Sel felaketinin çözümü kentsel dönüşüm!
Batı Karadeniz'de meydana gelen sel felaketler nedeniyle çok sayıda ev yıkıldı. Yıkılan evlerle ilgili değerlendirme yapan Prof. Dr. Veysel Eroğlu çözümün kentsel dönüşüm olduğunu dile getirdi.
Türkiye’de “suyun otoritesi” olarak kabul edilen, Irak’ın su politikasının belirlenmesinde Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi olan TBMM İklim Araştırma Komisyonu Başkanı, eski Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Batı Karadeniz’deki sel felaket hakkında değerlendirme yaptı. Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre; çözüm olarak, “sel dönüşümü”nü öneren Eroğlu, “Dere bir gün mutlaka yatağını geri alır. Kentsel dönüşümde olduğu gibi, dere yataklarında bulunan binalar için de ‘sel dönüşüm’ çalışmaları gerçekleştirilmeli” dedi. Eroğlu, HES’lerin sel ve taşkınlarda etkili olduğu iddialarına da “Baraj ve HES’ler kati surette seli tetiklemiyor, bilakis seli barajda depolayarak veya nehir santralleri de adeta bir tersip bendi görevi gördükleri için taşkının hızını azaltıyor, önleyici rol oynuyor” dedi.
Kastamonu, Sinop ve Bartın’daki sel felaketlerinde neredeyse bir yıllık yağışın üçte ikisinin 24 saatte yağdığına söyleyen Eroğlu, “Bartın Ulus’a bağlı Ceyüpler köyünde metrekareye yılda ortalama 488 kilogram yağış düşerken bunun üçte ikisine denk gelen 319 kilogram yağış sadece 48 saatte yağdı” bilgisini verdi.
Bartın'da daha az hasar
Eroğlu, Bartın şehrinin sel felaketini diğer kentlere göre daha az hasarlı atlatmasının sebebini ise şöyle anlattı: “Önceden çalışmalar yapılmamış olsaydı bugün Bartın’da da Allah korusun çok büyük can ve mal kayıplarının ortaya çıkması muhtemeldi. Bakan olduğum dönemde Bartın’a incelemeye gittiğimizde Bartın Çayı’nın denize döküldüğü alanda sol sahile baktığımda burada büyük bir heyelan olma ihtimalini fark ettim. Çok büyük bir kütlenin dereye kayması halinde çayın önü tıkanacak ve mansapta biriken sular şehri su altında bırakacaktı. Gece uyuyamadım, ertesi gün arkadaşları topladım, acilen yapılacakları planladık. Hem Bartın Çayı’nın ıslahı hem de heyelanı önleyici projeyi gerçekleştirdik. Bartın hâlâ risk altındaydı ve kurtarmak için mutlaka barajlar yapmak gerekiyordu. Kirazlı Köprü, Kışla Sel Kapanı, Kozcağız, Ulus Eldeş olmak üzere dört barajın hızla yapılmasını sağladık. Neticede son 18 yılda dört baraj haricinde 40 dere ıslah tesisi tamamlayarak; Bartın şehir merkezi, 49 adet yerleşim yeri ve takriben 4.000 dekar araziyi sel zararlarından korumuş olduk.”
Eroğlu, dere yataklarının işgal edilmesinin engellenmesi yönünde çağrı yaparken “Dere bir gün mutlaka yatağını geri alır. Bazı belediyeler maalesef seçim kaygısı ile vatandaşın yanlış taleplerini dahi yerine getirmek gibi bir hatanın içine düşmekte. Bu durum büyük felaketlere sebep olmakta” uyarısında bulundu.
Eroğlu, “Dere yataklarına kesinlikle konut inşa edilmemeli. Çürük zeminlere, alüvyonlu ve dolgu alanlarına yapı yapılmamalı. Depreme dayanıklı olmayan binaların kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalı. Ayrıca dere yataklarındaki binalar için de ‘sel dönüşüm’ çalışmaları gerçekleştirilmeli. Bu konuda belediyelere büyük mesuliyet düşmekte. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı her türlü desteği vermekte. Vatandaşlar da yanlışlıkları ilgili kurumlara bildirmeli, dere yataklarında yapılan daireleri satın almayarak sorumluluklarını yerine getirmeli” dedi.
Dere yatağına bina yapılmasıyla ilgili anısını anlatan Eroğlu, şunları söyledi: “İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesiyken, mahkemeden bilirkişi olarak bir dosya tarafıma iletilmişti. O dönemki Kastamonu Belediye Başkanı, nasıl olsa taşkın olmuyor diye tarihi Nasrullah Köprüsü’nün bir gözünü yıkarak dere boyunca binaların yapılması için ruhsat vermiş. Korkunç bir manzaraydı. Burada büyük bir sorumsuzluk ve kasıt olduğuna dair raporumu mahkemeye iletmiştim. Ama yapanın yaptığı yanına kâr kalıyor. Daha sonra Kastamonu’ya gittiğimde Nasrullah Köprüsü’nün bir gözünün maalesef yok edilmiş olduğunu çok büyük bir üzüntü ile görmüştüm.”