Sakarya'da patlama yaşanan havai fişek fabrikası konut ruhsatıyla yapıldı iddiası!
Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan 4 işçinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikasındaki patlamaya sebep olan ihmaller zincirine ilişkin, fabrikanın sıradan bir konut gibi inşa edildiğini vurguladı...
Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan 4 işçinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikasındaki patlamaya sebep olan ihmaller zincirine ilişkin açıklamalarda bulundu. İçerisinde 110 ton patlayıcının olduğunu fabrikanın sıradan bir konut gibi inşa edildiğini vurgulayan Kaptan’a göre ihmaller zincirinin en zayıf halkası, böyle bir yapıya ruhsat verilmesi ve yapılan denetimlerin kağıt üzerinde kalması.
Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz Cuma günü patlama meydana geldi. Gazete Duvar'dan Aynur Tekin'in haberine göre; şiddeti komşu şehirlerden hissedilen patlamada şimdiye kadar 4 kişi yaşamını yitirdi, 114 kişi de yaralandı. Patlamayla ilgili soruşturma devam ederken 3 kişi gözaltına alındı.
Patlamanın sebebine ilişkin resmi rapor henüz açıklanmadı. Fakat, fabrikada çalışan işçiler ve bölgeye giden uzmanlar, patlamanın depoda istiflenen malların ısınmasından kaynaklandığını belirtiyor. Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, içinde soğutması bile olmayan bir alanının patlayıcı madde üreten bir fabrikada depo olarak kullanılamayacağına dikkat çekiyor ve Kaptan, “Bu doğal bir durum değildir, insan hatasından kaynaklanan bir faciadır” dedi.
Diğer yandan işçilerden Nuray Cihangir’in “4 gündür söylüyordum ve yanımdaki işçileri de uyarıyordum. Patronun da şimdi hakkını yemeyelim, o bile diyordu: ‘Dikkat edin, dışarı atılmalı. Az getirttirin” sözleri gümdeme geldi. Dr. Kaptan, fabrika içinde alınan tedbirlerin vahametini gösteren bu sözleri “İç içe geçmiş ihmal haklarının özeti” diye açıklıyor ve şunları söylüyor:
“Fabrikalarda ‘aman dikkat edin’ ile değil yasalar gereği olması gereken güvenlik önlemleri ve bu önlemlerin denetlenmesiyle iş yapılır. Dikkat edin demek hiçbir anlam ifade etmez.”
Kaptan, Hendek’te gerçekleşen patlamada binanın durumu, yapı içi güvenlik, işçi güvenliği, denetim, çevre güvenliği başlıklarında 5 farklı ihmalin ortaya çıktığına dikkat çekiyor.
‘BİNALAR HATALI’
Kaptan, ihmaller zincirinin ilk halkası yapının hiçbir yönüyle patlayıcı madde üreten bir fabrikaya uygun olmamasını şu şekilde açıklıyor:
“Bunlar son derece iptidai fabrika binaları. Patlamanın olduğu noktada kalmasını sağlayacak, onu bloke edecek şekilde yapılmış binalar değil. İnşaat mühendisleri patlayıcı üreten veya kullanan fabrikaların ve konutların hepsini farklı ölçütlere göre yapar. Doğal olarak bir konut yapar gibi bir fabrika yapamazsınız. Binalar hatalı. Üst yapıları çelik kafes olarak yapılmış, yani tamamen yanıcı. Çelik yangında ilk olarak eriyip yanacak şeydir. Depolama yerlerinde patlamayı önleyecek bir perde duvar bile yok. Dolayısıyla patlama sırasında bütün duvarlar aşağı inmiş. İlk patlamanın olduğu yerde bir perde duvar olsaydı yangın o bölümde kalırdı ve hiçbir yere sirayet etmezdi.”
Peki, teknik açıdan patlayıcı madde üretimine uygun olmayan bir yapı nasıl ruhsat alıp iş yapabiliyor?
Kaptan, bu soruyu şu şekilde cevaplıyor:
“Türkiye’deki pek çok binamız dönüştürülmüştür. Mesela tahıl ambarı olarak inşa edilmiştir, sonra birden bire patlayıcı üreten bir fabrikaya çevrilmiştir. Okul diye açılmıştır, konuta çevrilmiştir. Bu çevirmenin her birinde yapacağınız yeni işe göre binanın statik açıdan tekrar incelenmesi gerekir. Ancak bu yapılmıyor ya da yapılsa bile kağıt üstünde yapılıyor. Binaların uygun şekilde dönüştürülmesine neden olarak üretime geçmek adına hemen bunlara izin veriliyor.”
Dr. Kubilay Kaptan, Türkiye’nin afet yönetimi mevzuatını ve bu mevzuatı destekleyen standartları gayet yeterli görüyor. Fakat iş yerlerinin yönetmeliğe ne kadar uyup uymadığının denetlenmediğini dile getiriyor. Kaptan’a göre endüstriyel kazaları ve iş cinayetlerini önlemek için en çok üzerinde durulması gereken konu, denetim.
Kaptan, “Önlemleri, müteahhitin ya da işverenin inisiyatifine bıraktığınız zaman iş yürümez. Bu, kişilerin vicdanına, iyi niyetine bırakılacak bir durum değildir. Burada denetim yapılacak, gerekirse ceza kesilecek ve süreç sıkı bir şekilde takip edilecek. İlk gün çıkıp bu fabrika üç ay önce denetimden geçti dediler mesela. Çok merak ediyorum üç ay önce denetimden geçen bir fabrika nasıl bu şekilde, bu kadar acil bir durumda olabilir? Bu mümkün değil. Burada Soma‘dakine çok benzer bir örnek görüyoruz, denetim sadece kağıt üzerinde” şeklinde konuşuyor.