Sani Şener: İkinci TAV'ı yaratacağız!
TAV Havalimanları Holding/ üçüncü havalimanı ihalesini kaybettikten sonra stratejisinde önemli bir değişikliğe gitti. Yurt dışında fırsat penceresini genişletti servis şirketleriyle büyüme hızını artırdı. TAV, 2018'de fırsatları değerlendirme anlamında daha iştahlı.
İstanbul’daki yeni havalimanının 2018’de açılması bekleniyor. Bu durumda yeni havalimanının ihalesini kaybeden ve halihazırda Atatürk Havalimanı’ndaki işletmeci olan TAV Havalimanları Holding’in EBITDA’sının yüzde 50’si kaybedilmiş olacak.
İşte bu gerçek, holdingi son birkaç yıldır önemli bir değişime itti. 2013 yılma kadar sadece kendi işlettiği havalimanlarında faaliyet gösteren servis şirketlerini özgür bırakan holding, bu alanda yurt dışında hızlı bir büyüme kaydetti.
Coğrafi olarak da fırsat penceresini genişletti. Bugün gelirlerinin yüzde 39’u yurt dışından gelen TAV Havalimanları Holding, 7 ülkede 17 havalimanı işletiyor. Servis şirketlerini büyüme konusunda serbest bıraktıktan sonra da 17 ülkede 76 havalimanında faaliyetlerini sürdürüyor.
TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener, 2018’in TAV 2.0 yılı olacağını söylüyor. “İkinci TAV’ı yaratmak üzere yola çıktık” diyen Şener, gelecek 5 yıl içinde TAV’ın İstanbul’da kaybettiği EBITDA’sını da yerine koyacaklarının altını çiziyor.
Capital Dergisi'nden Nilüfer Gözütok Ünal, TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener ile grubun son dönemde yaşadığı önemli değişimi ve gelecek hedeflerini konuştu;
Bugün TAV dediğimizde nasıl bir yapıdan ve büyüklükten bahsediyoruz?
Toplam 7 ülkede 17 havalimanı işletiyoruz. Bu havalimanlarını biz inşa ettik, finansmanını gerçekleştirdik, işletmesini de yürütüyoruz. TAV’da bizim yarattığımız organizasyonel yapı dünyadaki diğer havalimanı işletmecisi şirketlerden farklı. Biz TAV’la birlikte birçok servis şirketini de yarattık. Yiyecek içecek, yer hizmetleri, BT ve duty free alanlarında servis şirketlerimiz var. 25 bin çalışanımızla da toplam 1,1 milyar Euro ciro yaratıyoruz.
Son yıllarda büyüme stratejinizde önemli bir değişim yaşandı. Bu değişimden bahseder misiniz?
2013’te İstanbul’un üçüncü havalimanı ihalesini kaybettikten sonra stratejimizde değişiklik yaptık, yani makas değiştirdik. Servis şirketlerimiz sadece bizim havalimanlarımıza hizmet verirken 2013’ten itibaren başka havalimanlarında da hizmet vermeye başladı. Bugün bizim ayak izimizin olduğu 17 ülkede 76 havalimanında faaliyet gösteriyorlar. Örneğin Amerika’da Houston’daki George Bush Havalimanı’nm duty free’sini, Washington Havalimanı’nın lounge’mı biz işletiyoruz. Umman’ın başkentindeki Muskat Havalimanı’nın tüm yiyecek içecek işini yapıyoruz. Kenya ve Almanya’da da hizmet şirketlerimiz faaliyet gösteriyor. Böyle müthiş bir havalimanı organizasyonu yarattık. Yurt dışında hem bilinen hem seçilen bir şirket haline geldik.
2013 öncesi servis şirketlerinizin toplam gelirlerden aldığı pay neydi? Bugün toplam gelirden ne kadar pay alıyorlar?
2013’ten itibaren servis şirketlerimizin tüm gelir içindeki payı yüzde 10 arttı. Bugün servis şirketlerinin cirodaki payı yüzde 40.
2021’e kadar Atatürk Havalimanı kapanacak. Bu durumdan siz finansal olarak nasıl etkileneceksiniz?
