Sinpaş konferans konusuyla nasıl bir mesaj verdi?
Günseli Özen Ocakoğlu bugünkü yazısında Sinpaş'ın 35. yıl kapsamında düzenlediği etkinliklerden söz ediyor
Sinpaş, kuruluşunun 35. yılı nedeniyle yılın başından beri ses getiren etkinlikler yapıyor... Şimdiye değin Julio Iglesias, Michael Bolton ve Gloria Estefan gibi ünlü sanatçıları Türk hayranlarıyla buluşturan kuruluş, bundan böyle dünya liderlerini de Bosphorus Conference's adı altında ülkemize getirecek.
Bu kapsamdaki ilk konferansta da ABD 42. Başkanı ve William J.Clinton Derneği Kurucusu Bill Clinton ile Almanya 7. Başbakanı Gerhard Schröder'i 2 Kasım'da İstanbul'a davet etti. Liderlerin hitabet konusu ise "Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik" olarak seçilmişti.
Heyecan verici iki isim olan Clinton ve Schröder'in söyledikleri yorumlarıyla birlikte daha onlar sahnedeyken ekrana yansıdı. Özellikle Türkiye ile ilgili daha öncekilerden pek de farklı olmayan konuşmalar, iş ve siyasî dünyamızın katıldığı seçkin bir kalabalık dinleyici kitlesinin huzurunda yapıldı. Bu kadar meşgul insanı bir araya toplamak ise Sinpaş'ın ayrı bir başarısı olarak alınabilir. Biz söylenenleri bir yana bırakıp Sinpaş'ın bu konferans aracılığıyla kamuoyuna verdiği mesaja bir bakalım.
Etkinliğin basındaki yansımasını Bill Clinton, Sinpaş İnşaat ve Şansölye Gerhard Schröder üzerinden tek tek ve birlikte Medya Takip Merkezi yaptı. Olayın etkisini bütünüyle görebilmek için de zaman dilimini geniş tuttu. 26 Ekim ile 6 Kasım 2009 tarihleri arasında yapılan basın taramasında Bill Clinton 513, Sinpaş 60 ve Şansölye Schröder 28 kez haber olmuştu. Televizyonlarla internet mecrası ise bu sayılara dahil değildi.
Rakamlara baktığımda Sinpaş'ın 35. yıl etkinlikleri için davet ettiği isimlerin ne kadar doğru olduğunu görebiliyorum. Kendisini "inşaat sektörünün lideri" olarak da tanımlayan Sinpaş, Clinton ve Schröder gibi liderleri seçerek bu iddiasını bir kez daha farklı bir biçimde söylemiş oldu. Peki, anlatılan konu neydi: "Sürdürülebilir başarı için liderlik". Bu başlık bile Sinpaş'ın liderlik iddiasının bir başka tezahürü. İşin toplamına baktığınızda ise Sinpaş'ın başarılı bir konferanstan öte iyi bir halkla ilişkiler faaliyetiyle algı yönetimi yaptığını söyleyebilirim. Pek çok başarılı projeye imza atan Sinpaş, medya mensuplarına, böylesine bir etkinlikle değil de daha mütevazı bir biçimde "35. yılımızdayız" deseydi ne kadar haber olurdu? Ya biz kurumun 35 yıllık olduğunu aklımızda böyle tutabilir miydik? Sinpaş'a nice 35'li yıllar derken, kurumdan beklentileri artırdığını, işinin bundan böyle zor olduğunu ve çıtayı aşağıya çekemeyeceğini belirtmek isterim.
Zaman