Genel

Salt Beyoğlu, Hüseyin Bahri Alptekinin sergisiyle açıldı!

İstanbulun iddialı kültür kurumu Salt Beyoğlu, dün sabah itibariyle, Vasıf Kortunun tabiriyle bitmiş değil ama bitmekte olan bir binaydı.  Salt Beyoğlu binası, Hüseyin Bahri Alptekinin sergisiyle açıldı. Binanın tam tekmil hizmete amade olması iki haftayı

 Ben bir stüdyo sanatçısı değilim. Kendimi hep sürgündeymiş gibi hissederim. Ben bir göçebe, kentli bir şamanım. Suça içgüdüsel yatkınlığımı ıslah etmek için sanat yaparım. Sanata inanırım, sanatçılardan nefret ederim.
İstanbulun iddialı kültür kurumu Salt Beyoğlu, bu sözlerin sahibi Hüseyin Bahri Alptekinin sergisiyle açıldı. 2007de kaybettiğimiz Alptekin, 90lardan itibaren çok gezmiş, Balkanlar ve Orta Asyadan pek çok malzeme toplamış, küreselleşmenin etkileri, göç, sürgün, kültürlerarası etkileşim gibi konularda çalışmış bir sanatçı.
Saltın Alptekin sergisiyle açılması da bir tesadüf değil tabii. Kurumun Programlar Direktörü Vasıf Kortun, Alptekinle sergiler yapmış, sanatçının arşivi ve kütüphanesi de ölümünün ardından Garanti Platform, yani bugünkü adıyla Salt tarafından alınmıştı. Vasıf Kortun da dünkü basın toplantısında durumu Kurumlarımızla uzun ilişkisi, sanatçının aynı zamanda bir düşünür, yazar olması, sanatın dışında bir şeyleri de tartışmaya açması bizim için önemli sözleriyle özetledi.
Dün sabah itibariyle gezdiğimiz bina, Vasıf Kortunun tabiriyle bitmiş değil ama bitmekte olan bir binaydı. Bodrum katında işçiler yerdeki sıvaları kazıyor, üst katlarda birileri etiketleri düzenliyor, lokantada garsonlar masaları yerleştirmek için koşuşturuyordu. Ama sergiler tamamdı. Bugünden itibaren ziyaretçilere kapılarını açan merkezin, tam tekmil hizmete amade olması ise iki haftayı bulacak.

İster dinlen, ister dinle...
İstiklal Caddesine sürekli açık geniş kapılarından geçerek girdiğimiz Saltın vestiyer, bilgilendirici dijital pano, bir de ATM olan girişi (evet civarın nadir Garanti ATMlerinden biri burada, haberiniz olsun) herkese açık. Oradan hemen sağdaki sinema salonunda gösterilen filmlere, söyleşilere girip çıkmak da öyle. Üst katlarda ise sergi salonları ve ofisler var. En üstte de bir teras/bahçe.
Birinci katta, Saltın uluslararası kimliğine işaret eden küçük bir sergi var: Labarotuvar. Almanyadaki Ars viva ödülünü kazanan sanatçılardan dördü, İstanbula özgü işler üretmişler. İkinci kattan itibaren de Hüseyin Bahri Alptekin sergisi başlıyor.
Alptekin, Türkiye güncel sanatının en tanınmış isimlerinden biri. Ne var ki bu seyyah sanatçının İstanbulda açılmış kapsamlı bir kişisel sergisi hiç olmadı. En son 1999da Dulcinea Cafenin altında bir sergi açmıştı. Salt ekibi, Alptekinin farklı coğrafyalara dağılmış işlerini toplamış, kimilerini yeniden üretmiş ve bu sergiyi kurmuşlar. Sergiye bir de kitap eşlik edecek (o da yakında çıkıyor).
Alptekinin topladığı çokuluslu malzemeyle yaptığı kolajlar, Venedik Bienalindeki Dont Complain işinden hatırladığımız Olay-lar adlı video, İstanbul Bienalinde gördüğümüz Horses and Heroes adlı işi (keşke o büyük at heykelleri de burada olsaydı), Modern ve Ötesi sergisine neredeyse damgasını vuran Hospitality/Hostility adlı ışıklı otel tabelaları bir araya gelen işlerden bazıları. Çeşitli dönemlerde Alptekinle birlikte çalışmış, onunla yakın olmuş beş sanatçının Can Altay, Gülsün Karamustafa, Gabriel Lester, Camila Rocha ve Nedko Solakov da sergi için özel işler üretmiş.

İki sergi, sayısız söyleşi
Alptekin sergisi 7 Ağustosa kadar görülebilecek. Laboratuar ise 1 Haziranda bitiyor. Açık Sinema etkinlikleri ise bugün itibariyle başlıyor ve hiç bitmeyecek Ayrıntılı bilgi için saltonline.org adresine mutlaka girin. Çünkü sayısız söyleşi, performans ve sergiyle İstiklal Caddesinin hiç değilse sanat meraklısı kalabalığını içeriye buyur etmekte kararlı olan Saltta olan biteni takip etmek şart.
Radikal/CEM ERCİYES