Genel

Reza Zarrab'ın Kanlıca’daki yalısı için tadilat izni alındı mı?

Reza Zarrab’ın Kanlıca’da bulunan yalıya Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden izinsiz tadilat yaptırdığı ortaya çıktı. Zarrab, ikinci derece tarihi eser olarak tescilli ikiz yalılardan birine kaçak kat çıkmış ve iki yalı arasına da asansör yaptırmıştı.

Reza Zarrab, Kanlıca’da bulunan ve ikinci derece tarihi eser olarak tescilli ikiz yalılardan birine kaçak kat çıkmış ve iki yalı arasına da asansör yaptırmıştı. Reza Zarrab, sağlık gerekçelerini, Ebru Gündeş de konserini bahane ederek dünkü duruşmaya katılmadı. Yalıların dış cephesinin tahrip edilip, asansör ve kaçak kat eklendiğinin haberimizle ortaya çıkmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin CHP’li üyeleri Hüseyin Sağ ile Hakkı Sağlam, Reza Zarrab ve eşi Ebru Gündeş ile tadilat işlemlerini gerçekleştirenler hakkında suç duyurusunda bulundu. Yapılan başvuru üzerine Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.


ZARRAB ZORLA GETİRİLECEK


17 Aralık yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Zarrab ve Gündeş’in ifadelerini alan Savcı Turgut Çakır’ın konuyla ilgili iddianamesini Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Tekin Karaca kabul etti. Reza Zarrab ve eşi Ebru Gündeş izin alınmaksızın tamirat-tadilat ile izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunmak suçlamasıyla dün Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başladı. Ebru Gündeş Batum’da konserde olduğu için duruşmaya katılmazken eşi Zarrab, rapor almadan sağlık sorunlarını gerekçe gösterip hakim karşısına çıkmadı.


Geçerli bir mazereti bulunmayan Zarrab, 24 Haziran 2016 tarihinde yapılacak ikinci duruşmaya zorla getirilecek, eşi Gündeş için ise davetiye çıkarılacak.


Sanık inşaat sorumlusu Hakkı Suha Gökdemir ve tanık mimar Dara Kırmızıtoprak duruşmaya katılarak ifade verdi. Gökdemir ifadesinde sadece Gündeş’e ait 116 ada 5 No’lu parseldeki yalıya ait tadilat izni olduğunu, Zarrab’a ait 4 No’lu parseldeki yalıya ilişkin restorasyon başvurusunun bulunmadığını belirtti. Kendisinin sadece Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden 4 aylık süre için basit onarım izni aldığını anlatan Gökdemir, yalılarda tadilat yapan kişilerin taşeron olarak Reza Zarrab tarafından tutulduğunu ve bunlarla herhangi bir bağlantısının olmadığını söyledi.


İnşaat aşamasında herhangi bir denetimde bulunulmadığını belirten Gökdemir, kendisine ceza verilmesi halinde hükmün geri bırakılmasını istedi.


BİRBİRLERİNE GİRDİLER


Zarrab ise savcılık ifadesinde tüm sorumluluğun Gökdemir’de olduğunu söyleyerek, “Bu iş için Suha Gökdemir ve Dara Kırmızıtoprak ile anlaştım. Projeleri Kırmızıtoprak çizecek, diğer bütün işlemleri Gökdemir takip edecek, gerekli mercilerden izin alacak, daha sonra projeye uygun olarak yapacaktı. Ben bütün tadilatların izin çerçevesinde yapıldığını düşünmekteydim” demişti. Mimar Dara Kırmızıtoprak ise dünkü ifadesinde yalılarda herhangi bir inşai ve fiziki müdahalede bulunmadığını sadece proje hazırladığını söyledi.


