Genel

SAÜ'den İzmir depremi raporu!

Sakarya Üniversitesi (SAÜ), Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depreme ilişkin değerlendirme raporu yayımladı.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ), Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depreme ilişkin değerlendirme raporu yayımladı.

SAÜ Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Jeofizik Mühendisliği bölümünce hazırlanan ilk değerlendirme raporunda, depremin dalga şekli analizi sonuçlarının normal faylanma sonucu oluşmuş deprem görüşünü desteklediği ifade edildi. 

Raporda, Batı Anadolu ve Adalar Denizi'nin oldukça diri bir tektonizmaya ve depremselliğe sahip olduğu ve Batı Anadolu'da son 30 yıl içinde 3 yıkıcı büyük deprem meydana geldiği aktarılarak, Türkiye'nin 2017'de Adalar Denizi sahilleri boyunca 3 yıkıcı deprem yaşadığı belirtildi. Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; bu açıdan 2020 Kuşadası Körfezi Depremi'nin oluşumunun bir sürpriz olarak düşünülemeyeceğine dikkat çekilen raporda, "2017 Karaburun-Midilli ve 2017 Gökova-Bodrum depremlerinin dış merkezleri civarındaki ve Kuşadası Körfezi’ndeki depremler dikkat çekicidir ve belki de gelecekte oluşacak adı geçen depremlerin ayak sesleridir. Bu gözlem, depremlerin izlenmesinin, kayıt altına alınmasının, deprem bilim çalışmalarının ve bu konuda yetişmiş uzmanların önemini gözler önüne sermektedir" ifadesi kullanıldı. 

Raporda, deprem sırasında en büyük kaymanın sığ derinlikte belirlenmesinin tsunami oluşumunu destekler nitelikte olduğu vurgulanarak, 20 Temmuz 2017 Gökova Körfezi-Bodrum depreminde de tsunami gözlenmesinin, Akdeniz sahilleri boyunca tsunami riskine karşı özellikle dar koy ve körfezler etrafında önlem alınması gerekliliğini ortaya koyduğu ifade edildi. 

"Ne zaman ve nerede olacağı" sorularının deprem biliminin şimdiki birikimiyle cevaplanamadığına dikkat çekilen raporda, şunlar söylendi: 

"(Depremler) Olabilecekleri uzay ve zaman ortamı başarı ile daraltılabilmektedir. Türkiye'de bu başarıyı sınırlayan en önemli unsur yeterince deprem bilimcinin yetiştirilip, bu konuda gayret vermesinin sağlanmasında görülen aksaklıktır. Bu kadar çok yıkıcı depremin olduğu Türkiye'de deprem bilimci sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Depremin ne zaman ve nerede olacağının belirlenmesinden çok, deprem her an olacakmış gibi hazır olmak ve gerekli tedbirleri almak en doğru hareket tarzı olacaktır."

AFAD'dan İzmir depremine ilişkin ön değerlendirme raporu!