Selman Can: Tarihi yapıların mimarı Balyan ailesi değil!
Çırağan Sarayı tarih danışmanı Yrd. Doç. Dr. Selman Can, Balyan ailesinin, Ortaköy Camisinin de aralarında bulunduğu son dönem Osmanlı eserlerinin mimarı değil, müteahhidi olduğunu söyledi
Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı mimarisinde 19. yüzyılın, sanat tarihçileri ve mimarlık tarihçileri tarafından ihmal edilmiş bir dönem olduğunu belirtti. Bu dönem üzerine yapılan çalışmaların çoğunda birinci elden arşiv kaynakları kullanılmadığını vurgulayan Can, "Bu çalışmaların bazıları son dönemde inşa edilen eserlerin çoğunluğunun Ermeni asıllı Balyan ailesi tarafından inşa edildiği bilgisini içermektedir. Osmanlı arşivleri içerisinde yer alan binlerce belge bu bilgilerin doğru olmadığını bize ispatlıyor" dedi. Her şeyden önce 19. yüzyıl içerisinde Osmanlı’nın mimari teşkilat yapısı içerisinde Ermeniler’in konumunun sağlıklı tahlil edilmesi gerektiğini vurgulayan Can, "Osmanlı arşivlerinde 19. yüzyıl başına ait tespit edilen listelerde mimar halifelerinin sayısı 52 kişidir. Ölmüş olan mülazım yani kalfa dışında hiçbir gayrimüslim mimarın ismi yoktur" diye konuştu. Son dönem Osmanlı mimarlığı Son dönem Osmanlı mimarlık teşkilatının yapısal değişiminin bilinmediğini için inşa edilen yapıların kalfalarının mimarları olarak algılandığını ifade eden Can, "19. yüzyıla ait tespit edilen arşiv listelerinde Balyan ailesinden hiçbir ferdin ismi yer almamaktadır. Balyanlar’ın hassa mimarı olduklarına ilişkin bilgiler doğru değildir. Serkis Balyan’ın Osmanlı’da son baş mimarlık unvanını taşıdığı bilgisi de yanlıştır. Serkis Balyan’a Sultan II. Abdülhamid döneminde bir ferman ile baş mimarlık verildiği belirtilse de, 31 Mart 1878 tarihli bu belge ferman değil bir iradedir ve verilen sermimar-ı devlet unvanı bir kadro unvanı değil, kişisel bir imtiyazdır" dedi. Balyanlar’ın mimarlık eğitimleri üzerine verilen bilgilerin de yanlış olduğunu kaydeden Can, "Amacımız farklı milletleri karalamak değil, sadece kendi tarihimizi doğru bilmektir" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Heybeliada’da inşa edilen ilk Bahriye Mektebi’nin mimarı Kirkor Balyan değil, dönemin başmimarı Kırımlı Mahmut Ağa’dır. Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu Nikoğos Balyan’ın değil, İtalyan Gaspare Fossati’nindir. Baltalimanı Sahilsarayı (Büyük Reşit Paşa Sarayı) Serkis Balyan’ın değil, İtalyan Gaspare Fossati’nindir. Mecidiye Kışlası (Taşkışla) ve Harbiye Mektebi Serkis Balyan’ın değil, İngiliz mimar William James Smith’indir. Yıldız Hamidiye Camisi Serkis Balyan’ın değil, Ebniye-i Seniyye mimarlarından Rum Nikolaki Efendi’nindir. Sarayburnu Antrepoları Simon Balyan’ın değil, Alman August Jasmund’un eseridir. Malta Karakolu’na ait koğuşların mimarı Sarkis Balyan değil mühendis Seyyit Mehmet Tevfik’tir, 1823-1826 yılları arasında inşa edilen Nusretiye Camisi’nin mimarı olduğu söylenen Kirkor Balyan, 1822 yılında Kayseri’ye sürgüne gönderilmiştir. Bu dönemde baş mimar olan Mehmet Rasim Ağa bina ile ilgilenmiştir. Ayrıca Osmanlı’da son sermimaran-ı hassa unvanını taşıyan Seyyid Abdülhalim Efendi’nin eserlerin birçoğu Balyanlar’a mal edilmiştir. Senekerim Balyan’ın eseri olarak gösterilen Bayezit Yangın Kulesi, Kirkor Balyan’a ait olduğu belirtilen Rami Kışlası, Nikoğos Balyan’a mal edilen Ortaköy Camisi yine Garabet Balyan’ın ismi ile anılan Eski Çırağan Sarayı, Sultan II. Mahmud Türbesi ve Hırka-i Şerif Camisi Seyyid Abdülhalim Efendi’nin eserleridir." Araştırmaya destek Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Selman Can’ın son dönem Osmanlı eserlerinin kimlere ait olduğu araştırmasına ilişkin olarak AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "Hocam tarihimiz ve kültürümüz açısından önemi bir çalışma yaparak gerçekleri tozlu raflardan kurtardı. Bu konular daha da geliştirilerek araştırılmalı. Bazı kişiler bazı yanlış bilgileri araştırmadan halka sunuyor, bu durum uygunsuzdur. Tarihi doğru yazmak borçtur" dedi. Marmara Üniversitesi Edebi yat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim de, Selman Can’a katıldığını belirterek, araştırma sonuçlarının arşiv belgelerine dayanılarak hazırlandığını söyledi. Mülayim, "Balyanlar yok değil var. Son dönemde müteahhitlik, kalfalık yapmışlar ama son döneme damgasını vurmuşlar demek doğru değil. Bu dönemde Rum ve Müslüman mimarlar da var. Biz bunların haklarını yemişiz yıllarca. Bizler öğrencilere bu yanlışı senelerce anlatmışız. Ta ki Selman Can’ın arşiv belgelerine dayanan araştırmaları yayınlanana kadar. O zaman anladık ki onlarca, yüzlerce önemli eserin sadece Balyanlar’ın elinden çıkmış olması mümkün değil. Selman Can Türk tarihinde, çok değer arz eden bir çalışma gerçekleştirdi" şeklinde konuştu. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurhan Kara Pilehvarian da, "Bu konuda daha kapsamlı çalışmak gerekir. Diğer atfedilen eserlerinde üzerinde çalışılıp belgeler ortaya çıkartıldığında pek çok doğru bildiğimizin yanlış olduğunu göreceğiz. Selman Can, ayrıca dönemi iyi analiz etmiş ve konunun özüne hakimdir" dedi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu da, konuya ilişkin şu görüşlerini dile getirdi: "Selman Can hocanın söylediklerinin tamamına katılıyorum. Balyan’lar yapılan işin taşeronluğunu yapıyorlar. Çünkü sorumluluk muhitinde bulunan devletin mimarbaşıları, mimar ağaları var. Bütünüyle onlar yapmadılar diyerek inkar etmiyoruz, müteahhitliğini yapmak ayrı, mimarı olarak çizimler yapmak, binaya vücut vermek ayrı konulardır." AA