Reza Zarrab, İran’da yargılandığı davada idam cezasına çarptırılan iş adamı Babek Zencani ile ortak olduğu yönünde iddialar içeren haberlere ve mal varlığını satışa çıkardığı söylentilerine ilişkin bir açıklama yaptı. Zarrab açıklamasında, uzun süredir medyada Zencani’nin ortağı olduğu yönünde haberler yer aldığını belirterek, “Bu haberler doğru değil” dedi. İran mahkemelerinin, İran Devleti aleyhine işlenen bir suçun soruşturmasını yaptığını hatırlatan Zarrab şunları söyledi: “Bu kadar derin ve çok yönlü yapılan bir soruşturmanın sonunda kararını veren İran mahkemeleri, konuyla hiçbir ilgim olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Babek Zencani, hiçbir zaman benim ortağım olmadı ve ben İran Devleti’nin parası ile ticaret yapmadım. İran Devleti tarafından şahsıma yöneltilen bir suçlama olmadığı gibi hakkımda açılmış, devam eden ya da sonuçlanmış bir soruşturma da bulunmamaktadır. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ailem, sahip olduğum varlıklarım ve yatırımlarımla Türkiye’deyim.”



Haberimiz üzerine savcılığa şikayette bulunan İBB Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, duruşmada sanıkların suçu bilerek işlediğine dikkat çekti. Sağ, “Gündeş savcılık ifadesinde suçu ben işlemedim demiyor, tüm işleri Reza Zarrab yaptı diyerek kocasını suçluyor. Her ikisinin de en ağır biçimde cezalandırılmasını istiyorum” dedi.


İBB Encümeni’nin yalılarla ilgili yıkım ve para cezası aldığı ama 1 yıla yakın bir süredir bu kararı uygulanmadığını hatırlatan Sağ, “Zarrab, yalıların yanı sıra Kanlıca’daki tarihi köşkü de yıkıp kaçak inşaat yaptı. Anlaşılan bu işi meslek haline getirmiş” diye konuştu. Sağ’ın açıklamalarının ardından mahkeme heyeti Kanlıca’daki köşk dosyasının da incelenmesini istedi. İBB Meclis üyesi Hakkı Sağlam da Zarrab’ın 17-25 Aralık soruşturması sırasında kamu kurumları ile girdiği yasa dışı ilişkilerin ortaya çıktığını hatırlatarak, “Boğaziçi İmar Müdürlüğü ve İBB görevini yapmayıp, inşaatları denetlemeyerek kanuna aykırı yapılaşmaya göz yummuştur. Sanıklar bilerek ve isteyerek tarihi eserlere zarar vererek suç işlemiştir. Bu raporlarla ve tutanaklarla sabittir. Yalıların eski haline getirilmesini ve sanıkların cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.


Mahkeme heyeti şikayetçi Sağ ve Sağlam’ın davaya katılmalarını reddederken, yalıların eski haline getirilip getirilmemesi konusunda Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden bilgi alınmasını kararlaştırdı.


Sözcü



Haber Hürriyet Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Biri eşi Ebru Gündeş’e diğeri kendisine ait iki yalıya kaçak kat ekleyip dışarıdan asansör yaptırmakla suçlanan Rıza Sarraf duruşmaya mazeretsiz gelmeyince hakim ‘zorla getirme’ kararı verdi.  


KANLICA’da, biri kendisine, biri de eşi Ebru Gündeş’e ait ikiz yalılarda kaçak kat ekleyip, dışarıdan asansör yaptırdığı iddiasıyla, “Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa muhalefet” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Rıza Sarraf (Reza Zarrab) hakkında, duruşmaya mazeretsiz gelmediği için zorla getirme kararı çıkarıldı. Ebru Gündeş’in Batum konseri ise mazeret sayıldı. Duruşmaya müşteki olarak katılan CHP’li İBB Meclis Üyesi Hakkı Sağlam’ın ifadesine, 17 Aralık soruşturmasıyla başlamasına ise hakimden itiraz geldi. Hakim, ihbarcı Sağlam’ı, “Konumuzun dışında konuşmayın. Yalı ile ilgili şikayetlerinizi dile getirin” diye uyardı


