Sektörel

Son 45 yılın en düşük enflasyonu gerçekleşebilir!

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "İndirim süreci boyunca temkinli yaklaşımımızı korumamız halinde 2015 sonunda son 45 yılın en düşük yıl sonu enflasyonunu gerçekleştirmemiz mümkün görünüyor" ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun 2015 sonunda, orta noktası yüzde 5,5 olmak üzere yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 aralığında, 2016 yılında ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,2 ile yüzde 6,8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi. 


Başçı, yılın ilk enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında enflasyon tahminlerini açıkladı. 


Orta vadeli tahminlerini oluştururken, enflasyon görünümünde sağlanan iyileşmenin kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım sergileyeceklerini dile getiren Başçı, getiri eğrisini yataya yakın tutarak para politikasındaki sıkı duruşu sürdürecekleri bir çerçeveyi esas aldıklarını bildirdi.


Alınan makro ihtiyati tedbirlerin de katkısıyla yıllık kredi büyüme oranının geldiği makul seviyelerde istikrar kazanacağı bir çerçeveyi esas aldıklarını da belirten Başçı, şunları kaydetti:


"Bu çerçevede enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2015 yılı sonunda yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 aralığında, orta noktası yüzde 5,5, 2016 yılı sonunda ise yüzde 3,2 ile yüzde 6,8 aralığında, orta noktası yüzde 5 gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörüyoruz. Sonuç olarak, ekim enflasyon raporunda yüzde 6,1 olan 2015 yıl sonu enflasyon tahminimizi, 0,6 puan aşağı yönlü güncelleyerek, yüzde 5,5'e çektik." 


Bu güncellemenin, petrol fiyatlarından kaynaklandığını belirten Başçı, 2014 yılına göre enflasyonda bekledikleri belirgin düşüşte, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam edeceğine ve gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına döneceğine dair öngörüleri ile gerileyen petrol fiyatlarının belirleyici olduğunu bildirdi. Başçı, enflasyonun 2015 yılı içindeki seyrinde ise baz etkilerinin belirleyici olacağını ifade etti. 


Ağustos ayına kadar baz etkilerinin yıllık enflasyonu düşürücü yönde, yılın geri kalanında ise artırıcı yönde olacağını tahmin ettiklerini aktaran Başçı, "Bu çerçevede yıllık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğine kadar düşüşünü sürdüreceğini, son çeyrekte ise baz etkisiyle bir miktar yükselerek yüzde 5,5 seviyesine geleceğini öngörüyoruz" diye konuştu.


"Enflasyonda düşüş eğilimi hız kazanacak"


Başçı, para politikasında temkinli bir yaklaşım sergilediklerini söyledi.


Bu yaklaşımın olumlu sonuçlarını almaya başladıklarını ifade eden Başçı, "Enflasyondaki düşüş eğilimi bu aydan itibaren hız kazanacaktır. O nedenle faiz indirim sürecini de ocak ayından itibaren başlattık. İndirim süreci boyunca da temkinli yaklaşımımızı korumamız halinde 2015 sonunda son 45 yılın en düşük enflasyonunu gerçekleştirmemiz mümkün görünüyor" diye konuştu.


Küresel iktisadi görünüm hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başçı, geçen yılın son çeyreğinde küresel para politikalarındaki ayrışmaların devam etmesi ve normalleşme sürecine dair belirsizliklerin sürmesi sonucunda finans piyasalarında oynaklık artışları gözlemlediklerini söyledi.


Başçı, bu çerçevede gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının dalgalı bir seyir izlediğini belirterek, söz konusu ülkelerin kurlarında oynaklıkların arttığını ifade etti. Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyet görünümünün bozulmasının sürmesiyle, arz yönlü faktörlerinin etkisiyle petrol fiyatlarında sert düşüşler yaşandığını anımsatan Başçı, bu gelişmeler sonucunda özellikle enerji ihracatçısı gelişmekte olan ülkelerde önemli dalgalanmaların meydana geldiğine işaret etti.


Genel olarak para politikası belirsizlikleri, iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve petrol fiyatları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin risk primlerinin dalgalı bir seyir izlediğini belirten Başçı, bu oynaklığın Türkiye ekonomisini de etkilediğini kaydetti.


