Köşe yazıları

Sosyal konutlarda kitle üretimine geçilmeli!

Rizeninsesinet köşe yazarlarından Mustafa Semih Arıcı bugünkü köşe yazısında konut fiyatlarındaki artışa karşı yapılacakları kaleme aldı. 

Rizeninsesinet köşe yazarı Mustafa Semih Arıcı bugün kaleme aldığı "YENİ KONUT KAF DAĞININ ARDINDA" başlıklı yazısında yeni konut fiyatlarının yarattığı sorunları be çözümlerini ele aldı. 

Son yaşanan yaşanmakta olan çılgın fiyat artışlarından sonra bırakın dar gelirlileri, orta halli insanların bile yeni konut alabilmesi hayal haline geldi. Özellikle İstanbul, İzmir ve Bursa gibi deprem fay hatlarına yakın illerimizde çürük binaların, yıkılmaya aday mahallelerin kentsel dönüşümüyle, hak sahiplerinin yeni konut sahibi olması büyük önem taşıyor. Mesela, deprem riski açısından en öncelikli kent olan İstanbul’da konutların büyük çoğunluğu 1999 öncesi inşa edilmiş olup, kesinlikle şiddetli bir depreme ( Richter Ölçeği 7 ve üstü) karşı dayanıksızdırlar. Bunun da onbinlerce ölü ve en az bir milyon evsiz gibi ürkünç bir anlamı var.

TOKİ ve KİPTAŞ gibi kamu inşaat kurumlarının da ekonomik krize bağlı olarak üretimlerini en aza indirmesiyle beraber, meydan rantı önceleyen müteahhitlere kaldı. Mesela, Kadıköy Fikirtepe gibi birinci öncelikli bir kentsel dönüşüm bölgesinde  E-5’e cepheli yerleri imar edip, arkaları yüzüstü bıraktılar. Çünkü arkalarda o kadar rant yok. En azından alıcıların gözü E-5’ten çok daha net görüyor. Üstelik 3+1 standart daire fiyatları da 1,5 milyon TL.nin üzerine çıkmış durumda. Konut kredisi faiz oranları yüzde 1.10’lara düşse bile bunlardan satın alabilmek herkesin harcı değil.

Aslında müteahhitlere de hak vermemek elde değil. Merkezi bölgelerde arsa maliyeti inanılmaz boyutlarda. Böyle olunca da kentsel dönüşüm alanlarına alabildiğine çok katlı bina yığıp durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Koşuyolu’nda bizim siteye yakın yeni yapılan bir projede, önceden iki blok ve  30 daire varken, müteahhit şimdi tam üç blok ve 68 daire yapmış. Tabii gram yeşil alan kalmamış. Fiyatları da 2+1’ler 2,5 milyondan başlıyor.

Büyük şehirler böyle de Rize gibi nispeten küçük şehirler çok mu farklı? Çok yakın zamanlarda 250 - 300 bine satılan standart 3+1 sıfır daireler 700 binlere ulaşmış, milyona doğru gidiyor. Üstelik o eski “Şirin Rize”  markasının canına okurcasına modern şehircilik açısından nice yanlışlar yapılmasına rağmen.

Yine yakın zamanlara kadar üç katlı evlerin nadir olduğu köylerde artık 7-8 katlı binalar yapılıyor. Ancak inşaat maliyetlerinin geldiği bu noktada buralarda da sıkıntı başlayacak gibi. Başka bir istenmeyen gelişme de belli bir yapım standartına erişen yapıların eskiden olduğu gibi gecekonduvari yapılacağı. Zira füze gibi yükselen inşaat malzemesi fiyatlarına ulaşmak mümkün değil. Mesela granit seramik yerine eski çini taş geri gelebilir. Parke yerine de halıfleks veya marley! Ya da Çinli firmaları Türkiye’ye davet ederek, çok ucuza üretip, birkaç haftada tamamladıkları dev siteleri burada da gerçekleştirmelerini istemek gerekecek.

Bu ahval ve şerait içinde tek ümit TOKİ…Tüm yurt sathında yeni arsalar üretilip, lüks değil maliyeti düşük ancak sağlam sosyal konutlar da kitle üretimine geçilmesini bekliyoruz.


5 büyük kentte konut fiyatları bir yılda ne kadar arttı?