14 / 11 / 2024

Recep Tayyip Erdoğan: Kanal İstanbul' a ihtiyac vardı!

Recep Tayyip Erdoğan: Kanal İstanbul' a ihtiyac vardı!

Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul Projesini yaptıktan sonra uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, onuniçerisinde her şeyin çalışmaya devam edeceğini belirterek, "Şirket, adam, kuruluş neyse, Kanal İstanbulu tercih eder, öbür tarafı tercih eder.




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul Projesini yaptıktan sonra uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, onun
içerisinde her şeyin çalışmaya devam edeceğini belirterek, "Şirket, adam, kuruluş neyse, Kanal İstanbulu tercih eder, öbür tarafı tercih eder.

Bizim de tabii ki çevre tehdidi noktasında herkesin dikkatini çekme hakkımız var. Yarın
oradaki bir felakette bunu bize kim karşılığını verecek Bunu da bizim konuşmak
hakkımız" dedi.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığında Show TVde yayınlanan "Siyaset
Meydanı Seçim Özel" programına katılarak, Ali Kırca ve Tuba Atavın sorularını
yanıtlayan Erdoğan, Kanal İstanbul Projesinin zamanlaması ile başarılı bir seçim
stratejisi olduğuna ilişkin yorumlar konusunda, bunun da işin bir yanı olduğunu,
ancak bu projenin geçmişinin çok eskiye dayandığını kaydetti.
Bunun, belediye başkanlığı döneminde bir rüyası olduğunu, o zamanki
mevcut hükümetlerle böyle bir şeyi yapmanın mümkün olmadığını ve projeyi o
dönemde dile getirmediğini, ancak çalışmasını yaptıklarını, iktidar görevi
kendilerine gelince bu projenin zamanının geldiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini
şöyle sürdürdü:

"Bunun için de tabii ilk dönem, çıraklık döneminde bir güç... Dünya
piyasalarında yeriniz yok, kimse size iyi bakmıyor. Bu projenin bedeli de ciddi
bir rakam. Yapılacak proje çalışmaları kesin şeyini belirleyecek ama 12 milyar
dolar civarında. Bu daha üstü olabilir, ama öyle zannediyorum ki aşağısı olmaz.
Bunu yap-işlet-devret sistemiyle yaptırmak mümkün. Bu noktada talipler çok. Aynı
şekilde hiçbir şey olmazsa, şu andaki ekonomik gücümüzle Türkiye olarak rahat
rahat yaparız."

İstanbulun böyle bir projeye gerçekten ihtiyacı olduğunu söyleyen
Erdoğan, İstanbul Boğazının ciddi bir tehdit altında olduğunu, özellikle
çevrecilik açısından bakıldığında 100-200 bin tonluk tankerlerin boğazdan
geçişinin büyük tehlike yarattığını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, geçmişte yaşanan Independent yangınını anımsatarak, bu
yangının boğazın en geniş yerinde gerçekleştiğini, aynı şeyi dar bölgelerde
yaşamak istemediklerini bildirdi.

Erdoğan, bunun aynı zamanda bir enerji ve ulaşım projesi olduğuna işaret
ederek, zaman zaman gemilerin Marmara ya da Karadenizde bir-iki gün
bekletildiğini, bunların da bir maliyet yarattığını belirtti.


KANAL İSTANBUL DA LİTERATÜRE GİRECEKTİR

Başbakan Erdoğan, "Bu aynı zamanda İstanbul projesi olmaktan çıkıp
Türkiye projesine dönüşüyor. Bununla beraber biz dünyaya bir marka ihraç
ediyoruz. Bir Panama Kanalını, Süveyşi denizcilik bilir. Çünkü orada gidiş
gelişler var. Bunlar literatüre girmiştir. Şimdi Kanal İstanbul aynı şekilde buna
girecektir. İlginç olan bir yan da tarihi yarımada, tarihi ada haline
gelecektir" diye konuştu.

Öte yandan, İstanbulun çirkin bir yapılanmanın içinde olduğunu ve deprem
tehdidine karşı bir çözüm üretilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, bu çerçevede
bir sonraki hafta Çarşamba günü (11 Mayıs) açıklayacağı iki şehir projesine ek
olarak Kanal İstanbul kapsamında kordon boyu şeklinde bir yapılanma oluşacağını
ifade etti.

Oradaki yapılanmanın yalılar şeklinde değil, güvenlik şeridinin dışında
gerçekleştirileceğini, bu nedenle güvenlik anlamında bir çelişki bulunmadığını
söyleyen Erdoğan, İstanbulun yoğun bölgelerinden, yeni oluşturulacak cazibe
merkezlerine nüfus kaydırmak istediklerini belirtti.

