Rıza Bey Apartmanı davası sanıklarından kağıt üzerinde imza savunması!
30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan İzmir depreminde yıkılan Rıza Bey Apartmanı davası sanıkları "kağıt üzerinde imza" savunması yaptı...
Egenin incisi İzmir'de meydana gelen depremde yerle bir olan binalar arasında yer alan Rıza Bey Apartmanı'ndaki ölüm ve yaralanmalara ilişkin davada savunma gerçekleştiren tutuklu sanıklar yapının betonarme statik proje müellifi ile sürveyanı, inşaata hiç gitmediklerini söyledi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, haklarında "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçu nedeniyle dava açılan 4'ü tutuklu toplam 9 sanığın yargılanması, 5. Ağır Ceza Mahkemesinde sürdü.
Tutuklu ve tutuksuz sanıklarla müştekiler ve taraf avukatlarının katılım sağladığı duruşmada savunma gerçekleştiren tutuklu sanık, statik betonarme proje müellifi ve inşaat mühendisi T.P, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Rıza Bey apartmanı için 1993'te kanunlara uygun bir biçimde inşaat ruhsatı alındığını ve sorumluluğun sürveyan müteahhit ve fenni mesulde olduğunu kaydeden T.P, yapılan inşaatı kontrol etmek gibi bir sorumluluğu bulunmadığını iddia etti.
T.P, şöyle konuştu:
"Yıkıldığını izlediğimde zemin kattan yıkılmaya başladığını gördüm. Binanın üzerinde, projesine uygun olmadan yapılan ve ek yükler getiren balkon kapatmaların olduğunu gördüm. Bunlar tehlikeli olabilir. Ciddi inşaat hataları var. Yıkılmasındaki sebep, binanın 1999 ve 2005 depreminde hasar almasına rağmen gereği yapılmaması. Suçlu olmadığımı düşünüyorum."
- "İnşaatın nasıl yapıldığını bilmiyorum"
Binanın 27 sene önce inşa edildiğini söyleyen T.P, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Yaptığım projenin uygulamasıyla ilgili bir kontrol yapmadım, böyle bir talep de gelmedi. Fenni mesul diye sorumlu bir arkadaş vardı. İmzaladık projeyi verdik, inşaatı nasıl yaptılar bilmiyorum. O dönemdeki kanunlara göre fenni mesul sorumludur. İnşaata hiç gitmedim, müteahhidi tanımam. İnşaat ruhsatı alındığını bile bilmiyordum. İnşaat Mühendisleri Odasının da mesul olduğunu düşünüyorum."
Davada bir müşteki avukatının "İnşaatın projeye uygun yapılmadığını görüp uyarsaydınız sonuç farklı olur muydu ?" sorusuna sanık T.P şu yanıtı verdi: "3 bin proje hazırlamışımdır. Hepsini kontrol etme imkanım yoktur. O inşaatın fenni mesulü, müteahhidi vardır. Telefonum hep açıktır. Sorsalardı."
Bu esnada bir müşteki avukatı da "Proje çizilmiş, atılmış ortaya. Herkes sorumluluğu birbirine atıyor. Sorumluluk kimde ? O tarihte yapı denetim firmaları yoksa kimler denetliyordu?" sorusunu sordu.
Tutuklu sanık sürveyan D.K. ise konuyla ilgili olarak, "Ofis içi çalışıyordum. Hangi kanun ve yetkiyle gözetmenim ben. Hiç inşaat alanına gitmedim. İnşaat ruhsatı için müracaat ediliyordu. Belediye zorunlu tutuyordu. Sürveyan kısmını imzalamak durumunda kaldım. Birinin isminin yazılması gerekiyordu. Şantiyeye hiç gitmedim. İmzayı prosedür gereği attım." şeklinde konuştu.
İzmir'deki Doğanlar Apartmanı davasının görülmesine başlandı!