Yıldırım, bankalardan döviz alamayan koca koca şirketlerin döviz ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Kapalıçarşı’ya gittiğini, hatta kamuya ait bazı şirketlerin de döviz ihtiyacını Kapalıçarşı’dan karşıladığının konuşulduğunu dile getirdi.
Yaklaşık 1,5 yıl önce yeni ekonomi modeli denenmeye başlandığında ‘Denemeyin piyasayı bozarsınız’ şeklinde uyarıda bulunanların çok olduğunu hatırlatan Yıldırım, ekonominin laboratuvar yeri olmadığına vurgu yaptı.
Ancak “Faiz neden, enflasyon sonuç” görüşünden hareket ederek Merkez Bankası’nın kararlı bir şekilde sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide hem kuru hem de faizi kontrol etmeye çalıştığını kaydeden Yıldırım, oysa geçmiş örneklerin de gösterdiği gibi bunu orta ve uzun vadede sürdürmenin imkansız olduğunu ifade etti.
REZERVLER EROZYONA UĞRADI
İmkansız olanda ısrar edilmesi halinde ise piyasanın bozulacağını belirten Yıldırım, şu anda bu durumun yaşandığını ve bu yüzden ikili sistemler oluştuğunu kaydetti. Ayrıca Merkez Bankası rezervlerinin erozyona uğradığına da işaret eden Yıldırım, aynı modelde ısrar edilmesi halinde İstanbul’da uluslararası bir finans merkezi kurma iddiası taşıyan bir ülke iken küresel piyasalarla bağı zayıflamış bir ekonomi haline gelebileceğimize ilişkin uyarılarda bulundu.
Yıldırım, bu modelin tek başarısının; ekonomide sermaye hareketleri serbest olmasına rağmen aynı anda bağımsız bir para politikası ve sabit bir döviz kuru rejiminin sürdürülemeyeceğinin kanıtlanması olduğunun altını çizdi.