Rönesans Gayrimenkul 1,2 milyar euroluk yatırım yapacak!
Türkiye’de sekiz AVM’si bulunan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, İzmir, Antalya ve Bursa’daki beş proje için üç yılda 1,2 milyar euro değerinde yatırım gerçekleştirecek.
Rönesans Holding’in genç yöneticisi İpek Ilıcak Kayaalp, 2014 yılında geldiği görevinde önemli kararlar alarak ilerliyor.
2015’te 2,1 milyar dolar ciro ve 5,5 milyar dolar aktif büyüklüğe sahip Rönesans Holding’in genç yöneticisi İpek Ilıcak Kayaalp (38), 2014 yılında geldiği görevinde önemli kararlar alarak ilerliyor. 2016’da gerçekleşen satın almalarla Avrupa’daki ciroyu 1 milyar euro’ya çıkaran holding için genç yöneticinin hedefi daha yalın ve inovatif bir yapı. Gayrimenkul geliştirme alanında yeni satın alma fırsatlarını kollayan Ilıcak Kayaalp, net varlık değerlerini 2020’ye kadar 3 milyar euro’nun üzerine çıkarmayı hedefliyor.
Bu yıl içinde Dünya Bankası grubu üyesi IFC (Uluslararası Finans Kurumu), Rönesans Holding’e 215 milyon dolar tutarında yatırım yaptığında, bu gelişme büyük ses getirmişti.
Bu işbirliği Rönesans Holding için büyük adımlarından biri oldu. Süreçte öne çıkan isimlerden biri, “Fortune 40 Yaş Altı 40” listesine 2015 yılında giren Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp’ti.
Ataşehir’de birbirinden farklı noktalarda yükselen dev plazalardan birinde, Rönesans Holding binasındayız. 35’inci kattaki yönetim katına akıllı asansörlerle çıkıyoruz. Ilıcak Kayaalp, mütavazı ve oldukça misafirperver. Bizi kapıda karşılıyor. 1993 yılında Dr. Erman Ilıcak tarafından Saint Petersburg’da kurulan Rönesans Grubu’nun genç yüzü olarak büyük organizasyonun başında. Üstlendiği sorumluluk karşısında gösterdiği tutumu DNA’sına bağlamak mümkün. Tıpkı ağabeyi Erman Ilıcak gibi...
Her şeyi doğal akışında sükunetle hallediyor. Holdingin 50 bin çalışanı var. 23 farklı ülkede 43 farklı uyruktan insan… Çalışanların yaş ortalaması 32. Rönesans Holding genç bir şirket. Bu düzeni nasıl koruduğunu ve koordineli çalışma yönetimini nasıl sağladığını kısa sürede öğreniyoruz. “İşin sırrı verimli çalışmak, güven duyulan şirket olmak ve şirket kültürünün devamını sağlamak” diyor.
Holdingin mimarı İpek Ilıcak’ın ağabeyi Erman Ilıcak. Baba Ilıcak ile beraber kurduğu şirketi kısa sürede ciddi büyüme oranlarına ulaştırmış. Rönesans’ın temelleri 1993 yılında, bugün grubun lokomotif şirketi olan Rönesans İnşaat ile atıldı. Rusya’nın St. Petersburg kentinde kurulan Rönesans İnşaat, kısa zamanda yeni pazarlara açılmayı başardı ve bugün REC Uluslararası İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Rönesans İnşaat unvanıyla anılan uluslararası müteahhitlik firması niteliği kazandı. Vizyonerlik ve iş kültürü konusunda Ilıcak Kayaalp, ağabeyinin hakkını teslim ediyor ve “Ağabeyim şirketin kurucusu. Kısa sürede ciddi planlamalarla Rönesans Holding’i bugünkü başarıya ulaştırdı” diyor.
Rönesans Holding hem müteahhit hem de yatırımcı şirket olarak faaliyet gösteriyor. Faaliyet gösterdiği belli başlı sektörler inşaat, gayrimenkul geliştirme, enerji ve sağlık. İnşaat şirketi, dünyanın en büyük uluslararası müteahhitlik şirketleri arasında 44’üncü sırada, Avrupa’da ise 10’uncu en büyük müteahhit. AVM’ler, ofisler, oteller, konutlar, ağır sanayi tesisleri, altyapı projeleri, kimyasal ve ilaç üretim tesisleri ve enerji santralleri inşa ediyor. Erman Ilıcak’ın 2012-2013 yıllarında kurumu, organizasyonu ve ekibi nereye götürmek istediğiyle ilgili net resmi çizmesinden sonra Ilıcak Kayaalp, bu resmin önemli parçalarından biri oluyor.