EBITDA’mızın yüzde 50’sini kaybedeceğiz. Bu kaybedeceğimiz yüzde 50’yi yerine koymak için uğraşıyoruz. Bunun servis şirketleriyle yerine konulması mümkün değil. Yeni havalimanı ihaleleri almamız lazım. Almak için çabalıyoruz. Bir sürü yere teklifler veriyoruz. Öte yandan şirketi 17 yılda öyle güzel bir yere getirdik ki bizim riskli işler almamız söz konusu olmuyor. Bu nedenle akıllı büyüme peşindeyiz. Şunu da belirtmek istiyorum; TAV, İstanbul olmasa ve bundan sonra hiç iş alamazsak dahi mevcutta yürüyen işlerin organik büyümesiyle her zaman 300 milyon Euro’nun üzerinde EBITDA’sı olacak bir şirket.
Yeni havalimanları açısından özellikle hangi bölgelerde ne tür fırsatları takip ediyorsunuz?
Dünyada dört tane sanayi devrimi var. Birincisi kas kuvvetliden mekanik kuvvete geçiş, İkincisi elektrik, üçüncüsü internet ve bilgisayar dördüncüsü de dijitalleşme. Sanayi devrimleri hala devam ediyor. Dünyanın yüzde 17’sinde daha elektrik yok. Demek ki dünyanın yüzde 17’si ikinci sanayi devrimini yaşıyor. Dördüncü sanayi devrimi ise çok hızlı yayılıyor. Bu hızı rakamlarla şöyle ortaya koyabiliriz: 50 milyon uçak yolcusuna 66 yılda, 50 milyon elektrik kullanıcısına 46 yılda, 50 milyon TV sahipliğine 22 yılda ulaşıldı. Bu birinci ve ikinci sanayi devrimi. Geçelim şimdi üçe dörde... 50 milyon mobil telefona 12 yılda, 50 milyon internet kullanıcı sayısına 7 yılda ulaşıldı. Youtube 50 milyona 4 yılda, Twitter 50 milyona 2 yılda geldi. 8 yılda da 2 milyar akıllı telefona ulaşıldı. Demek ki üçüncü ve dördüncü sanayi devrimi çok hızlı. Biz de bu gerçeklerden yola çıkarak her yere bakıyoruz. Öyle ülkeler var ki bu ülkeler havalimanı endüstrisi açısından bizim 1990’larımızı yaşıyor. O ül kelere de gidiyoruz. Üçüncü ve dördüncü sanayi devrimini yaşamış ülkelerde müthiş bir doyum olduğu için oralarda pek işimiz yok. Bu nedenle halen gelişmekte olan ülkelere ve öncü pazarlara gidiyoruz. Bunlar da Afrika, Asya ve Stan ülkeleri. Bize ihtiyacı olana gidiyoruz. Avrupa’da ancak hizmet şirketlerimiz iş bulur ve buluyorlar da... Eskiden sadece belli bölgeler için “Bizim pazarımız” diyorduk ama şu anda “Bütün dünya bizim pazarımız” demeye başladık. Şili’de, Amerika’da, Afrika’da lounge işletiyorsak, Arabistan Yarımadası’nda yiyecek içecek ve duty free işletiyorsak demek ki artık biz küresel bir şirket olduk ve tüm dünya bizim pazarımız.
Son dönemde aldığınız ihaleler oldu mu?
Suudi Arabistan’da Medine’nin ardından üç tane havalimanı aldık. Bunlar Yanbu, Qassım ve Hail. Yanbu Kızıldeniz’in yanında Arabistan’ın ikinci petrol bölgesinin havalimanı. Önemli bir havalimanı. Bölgede hem turistik hem sanayi bölgesi olacak çok büyük bir şehir planlanıyor. Şu anda bu havalimanın finansmanını yapıyoruz. Ocak ayında inşaatına başlayacağız.
Bu havalimanları için ne kadarlık yatırım yapacaksınız? Hangi sürede tamamlayacaksınız?
Bunlar 400 milyon dolar civarında yatırımı olan havalimanları. İki yıl içinde hepsini bitireceğiz. Suudi Arabistan’da toplamda 20-25 milyon yolcuya ulaşan havalimanlarını yönetiyor olacağız. Tabii Afrika, Asya ve Stan ülkelerinde takip ettiğimiz ciddi havalimanları var. Hepsi o ülkelerin en üst düzey yönetimi tarafından davet edilerek çağrıldığımız ihaleler.
