Genel

Recep Tayyip Erdoğan'ın çılgın projeleri neler

Boğaz’a lale biçiminde yapay  ada mı Her bir ayağı uzaydan inen bir yaratık gibi görünen ‘Medeniyetler Köprüsü’ mü Hıncal Uluç, Başbakan’ın ‘çılgın projesi’ni s

Hıncal Uluç, son ‘teaser’ıyla yine ortalığı dümdüz etti... Başbakan’ın İstanbul’la ilgili ‘çılgın projesini’ ilk duyan gazeteci olmasına rağmen bu sırrı saklamayı tercih etti. Tabii bu büyük hadiseyi kendisinin bildiğini herkese duyurup “Allah’ım nedir acaba, nedir nedir” diye sayıklamamızı sağlayarak.  

İngilizcede ‘teaser’ bir film, TV programı veya herhangi bir ürünün kısa tanıtımına verilen ad. Burada kilit kelime ‘tease’ tahrik etmek, baştan çıkartmaktan geliyor. Reklam dünyasında ‘teaser’dan kasıt, ürünün ne olduğunu söylemeyip insanları meraka düşürmek.

Uluç “İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje... Biri bana ‘Bin proje say’ dese, bin gün izin verse, aklıma gelmez. Öyle çılgın...” diyerek, müthiş bir ‘teaser’a imza attı. Telefonun diğer ucunda başka bir yazar olsaydı haberi bir gün sektirmezdi. Zaten Hıncal Bey’in kendisi de başlı başına bu mesleğin ‘teaser’ı değil mi

Boğaz’a lale ada eksikti
Uluç, muhteşem teaser’ını yapıp köşesine çekildiğinden beri tabii ki her yerde İstanbul’a dair çılgın projenin ne olduğu üzerine kafa patlatıyor. Rivayetler muhtelif. Ne var ki çoğu bende “Allahım umarım bu korkunç ŞEY değildir” hissini yaratıyor.

-Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş’ın daha önce açıkladığı, iki yakayı birleştirecek teleferik projesi, elbette yeterli ‘çılgınlıkta’ değil. Şahsen daha iddialı hareketler, ‘ihya’ klasmanına girecek fikirler bekliyorum. Mesela lale şeklinde yapay ada gibi. Topbaş “Dubai gibi olmayacak” dese de denizi doldurup ada yapmak deyince ilk akla gelen örnek. Denizi doldurmak demişken... Dünyanın en güzel coğrafyalarından birinin, aynı zamanda en kırılgan ve zaten kötü kullanılmış Boğaz’ın iyice perişan edilmesi için ideal çılgınlıkta!

-Mimarların tahminlerine bakalım... En sade, “keşke SADECE bu olsa” dediğim tahmin, Başbakan’a yakınlığıyla bilinen Sinan Genim’den: “Tepebaşı’na 1800 kişilik opera ve konser binası olabilir.” İnan Kıraç Vakfı’nın yıllardır Tepebaşı’ndaki TRT binasını Frank Gehry’ye emanet etme çabası önümüzde dururken, biraz zor ihtimal.

Betona doyamadık
-Son iddia, Milliyet’te yer aldı: Türkiye’nin 100’üncü yılı için uygarlıklar köprüsü. Projenin sahibi Murat Şaylan, ‘anıt köprüyü’ şöyle anlatıyor: “Mimarisi ve büyüklüğüyle herkesi şaşırtsın. Birbirinden çok uzakta dört ayağı olsun. İkisi Avrupa, ikisi Asya yakasında. Ayakları bir daire birleştirsin. Dairenin üstü gezi ve kafeler alanı olsun.”
Anladığım kadarıyla bu ülkede kimse betona doymuyor, doymayacak da! İstanbul’u yönetenlerden tek ricamız var: Çılgın projelerden önce, bu şehre gerçekten katkı sağlayacak yarım bırakılmış, ihmal edilmiş projeleri hayata geçirin. Depreme dayanıklı binalar yapmak ve dayanıksız olanları güçlendirmek, Türkiye koşullarında yeterince ‘çılgın’!
Mehveş Evin/Milliyet Cadde