Prof. Dr. Hasan Sözbilir'den kentsel dönüşüm uyarısı!
Son günlerde İzmir'de meydana gelen depremler kent halkını tedirgin ediyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir sık yaşanan depremlere yönelik uyarılarda bulundu.
Geçtiğimiz Ekim ayında İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremden sonra, İzmir’de küçük ölçekte depremler yaşanmaya devam ediyor. Birgün'de yer alan habere göre; Karaburun açıklarında geçen hafta 1 saat içinde 47 depremin meydana gelmesinin ardından, önceki salı günü yine Karaburun açıklarında 4.4 büyüklüğünde bir deprem yaşandı.
İzmir'de 17 adet diri fay olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sözbilir, “Ege denizi altındaki faylarla birlikte bu sayı ikiye katlanıyor. Yaptığımız çalışmalar Tuzla Fayı, Gülbahçe Fayı ve Seferihisar fayının deprem üretme zamanının yaklaşmış olduğunu gösteriyor. Bunun yanında TÜBİTAK tarafından yeni desteklenen projemiz kapsamında Bergama Fayı, Zeytindağı Fay Zonu, Güzelhisar Fayı, Yeni Foça Fayı, Menemen Fay Zonu, Mordoğan Fayı, Kemalpaşa Fayı, Dağkızılca Fayı ve Gümüldür Fayı gibi faylar üzerinde hendekler açarak bu fayların geçmiş deprem aktivitelerini ve deprem tekrarlama aralıklarını, son depremden ne kadar süre geçtiğini bulmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
İzmir depreme hazır mı?
İzmir’in deprem tehlikesinin olduğu en yüksek kentlerden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, “İzmir’de 6 ve üstü depremler, yıkıcı deprem sınırına giriyor. Sığacık Körfezi'nde 2005 yılında 5.9 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Burada sadece belli binalarda hasar oluşmuştu. Ama can kaybı olmamıştı. Jeodezik verilere göre, 5.5-6.0 büyüklüğündeki depremlerin 25-30 yılda bir gerçekleşeceği ortaya çıktı. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde 6 büyüklüğündeki bir depremin olma olasılığı oldukça yakın görünüyor. Biraz daha büyük bir deprem sınıfı 6.5’e değinirsek bunlar da ortalama 250 yılda bir oluyor. 7 büyüklüğünde depremleri düşündüğümüzde ise 800- 1000 yıl arasında değişiyor. Burada da en son depremin 1389 yılında gerçekleştiğini düşündüğümüzde yaklaşık 700 yıl geçmiş. Bu sonuçlar İzmir’in depreme hazırlıklı olması gerektiğini gösteriyor” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Sözbilir şu açıklamalarda bulundu:
“İçişleri Bakanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından iki büyük proje başlatılmış durumda. Birincisi İzmir İl Afet Risk azaltma Planı. Diğeri ise İzmir Kentsel Dönüşüm yol Haritasının çıkartılması. Her iki projede de Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak Akademik danışmanlık ölçeğinde katkımızı koyuyoruz. Bu çalışmalarda İzmir ilinin doğal afet tehlike düzeyi ve riski belirleniyor. Buna göre de riski azaltmak için yapılması gereken çalışmaların ortaya konması ve hayata geçirilmesi durumu var. Burada kentsel dönüşümün doğal afet riskini azaltacak şekilde yapılması çok önemli.”
Oluşabilecek tsunami tehlikesi hakkında da uyarı yapan Prof. Dr. Sözbilir, “Şimdiye kadar yapılan tsunami modelleme çalışmaları Helenik yayı üzerindeki fay segmentlerinin 7’den büyük deprem üretmesi durumunda oluşacak 5 metreye varan tsunami dalgalarının Türkiye’nin batı-güneybatı-güney kıyılarına 30-180 dakika içinde ulaşacağını gösteriyor. Böyle bir durumda, özellikle, denize kıyısı olan güney-güneybatı-batı kentlerimizin, yani Hatay, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, Balıkesir ve Çanakkale kıyılarında tsunami kaynaklı hasar bekleniyor. Tarihsel tsunami kataloglarında 12 dereceli tsunami Şiddet ölçeğine göre, Santorini ve Girit taraflarında 10, Marmara Denizinde 8, İzmir kıyılarında 5 şiddetinde tsunami yaşandığı belirtiliyor” dedi.
Prof. Dr. Sözbilir tsunami riskini azaltmak için yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:
“Öncelikle Türkiye kıyılarında eski tsunami izlerinin araştırılması ve bunların tarihsel depremlerle ilişkisinin ortaya çıkartılması gerekiyor. Bunlar ortaya çıkarılınca tsunami yaratması beklenen depremlerin sismik kaynaklarının iyi bir şekilde anlaşılması ve bu sismik kaynaklardan deprem senaryoları oluşturarak, ana şok sonrasında oluşacak tsunami boyutu ve yerleşim yerlerine varış zamanlarını belirleyecek modellemelerin yapılmalı. Tsunami tehlikesi olacak olan yerlerde Tsunami Erken Uyarı Sistemlerinin kurulması ve bu kesimlerde ana şoktan sonra kıyıdaki halkın daha yüksek yerlerde geçici barınmasını sağlayacak açık park alanlarının oluşturulması gerekiyor.”
Prof. Dr. Hasan Sözbilir'den İzmir için korkutan açıklama!