Rıza Sarraf ve sanatçı eşi Ebru Gündeş hakkında Kanlıca’daki tarihi Mehmet Arif Bey yalılarında mevzuata ve koruma ilkelerine aykırı biçimde tadilat yaptıkları iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasına CHP’lilerin yoğun ilgisi vardı. Gündeş, Batum konserini mazeret gösterip duruşmaya katılmazken, Sarraf’ın hasta olduğu için duruşmaya gelemediği avukatı tarafından hakime bildirildi. Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma CHP milletvekili Mahmut Tanal ve CHP’li İBB meclis üyeleri ve yalıların tadilat iznini alan diğer sanık inşaat mühendisi Hakkı Süha Gökdemir katıldı. Gökdemir savunmasında, yalıların tadilatı için Rıza Sarraf ile görüştüğünü ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne başvurarak tadilat izni aldığını vurguladı. 


‘EŞİM YAPTIRDI DEDİ’


Hakkı Sağlam ile diğer şikayetçi meclis üyesi Hüseyin Sağ, “Ebru Gündeş ile Rıza Sarraf bu suçu bilerek ve isteyerek işlemişlerdir” dediler. Hüseyin Sağ, Sarraf’ın başka bir yalısı için de aynı suçu işlediğini ve bu konuda da ihbarda bulunduğunu ileri sürerek, “Ebru Gündeş bile savcılıkta verdiği ifadede yalılardaki bu işlemleri eşinin yaptığını söylemiştir” dedi. Dinlenen tanıkların ardından mahkeme hakimi, Batum’da konseri olan Ebru Gündeş’in mazeretini kabul ederek bir sonraki celseye çağrılmasına karar verdi. Hakim, hastalığı ile ilgili rapor sunmayan Rıza Sarraf’ın ise bir sonraki celseye zorla getirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.


‘MEYDAN OKURCASINA...’


 Duruşmaya müşteki olarak katılan CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hakkı Sağlam, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Biz bu duruşmadan umutla ayrılmak istiyoruz. Ülkemize umut vaat etmek istiyoruz. Biz burada hakimlerin var olduğunu ve kararlarıyla da konuşacağını biliyoruz. Rıza Sarraf, bilerek ve isteyerek hepimizin ortak malı olan, bize atalarımızdan miras kalan bu tarihi eserlere zarar vermiştir. Biz her ne pahasına olursa olsun bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz” dedi. 


Çivi bile çakılması yasak...


Kanlıca’da, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve 1970 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Envanterine ‘2. Derece Tarihi Eser’ olarak işlenen tarihi Kanlıca Mehmet Arif Bey Yalısı’ndaki tadilatla ilgili soruşturmayı yürüten Beykoz Cumhuriyet Savcılığı, Reza Zarrab, Ebru Gündeş ve inşaat mühendisi Hakkı Süha Gökdemir hakkında, “Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa muhalefet” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.


Hürriyet



Haber Cumhuriyet Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


Beykoz Kanlıca'daki yalısında imar kanununa aykırı tadilat yaptığı iddiasıyla yargılanan yolsuzluk skandalının kilit ismi Rıza Sarraf duruşmaya katılmadı. Mahkeme Sarraf'ın bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi.


Beykoz Kanlıca'daki yalılarında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı tadilat yaptırdığı iddiasıyla iş adamı Rıza Sarraf, eşi Ebru Gündeş Sarraf ve bu işleri yaptığı belirlenen Hakkı Süha Gökdemir'in 3'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.


MAHMUT TANAL DA İZLEDİ


Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Rıza Sarraf ve eşi Ebru Gündeş Sarraf'ın avukatları, sanık Hakkı Süha Gökdemir, şikayetçiler İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin CHP'li üyesi Hüseyin Sağ ve CHP İstanbul İl Sekreteri Hakkı Sağlam katıldı. Duruşmayı, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da izledi. Duruşmada savunmasını yapan sanık Gökdemir, Rıza Sarraf'ın yalıları satın aldıktan sonra kendisinden tadilat yapılmasını istediğini belirterek, "Ben de inşaat mühendisi olduğum için 116 ada 5 parsel için izin alabileceğimi söyledim.


