Magazin

Siren Ertan evinin kapılarını Harper's Bazaar'a açtı!

Evinin kapılarını Harper’s Bazaar’a açan ünlü tasarımcı Siren Ertan: Benim işim biraz ressamlık, biraz heykeltıraşlık, biraz da psikologluk. İnsanların vücut kusurlarını kamufle edip harikalar yaratmak, beni ekstrem tasarımlar peşinde koşmaktan çok daha fazla heyecanlandırıyor.

Her daim şıklığı ve güzelliğiyle adından söz ettiren ünlü tasarımcı Siren Ertan, evinin kapılarını Harper's Bazaar dergisine açtı. Ertan, kısa süre önce taşındığı Bebek'teki evine adım attığımızda bizi tatlı bir telaş ve büyük bir samimiyetle karşılıyor. Söyleşiye, markası Siren Ertan İstanbul'un doğuşu ve projelerini sorarak başlıyoruz: "Çocukluğumdan beri modaya meraklıyım. Bu yüzden üniversite eğitimi tercihimi de tekstil tasarımından yana yapmış biriyim. Kendi işimi kurmaya çok dirensem de her şey beni bu noktaya itti. Giyim tarzımın, seçimlerimin, kendime tasarladığım giysilerin çok beğenilip talep görmesiyle 13 yıl önce atölyemi ve markamı kurdum. O günden beri Türkiye'nin her yerinden ve bazen de yurt dışından, her yaştan kadını giydiriyorum. Sekiz aydır üzerinde çalıştığım ve Siren Ertan for Damat Ceremony adını taşıyan kadın ve erkek özel smokin koleksiyonum da beni heyecanlandırıyor. İlk kez erkek giyimi üzerinde çalışmak ilginç geliyor. Projelerim bitmiyor. Hayat kaçıyor, ben kovalıyorum."


'İŞTAHIMLA ÜNLÜ BİRİYİM'

Kendi markasını ve atölyesini kurmayı mesleğinin dönüm noktası olarak nitelendiren Ertan, işine aşık olduğunu da ekliyor: "İlk temasta müşterilerinize bir hayal sunarsınız ve son aşamaya kadar da memnuniyetini sağlarsınız. Benim işim biraz ressamlık, biraz heykeltıraşlık, biraz da psikologluk... Ben sabrıyla ünlü biriyim. Bunların yanı sıra bir diğer aşkım daha var. Yaklaşık 20 yıldır sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorum. Hayatımı mümkün olduğunca 'ilgili' ve 'içten' geçirmeye çalışıyorum." Ertan aynı zamanda geçtiğimiz yıl mimar Hakan Helvacıoğlu ile iş birliği yaparak moda ve sosyal sorumluluk projelerinden farklı bir alana da el atmıştı. Ertan kurduğu ortaklıkla artık profesyonel olarak ilgilendiği dekorasyon sürecini ayrı bir heyecanla anlatmaya devam ediyor: "Yaşadığım evleri ve ofisimi dekore ettiğimde çevremden ve otoritelerden övgüler aldım. Bu mekanlar önemli dergilerin kapaklarında bile yer aldı. 2011'de 12 Mimardan 12 Ünlü Evi projesi için teklif geldiğinde birlikte çalışmak için aklıma gelen ilk isim mimar arkadaşım Hakan Helvacıoğlu oldu. O süreci o kadar uyumlu ve keyifli geçirdik ki, bunu ortaklığa taşıdık. Hakan'ın kendi işleri devam ediyor. Ancak ikimizle birden çalışmak isteyen müşteriler olduğunda o dekorasyon projesi için birleşiyoruz." Tasarımlarında zarafetin ve asaletin başrol oynadığını ve ilhamını müşterilerinden aldığını dile getiriyor Ertan ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Bir tasarımcı olarak yarattığım kıyafetlerle kendimi tatmin etmeyi değil, öncelikle müşterilerimi hayatlarında olabilecek en güzel halleriyle göstermeyi hedeflerim, kişiye odaklanırım. Ayrıca vücut kusurlarını kamufle etmek gibi ayrıntılarla uğraşıp harikalar yaratmak, beni ekstrem tasarımlar peşinde koşmaktan çok daha fazla heyecanlandırır. Müşterilerime olan sevgim tasarımlarıma yansır. Tercih ettikleri zevkim ve bana karşı duydukları güvenle ortaya harika işler çıkar. Ayrıca sanatın her dalını ve doğayı severim. Resme, heykele, mimariye sevdalı biri olarak çok gezerim. Geniş bir hat koleksiyorum da var. Kitap ve dergileri değerli bulurum. Görmeyi bilirseniz ilham her yerde." Ünlü tasarımcının kendi gardırobunda şık ayakkabılar, kaliteli çantalar, zamansız vintage ve klasik kıyafetler görüyoruz. Ev dekorasyonunda olduğu gibi eklektik bir yapı var. Bavulu günlük kısa seyahatlere, içinden tarih ve sanat geçen tatillere her an hazır durumda. Kusursuz fiziğini nasıl bir beslenme alışkanlığına borçlu olduğunu da sormayı ihmal etmiyoruz Siren Ertan'a. Yanıtı şöyle oluyor: "Ben iştahıyla ünlü biriyim. Yemek yemeyi çok severim. Ama sofra hazırlamayı, misafir ağırlamayı, yemek masasının etrafında sevdiklerimle, dostlarımla geçirdiğim o uzun saatleri de en az yemek kadar severim. Ancak kadın her zaman sağlıklı beslenmeli, bakımlı ve zarif olmalı."


'UZUN VADELİ PLANLAR YAPMAM'

Ertan gelecek planlarıyla ilgili de şöyle konuşuyor: "Günlük hayatımda planlı biri olmama rağmen uzun vadeyi hiç düşünmüyor olmam beni de çok şaşırtıyor. Hani John Lennon'ın sözü vardır; 'Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir' diye... İşte aynen bu şekilde bakarım hayata ve bu düşünceyi kabul eder, böyle yaşarım. Hayatla ilgili sevdiğim bir başka söz de; 'Gençken bilebilsem, yaşlıyken yapabilsem'dir. Ayrıca başımıza her an gelebilecek üzücü haberleri saymazsak, kendime ve başkalarına faydalı olabildiğim bir günü sevdiklerimle sonlandırmışsam güzel bir gün yaşamışım demektir."


'GÖRÜNTÜNÜZ HİÇ ÇAKTIRMADAN HAYATINIZI ETKİLER'

ÇEKİM sırasında Siren Ertan, kendi tasarımı olan birbirinden güzel elbiseler giyerken ona modanın hayatındaki yerini sorduğumuzda şöyle yanıt veriyor: "Moda hayatımın sadece bir parçası ve hangi alanda olursa olsun tuzu biberidir. Hayatlarımıza renk katar, sektörleri geliştirir ve değişkenliğiyle dünyadaki milyonlarca kişiye istihdam sağlar. Ancak modayla ilgilenirken çok da önemli bir iş yaptığımı düşünmem. Sonuçta bir beyin cerrahı gibi hayat kurtarmıyorum ya da bir öğretmen gibi hayata yön vermiyorum. Ama şu noktaya da dikkat çekmek isterim; dünyada ilk izlenim diye bir şey vardır ve aslında görüntünüz hayatınızı hiç çaktırmadan etkiler."




Sabah