Kent Haberleri

Silivri'de arazi mafyalarıyla mücadele edilecek!

Silivri'yi, bir tarım başkenti haline getirmeye çalışan Başkan Özcan Işıklar, “Bu şehrin dokusunu bozmalarına asla izin vermeyeceğiz. Rantçılara, arazi mafyalarına karşı halk için mücadele edeceğiz" dedi.

Silivri için neler yaptınız?

Silivri için çok önemli projelere imza attık. Hep halkın menfaatini düşündük. Belediye başkanlarına ‘Ne yaptınız?’ değil ‘Ne yaptırtmadınız?’ diye sorulmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum. Belediyecilikte yaptıklarınızdan daha çok yaptırtmadıklarınız önemlidir. Bizim 3 sektörümüz var. Tarım, din ve kültür turizmi, kıyı balıkçılığı ve deniz. Bunların yaşaması için de bazı şeyleri yaptırmamanız gerekir. Burayı kent rantlarına, yağmasına, plansız gelişmeye, hormonlu büyümeye, üzerimize akıp gelen göçlere, plansız kaçak yapılaşmalara, kurban etmemek için 7 yıldır mücadele etmekteyiz. Bakın şu an en büyük derdimiz tarım. Türkiye’de bu konuda öncü olacağız, tek olacağız. İddialıyız.


HALK BİZİ ANLIYOR

Yapılaşmadan çok tarıma yönelmişsiniz... 

Silivri Belediyesi Tarım Araştırma ve Üretim Merkezi 7 yıldır çalışan bir sistem. Namık Kemal, Bezmiâlem Vakıf ve Yeditepe Üniversitesi’nin önemli katkıları var. Bir dönüm buğdaydan, ay çiçeğinden aldığının neredeyse 30-60-100 kat kadar fazla ürün alabildiğini ve bunun sürdürülebilir bir tarım kalkınmasına konu edilebildiğini çiftçilere ispat ettik. Bunların da ekimine başladık. Bu işin kritik noktası şudur. Önce topraktan en yüksek verimi alabilecek ürünü keşfediyorsunuz. Daha sonra bunun alıcısını pazarını buluyorsunuz. Belki en önemlisi bunların dünya standartlarında tescil almasını sağlıyorsunuz. 


Silivri’yi bir tarım havzası haline getirmekte kararlısınız sanırım? 

Kesinlikle kararlıyım, bunu başardık da diyebilirim. Bu tip tarımın adı kent ve kent çevresi tarımıdır. Avantajımız İstanbul’un yanı başındayız. Çok ilginç bir örnek söyleyeceğim. Türkiye’de en çok manda olan şehir İstanbul. Biz teşvik ettik. Bir kilo koyun sütünü 1 TL’ye satamazken manda sütünü 4.5 TL’ye satarsınız. Rezidanslara, AVM’lere, büyük rantlara konu olan, arazi mafyalarının kol gezdiği, büyük mücadele verdiğimiz, sürekli tehdit aldığımız Silivri’de halkın bizi anladığına inanıyorum. Bunun karşılığını da görüyoruz.


‘ORGANİZE TARIM BÖLGESİ’ 

Neden tarımda ısrar ediyorsunuz? 

7 yılda tarım konusunda dünyaya örnek olacak çalışmalara imza attık. Türkiye’de ilk kez Yerel Kalkınma Ajansımızı kurduk. Bu ajansı tarım, din-kültür turizmi, kıyı balıkçılığı ve turizmini, kıyı ekonomisi ve hizmet sektörünü geliştiren bir mantıkla üniversiteleştirmeye çalışıyoruz. Silivri’nin bilgi teknolojilerinin merkezi olduğu bir bölge haline gelmesini istiyoruz. Türkiye’de organize sanayi bölgeleri var ama ‘Organize Tarım Bölgesi’ yok. İlk defa Silivri’de kuruyoruz. Bu bölgede ilaç sanayiinden, kozmetiğe kadar 200’e yakın sektöre mal ve hizmet üretebileceğiz. 


Organik tarım da yapacak mısınız? 

