Genel

Sabancı Grubu AKM'yi kurtaracak sözleşmeyi imzaladı!

Başbakan Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılıp yerine çok daha görkemli, işlevsel ve modern bir yapının kurulması gerektiğine inanıyordu

Başbakan Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılıp yerine çok daha görkemli, işlevsel ve modern bir yapının kurulması gerektiğine inanıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da Erdoğan'ın bu isteğini yerine getirmeye çalıştı. Hem yasal engeller hem de kamuoyu baskısı, bu projenin gerçekleşmesine izin vermedi. Erdoğan ısrarından vazgeçti, hatta yer yer bu tutumu inat diye gördü ve anlamsız buldu. Sonra uzun süren bir belirsizlik dönemine girildi. Restorasyon için de gerekli kaynak bulunamadı. Bina yıkıldı, yıkılacak söylentileri bitmek bilmedi.

Ancak bir yandan da İstanbul Belediyesi Taksim'i araç trafiğinden çıkarıp, sadece yayalara açacak bir projeyi hayata geçiriyor. Böylece dünyanın diğer güzel kentleri gibi İstanbul'un da kayda değer bir meydanı olacak.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, son zamanlarda mesaisinin önemli bölümünü Atatürk Kültür Merkezi'ne harcıyordu. Bir ölçüde farkındaydım, gelişmeleri takip etmeye çalışıyordum. Yer yer tıkandığını da görüyordum. Pek çok boyutu olan, hukuksal açıdan sorunlu ve manevi anlamı yüksek bir konuydu. Ayrıca yapılması gerekenler için hatırı sayılır bir bütçeye de ihtiyaç duyuluyordu.

Geçtiğimiz pazar günü bu konuda bir yazı yazmıştım. Gazeteye gelen maillerden ve yazının sosyal medyadaki yansımalarından da Türkiye'nin AKM konusunda nasıl bir duygu durumu içinde olduğu apaçık görülüyordu. O kutuplaşma işte burada bile kendisini tüm çıplaklığıyla gösteriyordu. Ama sonunda güzel bir gelişme yaşandı. Salı akşamı geç saatlerde Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın yakın danışmanından bir telefon aldım. Pazar günkü yazıma atıfta bulunuyordu ve anlaşmaya varıldığını duyuruyordu. AKM için gerekli kaynak bulunmuştu. Alternatifler belliydi, bir iki dakika sonra Sabancı Grubu olduğunu anladık. Hemen gazetede bunu duyurduk, özel haberimiz olarak sadece bizde vardı. Ayrıca Bakan Günay arayarak imza törenine beni de davet etti.

Tarihi Atlas Pasajı'ndaki imza törenini izledim. Önce Güler Sabancı'yla ayaküstü konuştuk, kutladım. Hayli heyecanlıydı. Kurmaylarıyla birlikte oradaydı. Oldukça yüklü miktarda katkıda bulunmayı da kabul etmişler. 30 milyon TL gibi bir rakam... Şehrin kültür ve sanat hayatına gerçekten önemli bir destek anlamına geliyor. Sonra Bakan Günay geldi, onunla da sohbet ettik. Eminim her ikisi de giriştikleri işbirliğinin nasıl algılandığını ve özellikle sosyal medyada nasıl sevinçle karşılandığını gördükçe daha da mutlu olmuşlardır.

Medyanın ilgisi de görülmeye değerdi. Çok sayıda gazeteci basın toplantısını izlemeye gelmişti. Televizyonlar töreni canlı yayınladılar. Sabancı ve Günay'ı yayına alma konusunda adeta yarış vardı.

Krizlerin, güç savaşlarının arasında elbette bu gelişme sevindirici. Adeta paralel bir kültür-sanat gündemi oluştu. Mutluluk verici. Aynı duyarlılık tarihi Emek Sineması için de gösteriliyor. Bu konuyu da yakından takip ediyoruz.

Kentlere ruhunu veren, mimari yapılarıdır. Ve bizler artık 'yıkmak veya tahrip etmek yerine onarmak ve korumayı öğrenmeliyiz'.
Ayrıca Bakan Günay, AKM'nin geçmişini anlatırken, 'Bir daha okudum, AKM'nin tarihi Türk demokrasisininkiyle paralel ilerlemiş' diyordu. Taa 27 Mayıs'tan bu yana hangi kavşakta nasıl bir işlevi olduğunu anlatıyordu.

Geleneğine sahip çıkan, onu yenileştiren ve maziyi şimdileştirebilen kültür canlı kalabilir. Aksi halde belleği zayıf, geçmişiyle arasındaki bağ kopuk olur. Cumhuriyeti yaşatmak ve sağlıklı geliştirmek, geçmişini de içermek zorunda. Buna Osmanlı dönemi de dahil. Aksi halde kültür kendini nasıl yenileyecek Ruhunun derinliğinde yanan kutsi ateşten nasıl ısınacak Bakan Günay ve Sabancı Grubu'na ne kadar teşekkür etsek azdır.
 
İsmail Küçükkaya/Akşam