Ilıcak Kayaalp, ODTÜ Ekonomi Bölümü mezunu. Uluslararası şirketlerde, varlık yönetimi ve finans alanlarında çalıştı. 2014 yılında geldiği görevde hızlı büyüme ile beraber kültür değişimi sürecini başlattı. Finans sektöründeki kariyerinin ardından 2006 yılında Rönesans Grubu’na katıldı. Uzmanlık alanı olması nedeniyle finans alanında etkin oldu. Grubun hazine bölümünün kurulmasına, nakit akışı ve likidite yönetimine öncülük etti. O günlerle ilgili olarak, “Hazine ekibini kurdum. Çok farklı ülkelerde farklı para birimleriyle çalıştık. Ben tek başıma ayrı şirket gibi çalıştım yıllarca. Hazine grubu olarak şirketlerden bağımsız, bana bağlı çalışan yapıyı öne çıkardım” notunu paylaşıyor.
HEDEF DÜNYADA İLK 10’A GİRMEK
Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da önemli projelere imza atan global şirketin bugüne kadar tamamladığı ve devam ettirdiği 600’e yakın proje var. Orta vadede dünyanın en büyük ilk 10 müteahhitlik şirketi arasına girmek en büyük hedef. Holdingin portföyü yatay ve dikey anlamda genişletildi son üç senede. Ilıcak Kayaalp bu konuda şu bilgiyi paylaşıyor: “2013’te İsviçre’de Alpine Bau Gmbh şirketini, 2014’te Almanya’nın köklü altyapı şirketi Heitkamp’ı bünyemize kattık. Son olarak 2015 yılında Hollanda’nın altıncı büyük inşaat şirketi Ballast Nedam şirketini satın aldık. Ballast gibi halka açık köklü bir şirketin satın alınması zorlu ancak başarılı bir operasyon oldu. Gerçekleştirdiğimiz satın almalarla Avrupa’daki ciromuzu kısa sürede 1 milyar euro’ya çıkardık.”
Satın almalarla ortaya çıkan ilk somut başarı hikayesi 1 Haziran’da resmi açılışı yapılan “Gothhard Base Tüneli” oldu. Zürih ile Rotterdam, Frankfurt, Basel, Gotthard ve Lugano şehirlerini de birbirine bağlayan tünel, 57 kilometre uzunluğuyla dünyanın en uzun ve en derin demiryolu tüneli unvanına sahip. Toplam 10 milyar euro yatırım bütçesiyle tamamlanan Gotthard Base Tüneli’nin günlük 65 yolcu treni ve 260 yük treni kapasitesi bulunuyor. Ilıcak Kayaalp, büyük altyapı projelerinde yer almak istediklerini, yeni satın alınan şirketlerle daha da farklı tecrübeler yaşadıklarını söylüyor. Türk şirketlerinin Avrupa’da ve dünyada adaptasyon kabiliyeti açısından başarılı ve dikkat çeken şirketler olduğunu belirten Ilıcak Kayaalp, Türkiye’nin krizlerde yarattığı çözümlerle dikkat çektiğini, dünyanın farklı coğrafyalarında başarılı olduklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bugüne kadar yaptığımız hatalardan dersler çıkardık. Pişmanlıklarımız yok. Sıkıntılı durumlarımız oldu ama onlardan iyi şekilde çıkabildik.”
TÜRKİYE PROJELERİNDE YENİ YATIRIMLAR
Genç yöneticinin üzerinde durduğu konulardan biri de Türkiye’deki yatırımlar. Rönesans Holding’in faaliyet gösterdiği üç ana alanda yoğun şekilde yatırımları sürüyor. Bunlardan birincisi gayrimenkul yatırımları. İstanbul’da E5 hattındaki inşaatı devam eden Küçükyalı AVM-Otel Projesi (Hilltown) ve Maltepe’de toplam 320 milyon euro yatırımla hayata geçirilen Piazza Projesi yeni yatırımlar arasında yer alıyor.
Türkiye’de sekiz AVM’si bulunan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, İzmir, Antalya ve Bursa’daki beş proje için üç yılda 1,2 milyar euro değerinde yatırım gerçekleştirecek. İzmir’de 2012’de açılan Optimum AVM projesinin yenileme ve büyütme çalışmaları 2017 yılı için planlanıyor. İzmir’de ise geliştirme aşamasında üç proje (Karşıyaka, Turan ve Bayraklı) mevcut. Gayrimenkul geliştirme alanında yeni satın alma fırsatlarını kolladıklarını söyleyen Ilıcak Kayaalp, hedeflerinin 2015’te 1,5 milyar euro olan net varlık değerlerini 2020’ye kadar 3 milyar euro’nun üzerine çıkarmak olduğunun altını çiziyor.
