Semavi Eyice: Marmarayda havasızlıktan ölüm riski var!
Prof. Dr. Semavi Eyice, İstanbula yapılacak 3. köprüyü, Marmarayı, restorasyon çalışmalarını masaya yatırdı
İstanbul’da bir İstanbullu vardı. Konuşma tarzı ve duruşuyla ona İstanbul Efendisi derlerdi. Her milletin dilinde bir bölgenin dili esastır. Ona yüksek lehçedenir. Biz ilk başta buİstanbul Beyefendisini kaybettik. Bugün yerli İstanbullu olarak tek kişi bulamazsınız. Osmanlı döneminde her önüne gelen İstanbul’a giremezdi. Girenler bir kontrole tabi tutulurdu. Her bekar adam, yorganını omzuna vurup İstanbul’a yerleşemezdi, kefil göstermek zorundaydı. Şehrin iki yakasında giriş kapıları vardı. Sualtından boru döşeyerek yol yapılmasına karşıyım. Böylesi yapıların elektrik ve hava cereyanı hiçbir zaman durdurulmamalı. İçinden vasıta geçerken elektrikler kesildiğinde içeridekiler 5-10 dakikada ölür. Avrupa’daki bir tünelde elektrik kesintileri oldu ve içerideki 35 kişi ölmüştü.”
YENİ KÖPRÜ GEREKLİ
“Benzeri duruma Avrupa’da ben de şahit oldum. Paris’teki Sen Nehri’nin altından geçenmetroda ani bir durma meydana geldi. Bir anda nefessiz kaldık. Millet şakır şakır bayıldı.Neyse ki kısa bir sürede çalışmaya başladı. Çünkü jeneratör hemen devreye girmez. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da 4 saat elektrik yoktu. Aynı şeyi yaşayabiliriz. 3. köprünün nasıl yapılacağını bilmiyorumama gerekli olduğunu söyleyebilirim. Özellikle ağır vasıtalar için faydalı olur. İstanbul’un trafiğine çözüm bulmak için şehri ikiye bölmeliyiz. Yani Anadolu ve Avrupa olmak üzere iki ayrı şehir.”
BİZ DE YANLIŞ YAPTIK
“Eski bina restore ediliyorsa buna birtakım kolaylıklar sunmak zorundayız. Eskiden Anıtlar Kurulu’ndayken bizim de katı taraflarımız vardı. Mesela İstiklal Caddesi’ndeki bir bina vardı. Projesi geldi. Biri bu binayı iş hanı olarak restore edecekti. Modern şartlara uygun olarak asansör yapmak istedi. 4-5 katlı bina, dön dön bitmez. Biz de eski eserciler bu şekilde olmaz, dedik. Bu yanlış,mantıksız. Bu denli katı olmamak lazım.”
Sultanahmet Adliyesi yıkılmalı
Tarihi yarımadanın siluetini bozan sadece o bina değil. Mesela İstanbul Üniversitesi’nin Fen Edebiyat Fakültesi binası. Koca bir kitle, sadece bir sıra pencereden ibaret. Ne estetik ne de üslubu var. Sedat Hakkı Eldem Türk sanatından bir şeyler konulsun diye uğraştı ama başarılı olamadı. Bunun yanı sıra Sultanahmet Adliyesi binası da öyle. Son derece manasız olan bu binalar tarihi yarımadaya yakışmıyor. Bunlar gibi tartışılan yeni binaların yıkılacağını sanmıyorum. İş işten geçti. O binalar en başta yaptırılmamalıydı.
SİLUETİ BOZAN BİNAYI YIKTIRMIŞTI
Tarihte buna benzer bir hata daha yapıldı. Avrupalı Mimar Ernst Arnold Egli’ye botanik enstitüsü siparişi verildi. Egli binayı 3 katlı olarak Süleymaniye’de yaptı ama çok tepkiler aldı. Süleymaniye’nin siluetini bozuyor şeklinde. Bunun üzerine Adnan Menderes binanın üst katının yıkılmasını istedi. İstanbul Üniversitesi Rektörü Ali Kemal Tanoğlu senato kararıyla binanın üst katının yıkılmasına karar verdi. Bugün bina iki katlıdır.
EMEK SİNEMASI RESTORE EDİLMELİ
Emek Sineması’nın bulunduğu yer aslında Cercle D’orient (Doğu Kulübü) binasıdır. Aristokratların, bankerlerin, akşamları şömine karşısında oturup briç oynadıkları, viskilerini yudumladıkları kulüpler bulunurdu. O tip yapılmış bir binanın içinde aynı zamanda iki tane sahne binası yerleştirildi. İki ayrı yangın geçirdi. İçerisi perişan hal aldı. Lüksü, süsü kalmadı. Dolayısıyla bu bina blok olarak ele alınmalı. Yıkıp yeniden bir bina yapamayız. Restore edilmesi gerekir.
NESRULLAH SONAY/BUGÜN