MECBUR GİDECEK. NİYE DEPREM TEHDİDİ VAR

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İki tane kuracağımız şehirde, Anadolu yakasında olanlar için oraları,
Avrupa yakasında olanlar için buraları göstereceğiz. Buyur sana ev. Beğen al.
Mecbur gidecek. Niye Deprem tehdidi var. Deprem tehdidini göre göre o
vatandaşları orada nasıl bırakırız Diyeceğiz ki Bak senin buradaki binan şu,
bedeli şu. Buyrun sana şuradan, ne istiyorsun Bir daire... Bir daire... İki
daire... İki daire... Senin şeyinin bedeli bunu alıyor. Al güle güle kullan. Ama
ben üç daire istiyorum. O zaman kalan bir daireyle ilgili de 20 sene vadeyle
buyur üçüncü daire."

Bunun bir göç planı değil, şehircilik planı olduğunu belirten Erdoğan,
yeni dönemde bir şehircilik bakanlığı kuracaklarını söyledi.
Erdoğan, "Bizim şimdi 81 vilayette planlarımız olacağı gibi, bu
şehircilikle beraber, bir diğer asıl adımını atacağımız şey, bir ulusal plan
açıklayacağız" dedi.

Erdoğan, TOKİnin doğrudan başbakanlığa bağlı olduğunu anımsatarak,
şehircilik bakanlığının ulusal planı, şehirlerin planını yapacağını, TOKİnin ise
uygulamayı gerçekleştireceğini bildirdi.

Dün Iğdırda bulunduğunu, vatandaşların şehir içinde ahırların yanında
oturduğunu kaydeden Erdoğan, organize sanayi bölgeleri gibi organize hayvancılık
bölgeleri kurmayı, şehir merkezinde ise  TOKİ  ile modern evler inşa etmeyi
istediklerini ifade etti.

30 MİLYAR DOLAR VERMEYE HAZIRIM DİYEN VAR

Kanal İstanbulun güzergahına ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan,
belli tahminler yapıldığını, ancak bunun tam Çatalcanın kıyısından geçeceği
anlamına gelmediğini, deprem ve çevreye ilişkin hassasiyetleri göz önüne alarak,
mümkün olduğunda hazine arazilerini değerlendirecek ve kamulaştırmayı minimize
edecek bir planlamanın söz konusu olduğunu belirtti.

Projenin sağlayacağı ekonomik yararın nasıl sağlanacağına ilişkin bir
soruyu yanıtlarken de Erdoğan, daha işin başında şu anda satın alımda "30 milyar
dolar vermeye hazırım" diyen yerli bir yatırımcı olduğunu söyledi.
Erdoğan, projenin kanalla birlikte çevresinde bir yapılanmayı da
içerdiğini vurguladı.

TOKİnin hasılat paylaşımıyla kendini finanse eden bir yapısı olduğunu
bildiren Erdoğan, "Ama tabii bazıları bu işin bu şeklini bugüne kadar
anlayamadıkları için kalkar, diyelim ki sayın Bahçelinin sürekli TOKİ ile ilgili
bir alerjisi vardır. Çünkü TOKİ kendisine bağlı olduğu için, burada yapabildiği
bir şey yoktur" diye konuştu.

BİR INDEPENDENT OLSA, MİLLETİM HESABI KİME SORACAK

Başbakan Erdoğan, Montrö anlaşmasıyla ilgili olarak şu görüşleri
aktardı:

"Bizim bağımsızlığımızın üzerine kimse gölge düşüremez. Kanal İstanbul,
bizim bağımsızlığımızın, İstanbulda yapacağımız bir düzenlemenin bir ürünüdür.
Biz bunu yaparız. Sonra da uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, zaten o hukuk
içerisinde her şey çalışmasına devam eder. Şirket, adam, kuruluş neyse Kanal
İstanbulu tercih eder, öbür tarafı tercih eder. Bizim de tabii ki çevre tehdidi
noktasında herkesin dikkatini çekme hakkımız var. Yarın, Allah göstermesin,
oradaki bir felakette bunun bize kim kalkacak da karşılığını verecek Bunu da
bizim konuşmak hakkımız. Düşünün, bir Independent olmuş olsa, milletim hesabını
kime soracak Hükümetine soracak."

Montrö Anlaşması imzalandığında tankerlerin bulunmadığını, anlaşmanın
basit kuru yük gemileri üzerinden yapıldığını, şartların değiştiğini ve buna
ilişkin tedbirleri almaları gerektiğini belirten Erdoğan, trafiği ve nüfusu
artıracağı, balık göçlerine zarar vereceği, su kaynakları ve ormanların zarar
göreceği eleştirilerine ilişkin olarak, "Bunların hepsinin tedbiri var" dedi.
İstanbulun, 50 yıl sonrasını düşünerek hareket edilmesi gerektiğini
vurgulayan Erdoğan, deprem konusunda güzel bir şehirleşme ile ilk hedef olarak
Avrupa yakasında, 2 şehir projesiyle de Anadolu yakasındaki yapılaşma sorununun
büyük ölçüde çözüleceğini kaydetti.
AA

 


Geri Dön