Sabuncubeli Tüneli yarım kalmayacak!
Manisa Valisi Erdoğan Bektaş yaptığı açıklamada “Sabuncubeli tüneli, zeminin zayıflığı yüzünden gecikti. Bunda Karayolları’nın bir kastı mı var? Gecikse bile tamamlanacak, karamsarlık üretmeye gerek yok” dedi
Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Taşfabrika'da Manisa'da görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya geldi. Mülkiyeti paralel yapıya yakınlığıyla bilinen bir derneğin elindeki Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve öğrenci yurduyla ilgili açıklamalarda bulunan Manisa Valisi, lisenin kuruluş amacına uygun kullanılması için binaların iade edilmesi gerektiğini söyledi.
Devletin Sabuncubeli tünelini yapmaya karar verdiğini ve çalışmalara başladığını ifade eden Vali Bektaş, eskiden işler başlardı ama bitmesi uzun süreler alırdı. Yeni İhale Kanunu'nda ise işe başlamak zor, işin bitirilmesi neredeyse garantidir" dedi. Sabuncubeli'nde sorunlar çıktığını, müteahhitin iflas ettiğini dile getiren Vali Bektaş, şunları söyledi:
Bolu'da 20 yıl sürdü
"Müteahhit kendi keyfinden istifa etmemiştir. Öngörememiştir, yapamamıştır, başaramamıştır. Gecikebilir ama burası eninde sonunda bitecek. Bu işlerde enseyi karartmaya gerek yok. Bu işin içinde riskler vardır. Yarıya kadar gelmiş iş, bundan sonra duracak mı, tabii ki durmayacak. Bolu Tüneli'ni 20 yılda bitirdik. Netice itibariyle altı ay, bir sene, iki sene gecikebilir. Bence sürekli olumsuzlukları kaşıyarak vatandaşların da karamsarlığa itilmesine sebep olmak doğru değil. Olumlu yönlerine bakabilmeliyiz. Zemin bozuk çıkmış. Sabuncubeli tünelinde zeminin zayıf olmasında karayollarının bir kastı mı var, bir kabahati mi var? 'Sabuncubeli Tüneli başlamadı' deseler, anlarım. Ama tünel başlamış."
'Sözümü esirgemem'
İmar konusunda meclisin bir türlü anlaşma sağlayamamasını da değerlendiren Bektaş, bütün sorunların nedeninin imar olduğunu söyledi. Bektaş, Manisa'daki imar sorununun mutlaka çözülmesi gerektiğini de ifade etti. Yaklaşık 7 aydır Manisa'yı gezip dolaştığını belirten Vali Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendimi söz söylemeye hazır hissettiğimde konuşurum. Sırf oturmak için yerine oturan bir adam değilim. Buraya oturmaya gelmedim. Ben etkisiz eleman değilim. Benim her konuda sözüm var. Sözümü de saklamam. Kime dokunduğunu aldırmadan sonuna kadar konuşurum, herkes de payını alır. Bu toplumda herkesin bir görevi var. Herkesin görevini, sorumluluğunu yerine getirmesi lazım. Nasıl ben getirmeyince gidiyorsam, getirmeyenler de bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır. Hiç kimse meydanı boş sanmasın. Kimse bizi etkisiz eleman yerine koymasın. Herkes işine baksın. İşimi yapmaya çalışıyorum. Eksik kaldığımda da bedelini öderim. Ödemeye de hazırım."
Yeni Asır