"Büyüme oranında kademeli artış bekliyoruz"


Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki düşüşün temelde enflasyon ve dış denge açısından ekonomiyi olumlu etkileyecek olması ve para politikasındaki sıkı duruşlarının, küresel oynaklıkların Türkiye'ye olumsuz yansımalarını sınırladığını anlatan Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:


"2014 yılı ilk çeyreğinden sonra büyümede bir miktar ivme kaybı yaşadık. Gözlemlediğimiz bu yavaşlamada olumsuz hava koşulları nedeniyle gerileyen tarım hasılasının yanı sıra jeopolitik gelişmelerden dolayı ihracatta gözlenen yavaşlama etkili oldu. Son çeyreğe dair yakından takip ettiğimiz göstergeler dış talebin zayıf seyri nedeniyle yıllık büyümenin ılım seyretmeye devam ettiğini gösteriyor. Bu yıl ise iç talebin daha fazla katkı vermeye başlamasıyla büyüme oranında kademeli artışlar bekliyoruz."


Para politikasındaki sıkı duruş ve makro ihtiyati tedbirlerin geçen yılın son çeyreğinde devam ettiğini ve çekirdek enflasyon eğilimlerinin hedeflerine uyumlu seviyelere yaklaştığını gördüklerini anlatan Başçı, ayrıca gerileyen petrol fiyatlarının enflasyondaki düşüş sürecini desteklemesiyle enflasyon beklentilerinde belirgin bir iyileşme yaşandığını söyledi.


"Enflasyonda kayda değer düşüş süreci yaşanacak"


"2015 yılında birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesinin, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve gerileyen petrol fiyatlarının katkılarıyla enflasyonda kayda değer bir düşüş süreci yaşanacağını öngörüyoruz" ifadesini kullanan Başçı, bu çerçevede enflasyonun yüzde 5 olan hedefle uyumlu seviyelere yaklaşacağını tahmin ettiklerini bildirdi. 


Geçen yıl sıkı para politikasını sürdürdüklerini ve bunu sıkı likidite politikası ile desteklediklerini belirten Başçı, bu çerçevede Borsa İstanbul gecelik repo faizlerini ekim ayından bu yana faiz koridorunun üst bandına yakın bir seviyede tuttuklarını kaydetti. 


Başçı, 2014 başından bu yana olduğu gibi yılın son çeyreğinde de Merkez Bankası fonlamasını, ağırlıklı olarak, bir hafta vadeli repo ihaleleriyle sağladıklarını hatırlatarak, buna bağlı olarak Merkez Bankası ağırlıklı ortalama fonlama faizinin bir haftalık repo ihale faizine yakın seviyelerde seyrettiğini söyledi.


Bu ay bir hafta vadeli repo faizini "ölçülü bir adımla" yüzde 8,25'ten yüzde 7,75'e indirdiklerini ifade eden Başçı, Para Politikası Kurulu (PPK) kararında enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım izleyeceklerini belirttiklerini kaydetti.


Geçen ay düzenledikleri toplantıyla 2015 yılında uygulayacakları para ve kur politikasının ana çerçevesini paylaştıklarını anımsatan Başçı, toplantıda makro finansal riskleri sınırlamaya ve basiretli borçlanmayı desteklemeye yönelik yeni makro ihtiyati politikaları açıkladıklarını dile getirdi. Başçı, bu önlemlerin basiretli borçlanmayı destekleyerek makro finansal riskleri sınırlayacağını ve dengeli büyümeye katkı sağlayacağını değerlendirdiklerini bildirdi.


Kredi artış hızları


Finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin artış hızlarının alınan makro ihtiyati önlemlerle sıkı para politikası duruşu neticesinde makul seyir izlemeye devam ettiğini ifade eden Başçı,  Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yürürlüğe konulan uygulamaların katkısıyla tüketici kredilerinin geçmiş yıllara kıyasla daha yavaş büyürken ticari kredilerin daha yüksek oranda arttığının görüldüğünü söyledi.


