Şehirlerin altyapısı, kazı yapılmadan yenilenecek!
İçme suyu, kanalizasyon, doğalgaz, haberleşme ve enerji gibi eskimiş hatlar, rögar kapaklarından içeriye sokulan kameralı robotlarla, insan eli değmeden kazısız teknoloji yöntemiyle hızlı, çevreye rahatsızlık vermeden değiştirilebilecek.
İstanbul gibi metropollerde içme suyu, kanalizasyon, doğalgaz, haberleşme ve enerji gibi eskimiş hatlar, son dönemlerde giderek kullanımı artan "altyapı kazısız teknoloji" ile açıktan kazı yapılmadan, yer altına indirilen robotlarla değiştirilebilecek, yeni bölgelerin altyapıları bu sistemle yapılabilecek.
Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği (AKATED) Başkanı Yasin Torun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010'da kurulan derneğin, merkezi İngiltere'de bulunan ve 30 ülkenin içinde yer aldığı Uluslararası Kazısız Teknolojiler Cemiyeti'ne üye olduğunu söyledi.
Kazısız teknoloji sisteminin gelişmesinin o ülkenin ilerlemesiyle uyumlu şekilde devam ettiğini aktaran Torun, bu teknolojinin, mevcut altyapı hatlarının rehabilitasyonu ve yenilerinin döşenmesinde kullanıldığını kaydetti.
İstanbul'da, 30-40 yıl önce döşenmiş pek çok boru hattı bulunduğunu, her hattın bir ömrü olduğunu, bu sürenin dolmasıyla arıza, çatlak ve çökmelerin yaşandığını ifade eden Torun, "Siz hattı döşediğiniz zaman burada herhangi bir yerleşim yoktur, daha sonra yerleşime açılmıştır, yol yapılmıştır, üzerinden kamyonlar geçer. Dolayısıyla planladığınız 50 senelik malzeme ömrü bakmışsınız ki 30-40 sene dolmadan size problem yaratmaya başlamıştır" dedi.
- "Metropollerde sokak ve caddeleri kazmak çok zordur"
İstanbul gibi metropollerde sokak ve caddeleri kazmanın son derece zor olduğunu, açık kazının, çevre, görüntü ve gürültü kirliliği oluşturduğunu dile getiren Torun, ayrıca insanların yaralanma ya da ölüm riski yaşayabileceğini, kazının yapıldığı yerde ticari faaliyetlerin kısıtlanabileceğini aktardı.
Kazısız teknolojinin karbon salınımını azalttığını, çevreci bir sistem olduğunu vurgulayan Torun, şöyle konuştu:
"Mesela eski bir içme suyu hattınız var ve burada sorun olup olmadığını öğrenmek istiyoruz. Bu amaçla hat çalışırken içine bir cihaz sokuyoruz. Bununla nerede kaçak, kırık var tespit edilirken, rehabilite edilip edilmeyeceği belirleniyor. Bunu nasıl tespit ediyoruz? Her hat üzerinde baca kapakları veya rögar dediğimiz yerler var. Biz oralardan içeriye kameralı robotlar sokuyoruz. Kameralar dışarıda bulunan bir araca bağlı. Araçta bulunan operatör, kamera ve robotu ilerleterek, insan eli değmeden hızlı bir şekilde çevreye rahatsızlık vermeden gerekli onarımı yapıyor."
- "Kazısız teknolojide günde 400 metre boru döşeyebilirsiniz"
Açık kazıda, caddelerin kazıldığını, ortaya çıkan hafriyatın uzaklaştırılarak boruların döşendiğini, dolgu yapılarak beton döküldüğünü, daha sonra da üzerinin asfaltlandığını anlatan Torun, kazısız teknolojiyle buna gerek kalmadan sorunun çok daha kısa zamanda ve ekonomik olarak çözülebileceğini bildirdi.
Torun, "Bir metropolde yaşıyorsunuz ve açık kazıda çapa göre günde yaklaşık 60 metre boru döşeme imkanınız varken, kazısız teknolojide günde 400 metreye kadar boru döşeyebiliyorsunuz. Uzun sürecek iş, bir ay bile dolmadan tamamlanabiliyor, kamu kaynakları daha etkin kullanılabiliyor, şehir konforuna da bir zarar verilmiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Yeni hat döşenmesinde de kazısız teknolojilerin kullanıldığını kaydeden Torun, "Yine herhangi bir kazı yapmanıza gerek yok. Bunun için önerdiğimiz iki teknik var. Biri mikro tünel, biri de yatay yönlendirilebilir delgi dediğimiz sistem. Burada pikap büyüklüğündeki bir araç sınırlı bir alandan yer altına giriyor ve tamamen alttan delgi yapıyor. Yukarıda herhangi bir kazı olmuyor. Hedeflediğiniz noktadan girip, istediğiniz noktadan çıkıyor ve oraya altyapıyı döşüyorsunuz. Bu durumda da çok daha hızlı ve ekonomik olarak yer altına borular döşenebiliyor" dedi.
- "Şehirdeki bütün altyapıyı kazıp yenileyemezsiniz"
İSKİ, İGDAŞ, Türk Telekom, Botaş ve GSM operatörleri gibi kuruluşların bu sistemi kullandığı bilgisini veren Torun, gelişmiş ülkelerde kazısız teknolojilerin kullanılması oranının kazılı teknolojileri geçtiğini söyledi.
Gelişmiş ülkelerde altyapı çalışmalarında kazısız teknoloji kullanım oranının yüzde 51 olduğunu, Türkiye'de ise bu oranın yüzde 5 ile 10 arasında değiştiğini ifade eden Torun, sistemin kayıp-kaçak su oranlarının tespitinde de çok önemli olduğunu vurguladı.
İstanbul'un altyapısıyla ilgilendiklerine ve burada kayıp-kaçak su oranının yüzde 24 olduğuna işaret eden Torun, kentin 1990'dan önceki altyapısının son derece hasarlı olduğunu, o tarihten sonra pek çoğunun yenilendiğini dile getirdi.
Torun, "Şehirdeki bütün altyapıyı kazıp yenileyemezsiniz. İstanbul'un su, kanalizasyon, doğalgaz, haberleşme ve enerji gibi altyapılarının periyodik olarak görüntülenmesi ve tespit edilmesi lazım. Altyapıları bir varlık olarak görmek gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
Günlük 2,5 milyon metreküp su sağlanan İstanbul'a bir yılda verilen su miktarının fazlalılığına dikkati çeken Torun, bunun yüzde 24'ünün kayıp olmasının sadece maddi açıdan değil milli servet açısından da önem arz ettiğini vurguladı.
Kentlerin su kayıplarının önlenmesi açısından da kazısız teknolojilerin kullanılması ve yaygınlaşmasının önemine değinen Torun, sistemin ilerlemesi, kullanımının yaygınlaşmasını sağlamak için eğitim ve seminer verdiklerini söyledi.
Bu kapsamda 28-30 Eylül'de "33. Uluslararası Kazısız Teknolojiler Konferansı ve Sergisi" ile "2. Su Kayıp ve Kaçakları Forumu"nun yapılacağını ifade eden Torun, etkinliklere 30 ülkeden binlerce kişinin katılacağını sözlerine ekledi.
AA