Seren Serengil: Eşim Sinpaş'a ortak diye yalan söyledim
Seren Serengil , boşanmak üzere olduğu eşi Musa Aytun hakkında konuştu
Seren Serengil ile eşi Musa Aytun'un mutlulukları uzun sürmedi. Daha birkaç ay öncesine kadar eşine methiyeler düzen ve ne kadar şanslı bir kadın olduğunu anlatan Serengil için peri masalı çabuk bitti. İkili, birbirleri hakkında ağır ithamlarda bulundu...
Seren Serengil, üç yıllık eşi Musa Aytun ile boşanıyor. Ancak daha bir kaç ay öncesine kadar birbirlerine olan büyük aşkları dillerinden düşmeyen çift, son günlerde birbirleri hakkında öyle açıklamalar yaptı ki, kafalar iyice karıştı. Aytun, Serengil'le aralarındaki yaş farkından tutun da Serengil'in kendisinden para kopartmak isteğine kadar pek çok şey söylerken; Serengil de boş durmadı ve Aytun'un beş parasız olduğunu, ona kendisinin baktığını ve bu evliliği Aytun'un kumar alışkanlığının bitirdiğini söyledi... Serengil'in son röportajını yayımlarken, daha önce gazetemize yine aynı sorulara verdiği bambaşka cevapları da derledik...
* Evlendikten sonra size eşiniz mi baktı?
Musa'yı tanıdığımda Karaköy'de sırtında kumaş taşıyan ve 500 lira maaş alan bir adamdı. Babasının parası pulu yok, çalışmıyor, ufak tefek tefecilik işleri yapıyor. Etiler'de 20 yıllık bir evleri ve Bodrum'da arsa karşılığında aldıkları bir yazlıkları var. Bizim tüm masraflarımızı annem karşıladı. Musa aldığı maaşla Acarkent'te oturabileceğini mi sanıyor! 22 Şubat 2006: Tanıştıktan bir ay sonra aynı evde yaşamaya başladık. Tarabya'daki evimizde çok güzel bir dünya yarattık. Genelde yurtdışına seyahate gidiyoruz. Kendimi Musa ile daha kaliteli hissetmeye başladım. Yıldönümümüzde bana Bvlgari yüzük hediye aldı.
DİNİ BASKI GÖRDÜM
* Nerede tanıştınız?
İnternette tanıştık ve Musa ne dediyse, ona inandım. Aile kurma isteğim ilişkimizi evlilik noktasına getirdi. Onun hakkında öğrendiğim tek şey, babasının 20 yıl kumar oynadığı, her şeyini kaybettiği ve kızlarını zengin bir Yahudi aileye verip, damatlarının sayesinde hayatlarını sürdürdükleriydi. 9 Ağustos 2008: 2005'in Mart ayıydı. Musa ile spor salonunda tanıştık. Her zamanki gibi zayıflamaya çalışıyordum. Musa, makyajsız halimle ben olduğumu bile anlamamış...
* Peki Musa Bey'in neyinden etkilendiniz?
Ben büyük bir boşlukta ve aile kurma çabası içindeydim. Bana karşı samimi ve şefkat dolu bir insandı. Annem Musa'yı hiç istemedi zaten. Nikahıma da gelmedi. Ama bizim sorunumuz, onun çalışıp çalışmaması değil, kumardı. 22 Şubat 2006: Onunla hem dengimi, hem rengimi buldum. Ailelerimiz de çok anlaşıyor. Annem de ilk kez bir ilişkime onay veriyor. Dengim; çünkü ortak zevklerimiz çok fazla. Renk meselesi ise; ilk kez tipi ve hayat tarzı bana uyan kişi belki de Musa. Renk olarak kara da değil! Daha önce renk olarak da kimseyle uyuşamamıştım. Hem annem hem de arkadaş çevrem tarafından tek kabul gören ilişkim Musa oldu. Beni tanıdıkça sevdi. Ben de onu...
* Musa Bey'in ailesiyle ilişkiniz nasıldı?
Musa'nın babası Yahudiler arasındaki yobaz diye nitelendirilecek insanlardan biri. Müslümanları hiç sevmez ve bunu da her fırsatta dile getirir. Fanatik bir Yahudi. Onlara ayak uydurmaya çalışırken psikolojim bozuldu. İçki içmezken her cuma okutulmuş şaraplarından içtim. Sürekli bir dini baskı vardı üzerimde. Müslümanım diye istemediler. Bir de sanatçı olduğum için rahatsız oluyorlardı.
* Nasıl bir baskı gördünüz?
Bir gün Musa beni hahama götürdü. Çünkü babası sürekli olarak ona, benim Yahudi olmam gerektiği konusunda baskı yapıyordu. O da bana, "Seren artık bunu halletmemiz gerekiyor" dedi. Ben ilk başlarda karşı çıktım ama bir taraftan da aile kurmak istediğim için yapabilirim gibi geldi. Nişantaşı'nda bir hahama gittim. Bir kitap verildi ve bu kitaba çalışmamı, buradan bana sorular soracaklarını söylediler. O dönem hamile kaldım ve bu olanlar beni rahatsız etti. Sorunlar oradan patlak verdi. Çok ciddi travmalar yaşadım. Karnım burnumdayken dini baskı gördüm. 18 Haziran 2009: Musa çok örnek bir çocuk. Ramazan'da benimle beraber oruç tutuyor. Ben de 'Yom Kippur' olsun, 'Hamursuz Bayramı' günlerinde olsun, oruç tutuyorum. Birbirimizin dinine çok saygılı olduğumuz için o da benim dinimin vecibelerini yerine getiriyor. Evde senin dinin, benim dinim yok. İkimiz de Allah inancı olan insanlarız. Geçen yıl Kadir Gecesi, Şeyh Yahya Efendi Türbesi'ne gitmiştik. Bu sene de Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri'ne gitmeyi düşünüyoruz.