Türkiye’de gündemde yer alan konulardan biri de PPP (public-private partnership) yatırımları. Portföyde beş farklı ilde (Adana, Yozgat, Elazığ, Bursa ve İstanbul-İkitelli) inşa edilen beş adet hastane kompleksi ile yedi ilde (Samsun, İstanbul, Antalya, Diyarbakır, Malatya, Erzurum, Van) inşa edilen fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor. Adana ve Yozgat hastane inşaatları tüm hızıyla devam ediyor. Adana, Yozgat, Elazığ ve Bursa projelerinde yatırımcı olarak Meridiam isimli fon ile stratejik ortaklık bulunuyor. Ilıcak Kayaalp, “İmzalanan kontratlar karşılığında 2020 yılına kadar hastane projelerine yaklaşık toplam 4,7 milyar euro yatırım yapacağız. 3,2 milyon metrekarelik proje inşa edeceğiz. Şu anda toplamda 12 proje ve 9 bin 500 adetlik yatak sayısı ile sektördeki en büyük oyuncuyuz. Yeni ihale edilecek projeleri de değerlendirerek sektördeki liderliğimizi devam ettirmek istiyoruz” diyor.
“İK SÜREÇLERİNİ VE SOSYAL İŞLERİMİZİ ÇOK ÖNEMSİYORUM”
Ilıcak Kayaalp’in hedeflerinden biri de, Rönesans Holding’in iş dünyasındaki başarıları kadar sosyal sorumluluk ve toplumsal fayda anlamında ses getirmek. Bugüne kadar neler yapıldığını soruyorum. İlk işinin iyi bir yol haritası belirlemek olduğunu söylüyor. Alt şirketlerde lider kadroları göreve getirdi. “Şirketlerdeki üst yönetimi, liderleri tanıyor olmam, onların rollerini, sorumluluklarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, profesyonel ve kültürel arka planlarını anlayabiliyor olmamın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Üç yıldır aynı ekip ile verimli, hızlı karar alırken, çalışan ve müşteri memnuniyetini artıran bir Rönesans için çalışıyoruz” diyor.
Rönesans’ta tüm süreçler dijital platformlar üzerinden gerçekleştiriliyor. Rönesans Holding’in prosedürleri ve süreçleri “yalın yönetim” bakış açısıyla ele alınıyor. İK politikaları revize edilmiş. Rönesans Akademi önemli bir adım olmuş. Kadın çalışanlarla birlikte farklı bir program oluşturan Ilıcak Kayaalp, mentor-mentee programını başlatan kişilerden. Çalışan anneler için istisnai izin sistemi, Rönesans çalışanlarından oluşan takımla, meslek liselerinde inşaat teknolojileri okuyan kız öğrencilere kişisel ve mesleki hayatlarında destek olmak gibi pek çok sosyal aktiviteyi hayata geçiren isim aynı zamanda.
Son iki yıldır Ilıcak Kayaalp’in üzerinde durduğu sosyal konulardan biri de üniversite öğrencileri için “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” isimli yarışma. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde hem sürdürülebilirlik hem de yeşil binalar konusunda eğitimler verilmesi konusunda belli başlı çalışmalar yapıldı. Proje kapsamında düzenlenen seminerlerle sadece iki yıl içinde 17 farklı ilde, 27 üniversitede 6 bin 500 öğrenciye ulaşılmış. Beş yıl içinde 20 bin öğrenci hedefleniyor. Bir diğer proje de “Sürdürülebilir Gelecek Eğitimi Projesi.” Proje kapsamında okullara giderek, ilk ve orta dereceli okullarda interaktif program ile çocuklara sürdürülebilirlik eğitimleri veriliyor. Rönesans Eğitim Vakfı tarafından bu yıl başlatılan “Genç Keşif Programı Pusula” önemli ilkler arasında. Program ile üniversite mezunlarına iş imkanı sunuluyor.
