İmar

SİT statülerine bilirkişi itirazı!

Birinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı olan Patara ile Fırnaz Koyu’nda statü değişikliğine, mahkemenin talebi üzerine rapor hazırlayan bilirkişi heyeti itiraz etti. 

Kent ve caretta carettaların olduğu Patara ile Kalkan’a 8 kilometre uzaklıkta bulunan Yeşilköy, Fırnaz Koyu ve çevresinin sit statülerinin değiştiğini ‘Cennet sahillere imar yolu’ haberiyle duyurmuştu. Hürriyet Gazetesi'nden Aysel Alp'in haberine göre; Patara ve Fırnaz’ın koruma statüsü, birinci derece doğal ve arkeolojik sit statüsündeyken, bünyesinde uzmanların çalıştığı söylenirken özel bir şirket tarafından hazırlanan ‘ekolojik temelli bilimsel rapora’ dayanarak değiştirilmişti. Böylece söz konusu bölge, ‘kesin korunacak hassas alan’, ‘nitelikli doğal koruma alanı’, ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ diye farklı bölümlere ayrılırken bazı alanlar ise ‘tanımsız’ bırakılmıştı.

KARAR MAHKEMELİK OLDU

Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası ile Kaş Turizm Tanıtma Derneği bu haber üzerine kararın iptali için çalışmalar düzenledi. Sivil toplum kuruluşları açtıkları davada bu statülerle tarih ve doğa harikası bu yerlerin korunamayacağı, inşaata açılıp betonlaşacağı ifade edilirken ve kararın iptali için 2018 yılı mart ayında Antalya 4. İdare Mahkemesi’nde dava açmışlardı. Mahkeme kararıyla 7 kişilik bilim insanına hazırlatılan 27 Ağustos 2019 tarihli rapor tamamlanarak geçen hafta taraflara gönderildi. 153 sayfalık raporda antik kentin kazılmayan bölümleri ile buralara yapılan kaçak villalara, besi çiftlikleri dikkat edildi. Antik limanın batı tarafının henüz kazılmadığı, inşaat faaliyetlerinin ise bu alanda sürdüğü fotoğraflarla mahkemeye sunuldu. Ayrıca birinci derece sit alanı ilan edilmesi gereken başka yerler olduğu kaydedilirken, tarihi şehrin siluetini bozan inşaatların durdurulması talep edildi.

Raporda çarpıcı diğer tespitler şu şekilde:

GELECEK NESİLLERE SORUMLUYUZ

“Sit alanlarının daraltılması Antik Patara Kenti’nin kazı çalışmalarının geleceğine zarar verecek olması nedeniyle karardan dönülmesi tarihsel bir zorunluluktur. Bu yapıların korunması, gelecek nesillere aktarılması elzem olup geçen zaman içinde tahrip edilmez ise umuyoruz ki, Patara yeni tarihsel yapıları bize vermeye devam edecektir. Belki de Roma dönemine dair, yeni yazıtlar çıkarılacak ve Anadolu’nun Roma dönemine ışık tutacak tarihsel bilgiye katkıda bulunacaklardır. Eşen Çayı zaman zaman taşmaktadır. Bu bölgeyi imara açmak yerine doğal sit alanı olarak kalmasını teminat altına almak hem mal hem de can kaybını önlediği gibi, gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi de gerektirmektedir.

‘DEMOKLES’İN KILICI GİBİ’

Eşençay Havzası, bölge doğası için bir yaşam kaynağı olma özelliğini sürdürmektedir. Hızla ısınmakta olan dünyamızda çölleşme bir tehdit olarak Demokles’in kılıcı gibi tepemizde sallanmaktadır. Doğal yollarla var olan ve Paleolitik dönemden beri varlığını sürdüren bu türde su kaynaklan oldukça değerli olup, kaybedilmemesi gereken bir önemdedir. Eğer ki bu bölgelerin doğal sit alanı olma özelliği ortadan kalkarsa, buralar hızla betonlaşacak ve doğal yaşam da bundan nasibini alacaktır. Eşençay’ın getirdiği alüvyonlarla oluşan birikinti kum ve alüvyonlarla kaplı yeryüzü şekilleri ve bitki örtüsü yukarıdaki resimlerde görülmektedir. Bu bölgeler inşaata açıldığı takdirde, tektoniği çok sağlam olmayan kum ve kaygan zemin afetlere sebep olabileceğinden, arıcılık da yapılmakta olan Eşençay Bölgesi’nin olduğu gibi korunması ve denizden gelebilecek etkilere karşı hızla ağaçlandırılması doğal yaşam için önemlidir.”

PATARA TAHRİP OLUR

Raporda, yine 1. derece doğal sit bölgesiyken, tanımsız bırakılan alanlar belirtilirken, inşaatların Patara’nın tahribine neden olacağı kaydedildi. Fırnaz’da da ulusal güvenlik açısından tehdit yaşanabileceği söylenirken şu ifadeler kullanıldı: “Fırnaz koyuna hâkim stratejik bir konumu bulunan, Akdeniz’i ve adaları dolayısıyla kıta sahanlığımızı çok uzak noktalara kadar açık denizi görebilen bir arazi olan bu yer, ulusal ve stratejik güvenliğimizde risk yaratmasının yanı sıra doğasının canlı, bitki ve flora- fauna ve habitatı açısından ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ olarak değerlendirilmelidir.”

Bilirkişi heyetinin, özel şirketin bir yılda hazırladığı kaydedilen raporla ilgili şu ifadeler kullanıldı:

“Sit kapsamından çıkarılan alanların genelinde sit şartlarının devam ettiği kanaatine varılmıştır. Keşif günü sahada 1 gün süre ile yapılan flora ve fauna çalışmasında 1 yılı aşkın süredir yapılan ‘Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi’ içeriğinde yer alandan çok daha fazla tür tespiti yapılmıştır. Bu durumda daha önce yapılmış olan ve bakanlığa sunulan ‘Sonuç Raporu’nun teknik olarak yetersiz olduğu kanısına varılmaktadır.”