SOM en yaratıcı mimarlık şirketi seçildi
ABD'de yayınlanan Fast Company dergisinin mart sayısında Mustafa Kemal Abadan'ın ortağı olduğu Skidmore, Owings & Merrill (SOM), mimarlık kategorisinde en yaratıcı şirket oldu
Geçtiğimiz yıl hayal gücümüzü oldukça meşgul eden ikonik binalar tasarlandı. İkisi de Pekin'de bulunan Herzog & de Meuron'un "Birds' Nest" (Kuş Yuvası) adlı olimpik stadyumu, ve Rem Koolhaas'ın CCTV için tasarladığı idare binası bunlar arasında. Şaşırtıcı tasarımlara imza atmak isteyen mimarların sayısı çok olsa da, genel kanı hiçbir mimarlık şirketinin SOM'un saygıdeğer büyüklüğüne ulaşamadığı yönünde. AIA'nın (American Institute of Architects) New York şubesi yöneticisi ve Uluslararası Mimarlık Ödülleri jüri üyesi Rick Bell, "SOM yerel düşünme ve küresel tasarımlar yapabilme yeteneğine sahip," yorumunu yapıyor. Şu an dünya genelinde yaklaşık 1.320 projesi yapım aşamasında olan şirket, şık merkez ve idare binalarıyla tanınıyor. Dünyanın en yüksek binası, en "yeşil" gökdeleni gibi mimarlık dünyasının birçok "en"ine sahip olan ofis, büyük ve yaratıcı bir ticari güç olarak tanımlanıyor. Gümüş LEED Ödülü sahibi U.S. Census Bureau ve California'daki Cathedral of Christ the Light'ın tasarımı da SOM'a ait. Şirket, Orta Doğu ve Çin'de yoğunlaşan çalışmalarıyla 2008 yılında 54 ödül kazandı. Ofisin projelerinin yoğunlaştığı 54 kentten 5 örnek, şu şekilde sıralanıyor: Oakland, California'daki Cathedral of Christ the Light, Eylül 2008'de tamamlandı. "Kullanıcıyı ruhani anlamda canlandıracak ve bin yılda bir gerçekleşecek şiddette bir depreme dayanacak bir mekan yaratmak", katedral tasarımının çıkış noktasını oluşturuyor. Tapınağın vesica piscis1 formundaki ayak izini oluşturan dairelerin, iç içe kenetlenerek Hristiyanlık'ın antik bir sembolünü yeniden canlandırması amaçlanmış. Göknar biçimindeki iç duvarlar ise sismik hareketlenme sırasında bükülebilecek şekilde tasarlanmış.
Katar'ın başkenti Doha'da bulunan Oil Company Headquarters ise, 2011'de tamamlanması beklenen bir diğer proje. Geleneksel Arap pazar yerlerini, yaklaşık 399.483 metrekarelik dev bir ölçekte yeniden yorumlamayı hedefleyen binanın tasarımında, zeminde içbükey, tepede ise dışbükey kıvrımlara sahip dalgalı beton yapraklar, maruz kalınan sıcaklığı düzenliyor ve gölge oluşmasını sağlıyor.
Dikkat çeken projelerden biri ise Çin'in Guangzhou kentindeki Pearl River Tower. Enerji konusunda dünyanın en verimli gökdeleni olma iddiasını taşıyan binanın özel olarak biçimlendirilmiş kütlesi, rüzgarı zemindeki mekanik açıklıklara yönlendirerek, oradaki türbinlerin çalışmasını ve enerji üretilmesini sağlıyor. Projenin, 2010 yılında tamamlanması öngörülüyor.
Kuveyt Emirliği'nin başkenti Kuveyt'te bulunan Al Hamra Tower da 2010'da tamamlanacak. Maksimum seyir imkanının ve minimum ısınma oranının hedeflendiği binada, katların zemin kaplamaları, güney tarafında oyulmuş olarak karşımıza çıkıyor. Böylece zemin, kule yükseldikçe batıdan doğuya doğru kıvrılıyor ve bu, yapıya bükülmüş bir şerit formu kazandırıyor.
Şirketin Dubai'deki Burj Dubai kulesi ise bu yıl tamamlanacak. Dünyanın en yüksek binası olma özelliğine sahip olan Burj Dubai'nin gerçek yüksekliği bir sır gibi gizleniyor, ancak 707 metreyi geçeceği biliniyor. Yerel çöl bitki örtüsünden esinlenilerek tasarlanan kule, İslam mimarisinin karakteristik şablonlarını da barındırıyor.
GazeteParc