Bankacılık sisteminin şu anda aşırı tüketimin finansmanından, üretimin finansmanına doğru fonları kanalize etmeye başladığını anlatan Başçı, mevcut finansal koşulların ve kredi eğilim anketi sonuçlarının 2015 yılının ilk çeyreğinde ticari ve tüketici kredilerinde talep ve arz koşullarına ilişkin önemli bir değişim beklenmediğine işaret ettiğini kaydetti. Kredilerde mevcut eğilimlerin önümüzdeki dönemde de süreceğini öngördüklerini dile getiren Başçı, kredi büyümesinin makul seviyelerde kalmasının orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlamaya devam ederken, diğer yandan cari işlemler dengesindeki düzelmeyi destekleyeceğini bildirdi. 


Geçen yılın dördüncü çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonun bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 0,7 puan azalarak, yüzde 8,17'ye gerilerken Ekim Enflasyon Raporu öngörüsünün altında gerçekleştiğini belirten Başçı, şöyle konuştu:


"Bu dönemde yıllık enflasyon alt gruplar genelinde azalırken en belirgin yavaşlama uluslararası petrol fiyatlarındaki keskin düşüşe bağlı olarak enerji grubunda oldu. Gıda grubu ise enflasyona en yüksek katkı yapan bileşen olmaya devam etti. Temel mal grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir oranda gerilerken, ana eğilimde yılın ikinci çeyreğinden itibaren kaydedilen iyileşme durakladı. Buna karşılık, petrol fiyatlarındaki düşüşlerin akaryakıt ile bağlantısı güçlü hizmet grupları üzerindeki etkilerini belirgin biçimde hissettik ve hizmet enflasyonu ana eğiliminde kayda değer bir iyileşme gördük."


Alınan makro ihtiyati önlemler ve para politikasındaki sıkı duruşun, çekirdek enflasyon eğilimini olumlu etkilemeye devam ettiğine dikkati çeken Başçı, 2014 yıl sonu itibarıyla çekirdek enflasyon eğiliminin yüzde 5'e yaklaştığını söyledi. Yakın dönemde enflasyon dinamiklerini etkileyen en önemli gelişmenin ise petrol fiyatlarında yaşanan belirgin düşüş olduğunu ifade eden Başçı, "Bu düşüş doğrultusunda, enerji grubunun yıllık enflasyonu önemli oranda azaldı ve yıl sonunda sıfırın altına geriledi. Düşen petrol fiyatları kaynaklı olumlu maliyet gelişmeleri aynı zamanda çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeye katkı yapıyor dolaylı olarak" dedi. 


Yılın son çeyreğinde enflasyon üzerinde petrol fiyatlarının düşüş yönlü etkisini açık biçimde gözlemlediklerini bildiren Başçı, "Enflasyon beklentilerinde uzunca bir sürenin ardından belirgin bir iyileşme yaşanırken petrol fiyatlarının genel enflasyon düzeyine olumlu etkisi başta hizmetler olmak üzere birçok alt gruba olumlu yansıdı. Enflasyona düşüş yönünde katkı yapmakta olan uluslararası fiyat gelişmelerinin yanında döviz kurunun birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasının, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve para politikasında sürdürdüğümüz sıkı duruşun enflasyondaki düşüş eğilimini önümüzdeki dönemde de destekleyeceğini değerlendiriyoruz" diye konuştu.


"İlk çeyrekte tüketici enflasyonunda belirgin iyileşme olacağını öngördük"


Başçı, özellikle yılın ilk çeyreğinde tüketici enflasyonunda belirgin bir iyileşme olacağını ve enflasyonun yılın ortalarında hedefle uyumlu seviyelere gerileyeceğini öngördüklerini dile getirdi.


2014 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyetin, Ekim Enflasyon Raporu'nda ortaya konulan görünüme kıyasla daha zayıf gerçekleştiğini belirten Başçı, GSYİH'nin üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 1,7 artarken, bir önceki çeyreğe göre büyümenin yüzde 0,4 ile sınırlı kaldığını söyledi.