Organik tarımdan çok, iyi tarım, endüstriyel tarım diyebiliriz. Buğday ve ayçiçeğinden aldığımızdan 100 kata kadar fazla ürün alıyoruz. Sadece süs bitkilerinde 60 kat fazla ürün alabiliyoruz. Bugün İstanbul belediyelerine süs bitkilerini veriyoruz. Bu projenin bir devamı olarak Türkiye’de ilk defa bir üniversite kurmak istiyoruz. Türkiye’de ilk defa köy enstitülerini biz hayata geçiriyoruz. Yeni bir tarım koleji, tarım teknolojileri lisesi kuruyoruz. 2017’de eğitime başlayacak. Bu kolejler kurulduğunda eski köy enstitüleri Gümüşyaka’da olacak. Sadece bir bölgeye rezidans dikip rantı bir kişinin cebine koymaktansa bütün kent değerlerinin halkın cebine girmesini sağlamanız gerekir. Onun için burada 7 yıldır 7 katlı bina görmemenizin sebebi budur. Bunun ağır bedelleri var. 


Nasıl bedelleri var?

Biz burayı ranta kurban etmiyoruz. Birçok kent bugün beton yığınına dönmüş durumda. Çok tahrik altında, linç altında da kalabilirsiniz. Burayı tarım sit alanı ilan etmek istiyoruz. Sultanahmet Camii’ni ve etrafını sit alanı ilan ettiniz. Tarım sit alanı niye olmasın? Bu toprakları tarım sit alanı olarak ilan ettirirsek buraları sonsuza dek koruruz. 


SİLİVRİ AÇIK HAVA MÜZESİ GİBİ 

Silivri’de günü birlik turizmi iyi değerlendirebiliyor musunuz?

42 kilometre sahilimiz var. Halka kapalı hiçbir yerimiz yok. İnternete “Hafta sonu İstanbul’da nereye gideyim?” diye yazdığımızda Silivri ismi çıkmazdı. Şimdi çıkmaya başladı. Din ve kültür turizmi de var. Ortodoksların ruhani merkezi Silivri’dir. Katolikler, Meryem Ana’ya gider hacı olmak için, Müslümanlar Kabe’ye gider, Ortodokslar da Silivri’ye gelmek zorunda. Ortodoksluğun ruhani merkeziyiz. Ortodoksların son azizi ile son azizesi de Silivri’de. Burayı ruhani merkez haline getirip yıllık 3 milyon turist kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz. Burada 5 bin yıllık yeni bir kurgan bulundu. 7 bin yıl önce kurulmuş tümülüsler, yer altı şehirleri var. Dünyanın en büyük 3’üncü suru olan Anastasia Bizans Surları Silivri’de. Dünyanın en büyük 3’üncü yer altı şehri Silivri’de. Dünyanın en eski kurgan mezarlığı yine Silivri’de bulundu. Açık hava müzesi gibi Silivri. 


Silivri denilince akla Silivri Cezaevi geliyor. Bu algı sizi rahatsız ediyor mu?

Başta rahatsız etti tabi. Önceden Silivri’nin İstanbul’a bağlı olduğunu çok kişi bilmezdi. Reklamın iyisi kötü olmaz babında ilk anda biz tanındık. Tabii demokrasimizin gerçekten yere vurduğu, çok acı günler yaşadığı Ergenekon, Balyoz davalarını burada 200 bin kişiyle izlediğimiz günler oldu. Demokrasinin aldığı yaraları burada gördük. Bir müze haline geldi Silivri. Maltepe, Bayrampaşa gibi değil Silivri Cezaevi. İlçemize 20 kilometre mesafede, izole kapalı. 


İTİBAR SUİKASTI YAPIYORLAR

Kumar oynadığınıza dair iddialar var? 