İŞ VERİN DİYE YALVARDIM
* Eşinizin kumar oynadığını öğrendiğinizde neden bunu tolere ettiniz?
Musa'nın kötü huylarının yanında bana karşı iyi tarafları da vardı. Bana olan düşkünlüğünden etkileniyordum. Düzelir sandım.
* Eskiden size eşinizin ne iş yaptığını sorduğumda, babasının Sinpaş'ın ortağı olduğunu söylemiştiniz. Neden böyle davrandınız?
Benim bulunduğum camia içinde altta kalmasınlar istedim. Etrafa karşı, onları güçlü bir aile olarak tanıtmak istediğim için insanlara yalan söyledim. Musa ile evlendikten sonra, hiç tanımadığım halde Sinpaş'ın sahibine eşim için iş istemeye gittim. Musa 3 bin liralık müdür maaşı ile işe başladı. Kadınlığımı yerler altına serip, "Kocama iş verir misiniz" diye yalvardım yani... Musa, "Seren benden para istiyor" derken, elini vicdanına koysun. Kendi arabasını sattı, parasını kumarda yedi. İşçi servisiyle işe gidiyordu. Kıyamadım ona, her sabah erkenden kalkıp, karnım burnumda, onu işe bırakıp akşamları da aldım. Bebeğimin ölmesi sürpriz değil. Bu kadar stres, üzüntü, baskı altında berbat bir hamilelik geçirdim.
* Musa Bey hâlâ aynı şirkette çalışıyor mu?
Hayır, çalışmıyor. İşten çıkardılar. Şimdi işsiz bir şekilde facebook'ta, kızlarla cinsel temaslar halinde.
KORKUNÇ VE SAPIKÇA!
* Aldatıldığınızı da söylediniz?
Facebook'tan bir kadın hayranım Musa'yı eklemiş ve buradan sohbet etmeye başlamışlar. Sonrasında hayranım beni arayarak bir döküman çıkarttı. Ben hayatımda bu kadar korkunç ve sapıkça bir şey görmedim. Sen nasıl olur da bir kadınla kameradan seks yaparsın! Şu anda tiksiniyorum ve nefret ediyorum ondan. Bu belgeleri mahkemeye sunmak istemezdim ama kendi bilir...
* Bundan sonra ne yapacaksınız?
Amerika'ya gitmeyi düşünüyorum. Allah bana şu anda çocuk vermediyse, beni sevdiği için vermemiş. Ben bu aile ile bu şartlarda asla birlikte olamazdım. Bana her gün "İyi ki karım olmuşsun" derdi, her ay aşk mektubu yazardı. Musa, "Bana iftira atıyor" demeseydi, bunları açıklamayacaktım. Bundan bir ay önce annem kartlarıyla kumar oynandığı için savcılığa gidecekti, "Eğer ona zarar verirsen kendimi öldürürüm" dedim. Annem kıyamadı bana. Musa'nın bu açıklamalarını çok aşağılık buluyorum. Ben bir an önce bu aileden kendimi sıyırmak istiyorum. 21 Nisan 2009: Biz bu annebabalığı tadamıyoruz, çocuğumuzu kucağımıza alamıyoruz, bu çok korkunç bir şey. Bebeğimin öldüğünü duyunca hastanede Musa'ya, "Ben sana çocuk veremiyorum, ne olacak belli değil. İstersen ayrılalım" dedim. Musa da bana, "Ben çocuksuz yaşayabilirim ama sensiz yaşamayı hiç düşünmedim" dedi. Artık Musa'yı düşünmek zorundayım. Çocuk defteri benim için kapandı...
EVLİLİĞİ BİTİRMEK ÇOK DA KOLAY DEĞİL
* Eşinizle oturduğunuz evde mi oturuyorsunuz hâlâ?
Evet, Acarkent'teki evdeyim çünkü orası benim evim. Ayrıldığımızda ilk üç gün kötü oldum. Elbiselerini bile önceki gün kaldırdım. Giyim odasına giremiyordum. Geçmişi unutamıyordum. Resimleri bile kaldırmamıştım, içim acıyordu. Neticede güzel şeyler de yaşadık. O yüzden değerli olduğu anlar da vardı ama artık sevmiyorum onu. Musa benim için kayıp değil ama evlilik bitirmek de kolay olmuyor...
SURATIMA BAKACAK HALİ YOKTU ARTIK...
* Musa Bey ile en son ne zaman görüştünüz?
Bir ay önce bana mesaj attı. "Ben adi herifin biriyim, benden ayrılabilirsin" diye. Ardından da, "Gerçekten bu kez çok farklı, çıldırmak üzereyim. Dün kraldım, bugün sefilim" diye yazdı. O zaman anladım ki, kumarda çok büyük bir para kaybetmiş. Tabii birbirimize girdik ve evden ayrıldı. "Seren'i terk ettim" diyor ya, evden ayrılmak zorunda kaldı. Suratıma bakacak hali yoktu. Benim paramla kumar oynadı çünkü...
Sabah/Başak Çokan