Ilıcak Kayaalp’in 2017 ve sonrası için hedefleri yoğun bir çalışma programını gündeme getiriyor. Kadın yönetici olarak erkek egemen sektörde nasıl karşılandığını soruyorum. Bu konuda oldukça rahat. Çünkü şirkette kadın çalışan oranı her yıl yükseliyor. Türki Cumhuriyetler’deki projelerde pek çok kadın yöneticinin işin başında olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bazı bölgelerdeki yöneticilerimizin tanınmasını çok isterim. Şantiyelerin başında pek çok erkeğin iş sürecini yöneten kadınlar var. İnşaatlarda projeleri takip eden kadın mühendisler ya da dev otoyol projelerinde çalışan kadınlar... Bu açıdan şanslı bir şirketiz” diyor.
Ilıcak Kayaalp, iç kontrol mekanizmaları güçlü, uluslararası standartlarda büyükler liginde oynayan ve çok iyi yönetilen bir şirket olmak için çalışacağını söylüyor. Hisse ortağı IFC ve tahvil sponsoru EBRD ile bu hedefe yaklaştığını belirtiyor. 2017’de Rönesans Holding bünyesine yönetim kurulu üyeleri ekleyerek standartlar üst düzeyde hayata geçirilecek. Yeni satın almalar, sosyal sorumluluk projeleri genç yöneticinin ajandasındaki belli konular.
Yoğun iş temposunda arabasında giderken müzik dinleyen, ailesiyle vakit geçirmeyi en keyifli zamanlar olarak tarif eden İpek Ilıcak Kayaalp, fırsatlar yaratacak yeni gelişmeleri iz üstünde takip ediyor. O bir takım kaptanı. İşleri yetenek, konum ve bilgi düzeyine göre delege ediyor. Hem bölgesel hem de küresel olarak güçlü ve dinamik şirkete liderlik ederken, sadece yıldızlaşarak değil, takımıyla paslaşarak ve sonuna kadar mücadele ederek dikkat çekiyor.
Önemli projelerinden biri: REV
Rönesans Eğitim Vakfı (REV) bugüne dek 5 bin 500’den fazla öğrenciye karşılıksız burs sağladı. Aynı zamanda, bu programa dahil olan bursiyerlerin bireysel gelişimlerinin desteklenmesi, bursiyerler arası sinerji ve etkileşimin artırılması ve Rönesans Grubu ile bursiyerler arasındaki iletişimin güçlendirilmesine yönelik REV Akademi Projesi devreye alındı. Türkiye’de ilk olan proje ile vakıf burslarından yararlanan öğrencilerin alacakları maddi desteğe ek olarak kişisel gelişim programı olanağına da kavuşmaları hedefleniyor.
Ilıcak Kayaalp’in tavsiyesi: “Kabiliyetlerinizi değerlendirin”
“Global anlamda stratejileri doğru kurgulayan, yönetim şeklini iyi belirleyen şirketler için her zaman büyüme ve kârlı fırsatlar var. Sürdürülebilir başarı için daima yeniliklere açık olmak gerekir. Oysa, bazı şirketler kendilerine başarı getiren formüller konusunda çok tutucu davranıyor. Değişime kapalı olmaları onların yeni nesillerle etkileşim sağlamalarını engelliyor, yenilikçi rakipler karşısında güçlerini ve çekiciliklerini azaltıyor.”
Yöneticilik tarzı
“Sonuç odaklıyım:
Gün içinde çok fazla karar almam gerekiyor. Kalıcı sistematik sorunların üzerine gitmeyi seviyorum. Çalışan motivasyonunu artırıcı sürekli iyileştirmeler üzerinde düşünüyorum. Eve gidince de düşünüyorum. Ağabeyim şirketi kurduğunda benzetmek gerekirse işe bir sürat teknesi olarak başladık. Hızla yol aldık ve zamanla büyük bir transatlantik olduk. Bu büyük yapıyı yönetirken, hantal olmadan hızlı karar almaya, yenilikçi yaklaşımlarla güçlü ekiplerle devam etmeye çalışıyorum.
Eleştirilere açığım:
İnisiyatif alan, adaptasyon kabiliyeti yüksek, insan odaklı yöneticilerle çalışıyoruz. Eleştirilere açığım. Onları dinliyorum. Gelişime ve değişime açık bir şirketin yöneticisi olarak olaylara objektif açıdan bakıyorum.
B, C planlarım yok:
Kafamda her zaman alternatifli çözümler var. Kriz anlarında her zaman planlarım var. İyi kurgu ve farklı senaryolar her zaman aklımda. Portföyünüzü çeşitlendirdiğinizde diğer yerlerden gelen akışlarla negatif konuları çözüyoruz. Sezgisel kabiliyetimin güçlü olduğunu düşünüyorum. Esnek bir insanım. Yol tıkanırsa patikalardan diğer yollara geçerim.”
Fortune