Asla doğru değil. Bunların hepsi bir itibar suikastından ibaret. Bakın bir restoranda yemek yiyorsunuz, biraz ötenizde de bir gazino var ve aracınız oraya yakın bir yerde park halinde diye biri bunun fotoğrafını çekiyor ve bu çirkin iftirayı atabiliyor. Bir akademisyenim, arşiv uzmanıyım. Ve şimdi de halkının güvenerek iki dönemdir bu yüce makama getirdiği belediye başkanıyım. Böyle bir şey mümkün mü? Ben ne kumarbazım, ne öyle bir bağımlılığım var. Bunlar dik durmanın, ödün vermemenin, onur ile yaşamanın bedeli. Silivri Belediyesi’ni hiçbir yolsuzluğa, hiçbir ranta, hiçbir ihaleye, hiçbir alan yağmasına konu etmezseniz böyle bedeller olur. Esas kumarbaz onlar. Ben tam tersi rant talebiyle Silivri’nin kaderiyle kumar oynayanlara karşı çıkıyorum. 


 Bir yiyecek ihalesini oğlunuzun firmasına verdiğiniz iddia edildi... 

Bakın bu da o büyük yalan Bir köfte konusu var. Bin 375 TL’lik bir fatura, 3.5 yıldır gündeme getiriliyor. Benim oğlumun ne bana ne de belediyeye ihtiyacı var. Ayrıca ben ailemi her zaman makamımın dışında tuttum. Oğlumun ortaklığı olduğu bir işletmede gece çalışan emektarlarımız gidip yemek yemiş. Ne var bunda? Sözde 110 TL’lik mazot faturasını bile oğlum belediyeye kesmiş Bu kadar mı muhtaçmış? 


Peki halk sizden memnun mu? 

Biz burada oyumuzu yükselterek 2’nci dönemi aldık. CHP’nin oyu daha da artacak. Halkımız bölgesini korumak için mücadele eden belediye başkanını korumakta kararlı görünüyor. Benim bu konuda hiç sıkıntım yok. Ben kendimi halka siper ederim, tek mücadelem onlar için.


GIDA BANKASIYLA AİLELERE HİZMET

Eğitim ve sağlıkta nedir durumunuz? 

Silivri’de aile hekimlikleri projesi çökmüş durumda, destek oluyoruz. Yaşlı ve Engelli Koordinasyon Merkezimiz var. Evde bakım hizmetlerini veriyoruz. Evde psikolog, fizyoterapistimiz var. En önemli projemiz gıda bankası. Her ay 3 bin 500 haneye düzenli olarak sade bir paket makarna vermiyoruz, bütün ihtiyacını veriyoruz. Bunu ahlaki bir şekilde dağıtıyor, yapılan yardımı göze sokmuyor, reklam unsuru yapmıyoruz. Okula yeni başlayan çocuklarımız defterini, kitabını, formasını veriyoruz. Kariyer ve istihdam ofisimiz var. Türkiye’nin en önemli sanayi şirketlerinden 426 tanesi burada. 11 bin kişiyi sertifika vererek iş gücüne kattık. İşe soktuğumuz kişilere kursalar, eğitimler veriyor, asgari ücretten daha fazla maaş almasını sağlıyor ve en önemlisi sosyal haklarını da gözetiyoruz.


7 BiN YILLIK SiLiVRi KAMPLARA AYRILMAYACAK

Nasıl bir belediyecilik anlayışınız var? 

Belediyecilik anlayışımız zaman zaman eleştiriye de uğrayabiliyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde MHP’den geldiler, “Türkeş’in heykelini 2 Nisan’da dikebilir miyiz?” dediler. “Tabii buyrun” dedim. Türkeş’in heykelini koydukları yer de Nazım Hikmet’in heykelinin koyulduğu yerin 100 metre ilerisinde. Bunu bazıları çok sert eleştirdi,. Şimdi Nazım ile Türkeş’i yan yana getiren bir belediye başkanı düşünebiliyor musunuz? Türkiye’de buna ihtiyaç var. Silivri’de MHP, HDP, CHP yan yana oturup toplantı yapabiliyoruz. Biz bu barış tablosunu özledik, insanlar hep kamplara ayrılmış. Kendisinden olmayana selam bile vermiyor. Silivri’de bu olmayacak. Ben camiye de giderim, cemaatlere de, cemevine de... Herkes burada benim gözümde eşit. Aslolan hizmet. Oy vermiş, vermemiş diye bakamazsınız. Alparslan Türkeş’in heykelinin yapılmasını da desteklerim. Caminin de, havranın da, kilisenin de tamirini yaparım.

 

Posta