Şu anda gelirlerinizin yüzde kaçı yurt dışından geliyor?
Yüzde 39’u yurt dışından geliyor.
Yeni dönemde bu oran ne kadar artar?
Türkiye’de de Ankara, İzmir, Bodrum ve Alanya havalimanları bizim. Henüz hesaplamadık ama İstanbul çıktıktan sonra Türkiye’de başka bir havalimanı alamazsak tabii ki gelirlerimizin yurt dışı kısmı ciddi oranda artacak.
Türkiye’de yeni ihaleler söz konusu mu?
Şu anda Türkiye’de gözüken bir ihale yok. Bizim beklediğimiz Sabiha Gökçen var. Sabiha Gökçen’in yüzde 100’ü MalezyalIların. Lokal ortaksız girmelerinin yanlış olduğunu onlar da anladılar sanıyorum. Şimdi onlarla bu konuyu görüşüyoruz. Bir ihaleye çıkacaklarmış, ihaleyi bekliyoruz. Ne kadara satacaklar, ne yapacaklar bilmiyoruz. Biz eğer oraya gireceksek orayı onlarla birlikte yönetmek isteriz, ama onlar halen kendileri yönetmek ve azınlık hisseyi satmak isterlerse zaten düşünmeyiz. Sabiha Gökçen’in şu anda iyi yönetilmesi gerektiğine inanıyorum. Sabiha Gökçen, Atatürk Havalimanı ile rekabet edemezdi, çünkü Atatürk Havalimanı şehrin ortasında... Ama üçüncü havalimanı devreye girdiğinde durum değişecek. Sabiha Gökçen Asya tarafının kesin havalimanı olacak, çünkü ikisi arasında çok uzun mesafe var.
Servis işlerinizin önümüzdeki 5-10 yılda aldığı pay ne olur?
Gelecek 5 yılda yüzde 40 olan payı yüzde 50-50 yapmak bizim için büyük başarı. Orada en fazla büyüme hedefi gözettiğimiz şirket TAV Technologies. Orada da niş bir yer yakaladık. Sadece havalimanı teknolojisi olan bir şirket yok. Teknoloji şirketleri çok büyük şeyler yapıyor ama bizimki sadece havalimanı ürünleri yapıyor. Havalimanları BT’sinde dünyada çok önemli bir yerdeyiz. TAV Technologies şirketimizde 350 bilgisayar mühendisi çalışıyor. Hedefler bizim için çok önemli. 2000 yılında “10 yılda 10 havalimanı işleteceğiz” dedik, 2010’da 10 havalimanı işletiyorduk. 2010’da “Şu anda 49 milyon yolcumuz var, 2020’de yolcu sayısı 100 milyon olacak” dedik. 2017’de 115 milyon yolcumuz olacak. 2021’de tekrar yolcumuz düşecek ama onu tekrar yeni aldığımız işler ve mevcut işlerimizdeki organik büyümelerle yine eski seviyelere rahatlıkla getireceğimizi düşünüyoruz.
2017 yılı nasıl geçti?
2017, iyi bir yıl oldu. 2016 iyi geçmedi. Ama 2017’de sektör kısa zamanda toparladı. Havacılığın dayanıklı bir sektör olduğunu görüyoruz, birtakım şoklarda bir düşüş yaşanıyor ama geri dönüş de bayağı hızlı oluyor. Bu yıl yolcu sayımızdan da memnunuz. 2015’i yakaladık. Yolcu sayımız yüzde 6-8 artışla 115 milyona ulaşacak. Ciromuz yüzde 1-3 artacak. Ciddi bir kâr artışımız var ancak kâr artışını paylaşmıyoruz.
Kârı nasıl artırdınız?
Biz maliyeti çok dengede tutabiliyoruz. Maliyet konusunda yolcu düşünce biz de otomatik olarak maliyeti düşürebiliyoruz. Çok esnek maliyet merkezlerimiz var. Önemli olan maliyeti düşürmek, geliri artırmak. Biz de bunu gelen yolcuyla birlikte yapabiliyoruz.
2018 nasıl bir yıl olacak?