'4 AY SÜRE VERDİLER'


Bana vekaletnameyi sanık Ebru Gündeş verdi ancak konuşmaları Rıza Sarraf ile yaptım. Boğaziçi İmar Müdürlüğüne müracaat ettim ve izin aldım. İzin aldıktan sonra basit onarım için 4 ay süre verdiler. Bu sürede basit onarım yapıldı. Bu sırada ben yalının içinde bulunmadım. Bu işi yapan kişiler taşerondur. Bunları tanımıyorum ve herhangi bir bağlantım yoktur" diye konuştu. 


Şikayetçi Hakkı Sağlam, sanıkların İmar Kanunu'na aykırı yapı inşa ettiklerini savunarak, "Suça konu yer, Türkiye'nin ve dünyanın göz bebeği olan İstanbul Boğazı'dır. Burası bize önemli bir miras olarak kalmıştır. Sanıklar, bilerek ve isteyerek bu suçu işlemişlerdir. Tarihi esere zarar vermişlerdir. Bu zararın giderilmesini, sanıkların da cezalandırılmasını istiyoruz" dedi. 


'İDARİ PARA CEZASI KARARI VERİLMİŞTİR'


Hüseyin Sağ, Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkililerinin suç duyurusu yapıldıktan bir gün sonra yalıya, ertesi gün de savcılığa gittiklerini belirterek, "1 ay sonra da İstanbul Büyükşehir Belediyesi encümenince yıkım ve idari para cezası kararı verilmiştir. Ancak bu yıkım ve idari para cezası uygulanmamıştır. Bir yıl olmasına rağmen suça konu yer, eski haline getirilmemiştir" ifadelerini kullandı. 


Duruşmada tanık olarak dinlenilen Dara Kırmızıtoprak ise sanık Rıza Sarraf'ın iki villanın tadilatında iç mimarlık yapması için kendisiyle irtibat kurduğunu dile getirerek, yalılarda fiziki müdahalede bulunmadığını, projeye konu anormal bir durum da görmediğini söyledi.


Ara karar Mahkeme, usulüne uygun çağrı kağıdına rağmen geçerli bir mazeret bildirmeden duruşmaya gelmeyen sanık Rıza Sarraf'ın, bir sonraki celse zorla getirilmesine karar verdi. Sanık Ebru Gündeş Sarraf'a duruşma gününü bildiren davetiye çıkarılmasına karar veren mahkeme, bir sonraki celse mazeret bildirmeden gelmemesi halinde zorla getirileceği ihtarının çağrı kağıdına yazılmasına hükmetti. 


Mahkeme, İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'ndan, Beykoz Kanlıca Mahallesi 23 pafta, 116 ada, 4-5 parseller üzerindeki yalıların tescile esas tüm belgelerinin gönderilmesini istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğünden de yalıların eski haline getirilip getirilmediği hususunda bilgi isteyen mahkeme, duruşmayı erteledi. 


‘BİNANIN YÜZDE 90’I KAÇAK’


CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, duruşmanın ardından adliye bahçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de bazı kesimlere hukukun dokunamadığını savundu. Tarihi kültürü korumanın 80 milyon vatandaşın görevi olduğunu ifade eden Tanal, davanın takipçisi olacaklarını ve hukukun verdiği imkanları kullanacaklarını kaydetti. Hüseyin Sağ da Rıza Sarraf'ın bu suçu ikinci kez işlediğini aktararak, "Kanlıca'da binanın tamamını yıkmıştır. Binanın yüzde 90'ı kaçaktır. Onunla ilgili de suç duyurumuzu yaptık. 6 No'lu kurul tespitlerini yaptı. Muhtemelen oraya da dava açılacak. O davadan da yargılanacak. Hiçbir geçerli sebep sunmadan mahkemeye gelmeyen Rıza Sarraf hakkında da zorla getirilme kararı çıktı. Bunu da önemli buluyorum. Ebru Hanım yurt dışındaymış. Konseri varmış Batum'da. O da bir daha ki mahkemeye hazır olacak" diye konuştu.


Cumhuriyet