Sektörel

Seçimden önce yatırım yapmak doğru mu?

Ülkenin içinde bulunduğu siyasal belirsizlik her sektörü, her yatırımcıyı direkt olarak etkiledi. Cumhuriyet Gazetesi'nin köşe yazarlarından Ceren Kumbasar, "Seçimden önce yatırım yapılır mı?" sorusunu cevapladı. İşte o yazı;

Uzun zamandır bir belirsizlik ve tedirginlik ortamındayız. Ülkenin içinde bulunduğu siyasal belirsizlik ve kaos ortamı her sektörü, her yatırımcıyı direkt olarak etkiledi, etkiliyor. Güven endeksleri düşüyor, kredi derecelendirme kuruluşları birbiri ardına tehlike çanlarını çalıyor, işsizlik artıyor, üretim düşüyor. Türkiye’de son üç ayda açıklanan hiçbir gösterge olumlu bir tabloya işaret etmiyor, edemiyor. Üstelik açıklanan her yeni veri bir öncekine oranla daha düşük. Ancak bütün bu olumsuz göstergelerin tek bir istisnası var; konut satış rakamları, yapı izin belgesi ve yapı ruhsatı sayıları. Konut satış rakamları bugünü, yapı izin belgesi ve yapı ruhsatı verileri de dünü, bugünü ve yarını gösteriyor. Bu verilerin tamamı geçen yıla ve bir önceki aya oranla yüksek. Elbette bu veriler, içinde bulduğumuz siyasi ve toplumsal kaosu pembe bir tabloya dönüştüremez. Elbette bu sayısal çıkarımlar, yarın için sektöre umut olamaz ama bir şeyi kesinlikle yapar o da konut sektörüne duyulan ihtiyacı ve inancı resmeder.


Konut sektörü hemen her siyasal ve sosyal duruma, otomotiv ve kuşkusuz finans sektöründen çok daha geç tepki verir. Bu tepki daha sert ve daha keskin olur. 2008 yılında yaşanan kriz bu durumun en iyi örneğidir. Ancak şunu da altını çizerek belirtmek isterim ki, hem nihai tüketiciler hem de bireysel yatırımcılar açısından 2008 yılı fırsatlarla doluydu. Hatta o kadar ki, sektörde anlatılan başarı hikâyeleri hep 2008 tarihlidir.


Seç-in


Seçime bir ay kaldı. Konut sektörü dışında hemen her alanda bir belirsizlik ve bir kararsızlık var. Hepimiz seçimi bekliyoruz. Yılı planlamıyoruz, bütçeleri hazırlamıyoruz, alım kararı vermiyoruz. Peki bütün bu belirsizlikler olurken farkında mıyız ki aslında çarklar dönmeye devam ediyor? Farkında mıyız ki halihazırda yatırımlarına başlamış olan müteahhit firmalar o çarkları döndürmeye devam etmek için müşterilerine açıklanan ve açıklanmayan bir sürü alternatifler öneriyor? Farkında mıyız ki krizler aslında büyük fırsatları beraberinde getiriyor?


Kaos ortamlarında yapılmaması gereken çok temel bir şey var; borçlanmamak. Borçlanmamaktan kastım şu; cebinizde 3 lira varsa 10 liralık mal almamak. Eğer 7 liranız varsa iki seçeneğiniz var. Birincisi bu ortamdan yararlanarak 7 liralık malı 5 liraya alabilirsiniz. İkincisi, karşınızda güvenilir bir firmanın taksit seçenekleri veya çok uygun oranlı (%1’in altı) bir kredi varsa 10 liralık alım yapılabilir. Bu iki durumda da kazanırsınız. Yatırımınızı nasıl seçeceğinizi daha önce yazmıştım. Dolayısıyla bugün sadece işin maddi boyutundan bahsediyorum.


Cebinizde nakit paranız varsa, belirsizlik ortamları çok iyi fırsattır. Cebinizde alım yapacağınız miktarın %80’i varsa belirsizlik ortamları yine fırsattır. Cebinizde bu oranlara yaklaşan bir miktar yok ama umudunuz, hayalleriniz ve ‘öderim’ özgüveniniz varsa, koas ortamları sizin ve ailenizin kâbusu olur. Bu durumda siz arkanıza yaslanın, derin bir nefes alın ve 1 Kasım sonrasını hayale başlayın.


Ceren Kumbasar/Cumhuriyet