Turizm ağırlıklı havalimanlarımız olan Alanya, Bodrum ve İzmir’de tur operatörlerinin ve uçak şirketlerinin yaptığı anlaşmalara bakarak 2018 yazının iyi gideceğini, görüyoruz. Bodrum’da mesela ciddi uçak inişi ve artışı olacağım görüyoruz. İzmir’de ve Alanya’da da aynı şekilde.. İstanbul’da baktığınızda charter seferi pek olmadığı için tarifeli seferlerin içindeki doluluğu şimdiden görmek zor ama THY bazında görüşmelerimize baktığımızda 2018’in iyi geçeceğini, şimdiden biletlerin satıldığını görüyoruz.
Son dönemde işe bakışınız nasıl değişti?
Bir Çin atasözü, “Sert rüzgarlar esti mi bambu ağacı gibi eğileceksin ama kırılmayacaksın” der. Bizde de dönem dönem çok sert rüzgarlar esti, biz de bambu ağacı gibi eğildik. Ama rüzgarlar dindiğinde geri dönüşümüz çok hızlı oldu. Bir kere esnek bir yönetim tarzımız var. Fakat bu esneklik kırılma noktasına kadar. Kırılma noktasında kırılmamak için çok büyük mücadele veriyoruz. İkincisi odaklanmak. Yani işimize sonsuz derecede tüm çalışanlarımızla odaklanmış durumdayız. Ancak işe odaklanınca inovasyon yapıyorsunuz. İngilizlerin bir lafı var: “It’s not hokus pokus it’s ali about focus/Bu bir sihir değil, odaklanma meselesi”. Kesinlikle hokus pokus yok bu işte, odaklanacaksınız. Üçüncüsü zamanı yakalamak. Biz zamanı yakalamayı biliyoruz. Onun için iş modellerimizi sürekli değiştiriyoruz. Servis şirketleri olayımız budur. Yoksa biz pastacı-börekçi değiliz, yiyecek- içecek şirketimizi havalimanlarına hizmet vermek için kurduk. İş modelimizi değiştirmemiz lazım.
2018 sizin için ne yılı olacak?
TAV 2.0 yılı olacak. İkinci TAV’ı yaratmak üzere yola çıktık. TAV 2.0 servis şirketlerinin üzerine kuruluyor artı mevcut havalimanlarımızdaki verimliliğe yönelik. Amacımız mevcut havalimanlarındaki verimliliği artırmak, servis şirketlerinin büyümesini sağlamak.
5 yıl sonra TAV’ı nerede göreceğiz?
İnşallah TAV’ı İstanbul’da kaybettiğimiz EBITDA’yı yerine koymuş şekilde göreceksiniz. Ğelir olarak bugüne eşit hale İstanbul’dan sonra 5 yılda gelir. EBITDA’mız şu anda 500 milyon Euro civarında... Bizim finansal, operasyonel ve marka değeri olarak bir iş alabilme kabiliyetimiz var. Bunu sonuna kadar kullanacağız, TAV büyümeye devam edecek. Bir İstanbul daha yok, dolayısıyla İstanbul’un EBITDA’sına bir başka İstanbul’la gelemezsiniz. Ama yarım İstanbul bulursunuz, servis şirketlerinden bir yüzde 25 İstanbul yaratırsınız, BT şirketinizden bir yüzde 25 İstanbul yaratırsınız ve İstanbul’un kaybım karşılarsınız. Buna çalışıyoruz. Değişim bu.
"YETİŞMİŞ İNSANLARIN İŞİNİ KAYBETMELERİNİ İSTEMİYORUZ"
“BİZİ DÜŞÜNMEMİŞ OLABİLİRLER
"Üçüncü havalimanında bizim servis şirketlerimizden Havaş yer alacak. Anlaşmasını imzaladı. Yiyecek içecek şirketimiz teklif verdi ama kazanamadı. İşletme ile ilgili de onlar Seul incheon Uluslararası Havalimanı İşletmesi ve Kopenhag Uluslararası Havalimanları ile çalışıyorlar. Bu iki havalimanı onlara danışmanlık veriyor. İşletmeyi-de herhalde onlarla birlikte yapmayı düşünüyorlar. Belki Türkiye’deki ihalede onların rakibi olduğumuz için bizi düşünmemiş olabilirler.