Milli gelir bileşenlerinin üretim yönünden incelediğinde, olumsuz hava koşulları nedeniyle tarım katma değerinde yaşanan daralmanın milli gelirin düşük oranlı büyümesinde önemli bir faktör olduğunu anlatan Başçı, harcamalar yönünden ise üçüncü çeyrekte nihai yurt içi talebin ilk yarıdaki düşüşünü telafi ederek, 2013 yılı son çeyrek seviyesinin bir miktar üzerine çıktığını kaydetti.


Özel tüketim harcamalarında iki çeyrek aranın ardından görülen güçlü toparlanma ve uzun süredir zayıf seyreden özel kesim yatırımlarının makine teçhizat yatırımları kaynaklı artmasının dönemlik büyümeyi desteklediğini ifade eden Başçı, ihracatın göreli olarak zayıf seyrinin bu dönemde büyümeyi sınırlayıcı rol oynadığını bildirdi. 


2014 yılı Ekim-Kasım döneminde önceki çeyrek ortalamasının altında olan sanayi üretiminin, aralık Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ve İktisadi Yönelim Anketi (İYA) göstergelerinin gerilemesiyle uyumlu olarak, yılın son çeyreğinde dönemlik bazda azalabileceğini düşündüklerini bildiren Başçı, 2014 yılının son çeyreğine dair verilerin tüketim talebinin bir önceki çeyreğe göre artış gösterdiğine, makine-teçhizat yatırımlarında ılımlı bir seyre, inşaat yatırımlarında da toparlanmaya işaret ettiğini kaydetti.


"İç talepteki toparlanma ılımlı şekilde devam edecek"


Yılın son çeyreğinde iç talepteki toparlanmanın ılımlı şekilde devam edeceğini tahmin ettiklerini belirten Başçı, "Dış talep ise Avrupa ekonomisinde gözlenen yavaşlama ve çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeler nedenleriyle zayıf seyrini koruyor. Zayıf dış talep ihracat büyümesini sınırlandırırken, ihracat büyümesinin ithalat büyümesi üzerinde devam etmesi ekonomideki dengelenme sürecini destekliyor. Ayrıca düşen petrol fiyatları ithalat bedellerini azaltarak cari dengeye olumlu katkı veriyor" değerlendirmesinde bulundu.


Bu yıl iç talebin ılımlı şekilde toparlanmasını, dış talebin ise zayıf seyrini korumasını beklediklerini ifade eden Başçı, hava ve yağış koşullarına bağlı olarak tarım katma değerinde beklenen düzeltmenin büyümeyi destekleyecek faktör olacağını söyledi.


Dış talep koşullarının büyüme üzerinde aşağı yönlü risk unsuru olarak önemini koruduğunu vurgulayan Başçı, "Bu çerçevede, 2015 yılında talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecini destekleyeceğini değerlendiriyoruz. Büyüme kompozisyonunun yurt içi nihai talep lehine değişmesini beklememize rağmen, dış ticaret hadlerindeki iyileşme ve makro ihtiyati tedbirlerin katkılarıyla cari açıktaki iyileşmenin sürmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.


Enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının önemli rol oynadığına dikkati çeken Başçı, 2014 yılı son çeyreğinde petrol ve ithalat fiyatları görünümünün Ekim Enflasyon Raporu'nda öngörülen patikanın oldukça altında gerçekleştiğini, bu nedenle ortalama petrol ve ithalat fiyatları varsayımlarını önemli ölçüde aşağı yönlü şekilde güncellediklerini anlattı. Bu gelişmelerin doğrudan ve dolaylı etkileri neticesinde, bir önceki rapora göre 2015 yıl sonu enflasyon tahmininde aşağı yönlü 0,6 puan güncelleme yaptıklarına işaret eden Başçı, şunları kaydetti:


"Gıda fiyatlarında 2015 yıl sonu enflasyon varsayımımızı ise yüzde 9 olarak koruduk. Orta vadeli tahminlerimizi üretirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmalarıyla uyumlu olacağı bir görünümü esas aldık. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2015- 2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel aldık. Bu çerçevede, dönem boyunca sıkı bir maliye politikası duruşu sergileneceğini ve faiz dışı harcamaların milli gelire oranının kademeli olarak azalacağını varsaydık."


AA