“SIFIRDAN YETİŞTİRMEYE GEREK YOK”
Ancak burada çok sayıda iyi yetişmiş insan var, onların işini kaybetmelerini istemiyoruz.
Kendileriyle görüşmemde İstanbul Havalimanı’ndaki yetişmiş elemanlarımızın önemli bir kısmını kendilerine verebileceğimizi de ilettik. Havalimanında uçak köprüsü kullanıcıları, bagaj handling yöneticileri, terminal yöneticileri, uçuş bilgi yöneticileri çok önemlidir. Biz bunları yıllarca yetiştirdik. Bunlar teknik adamlar, okulları yoktu, Anadolu Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’nde havacılık bölümleri kurduk. Yetiştiler... Onların bunları sıfırdan yetiştirmelerine gerek yok.
TAV’IN YENİ ROTASI
1- 2018, TAV 2.0 yılı olacak. İkinci TAV’ı yaratmak üzere yola çıktık.
2- Atatürk Havalimanı kapandığında 500 milyon dolarlık EBITDA’nın yüzde 50’sini kaybedeceğiz.
3- Kaybedeceğimiz yüzde 50’yi yerine koymak için bir sürü yere teklifler veriyoruz.
4- Hiç yeni iş alamasak da 300 milyon Euro’nun üzerinde EBITDA’sı olacak bir şirketiz.
5- Suudi Arabistan’da 3 havalimanı ihalesi aldık ve 2 yılda tamamlayacağız.
6- Afrika, Asya ile Orta Asya’daki gelişmekte olan pazarlara gidiyoruz.
7- Sabiha Gökçen için Malezyalıların sahiplerinin açacağı ihaleyi bekliyoruz.
8- Servis şirketimiz, 17 ülkede faaliyet gösteriyor. Son 4 yılda gelirlerdeki payı yüzde 10 arttı, yüzde 40’a ulaştı.
9- Verimliliği artırmayı, servis şirketlerinin dünyada büyümesini hedefliyoruz.
10- 5 yıl sonrasında İstanbul’da kaybettiğimiz EBİTDA’yı yerine koyacağımız göreceksiniz.
TÜRKİYE’DE ESKİSİ GİBİ ARTIK KRİZ OLMAZ”
“BORÇ ÖZEL SEKTÖRDE”
Herkesin bir kriz beklentisi var ama Türkiye’de eskisi gibi kriz olmaz, çünkü şu anda borç özel sektörün üzerinde, 2001 yılında borç devletteydi, devletin borcunda kriz olunca herkese yansıyor ama özel sektörde sadece o şirketle iş yapanlara yansıyor.
"TAV ÇOK İYİ DURUMDA”
Ciddi krizde olan şirketler de var, ciddi rakamları iyi olan şirketler de var. TAV Havalimanları çok iyi durumda, Türkiye’de herkes “Bir kriz gelecek herkesi vuracak" diye bekliyor. Krizler geliyor ama şirket bazında geliyor, her şirketin farklı dinamiği var. Krizler silo şeklinde geliyor. Ekonomistlerin bunu çok iyi irdelemesi lazım.
“3 GRUP ÇALIŞANIMIZ VAR”
A TAKIMI
Bizde üç grup çalışan var. Birincisi A takımı. Bunlar genellikle iş geliştiriyor, ilişki yönetimi yapıyor ve şirketin yeni işlerde büyümesini sağlıyor. Bir de altın yakalılar var. Altın yakalılar da araştırma geliştirme yapıp yeniliği ve geliri artırıcı metotlar üzerinde çalışıyor.
KIZILDERİLİLER
Üçüncü grup Kızılderililer. Bunlar 24 saat havalimanlarında ya da inşaatlarda gece gündüz çalışan ve bir terör olayı olduğunda oralarda her türlü zorluğa karşı çalışan, didinen arkadaşlarımız.
C LEVEL
Bir de bunların üstünde üçü birden olabilen C level dediğimiz insanlar var. Hepsini üçü birden olmaya yönelik çalışmalarımız var. Onun için değişik eğitim programları kullanıyor ve bu arkadaşlarımızı yetiştiriyoruz.