Sulukule'ye kentsel dönüşüm yaramadı mı?
Sakinlerinin renkli kültürüyle akıllarda yer etmiş Sulukule'de bugün sessiz sokaklar, çoğunlukla boş evler var. Kentsel Dönüşüm Projesi sonucunda gerçekleşen bu değişim sonucunda semt kimliğini yitirmiş.
Asayiş sorunu, deprem riski gibi gerekçelerle kentsel dönüşüme tabi tutulan Sulukule’de, mahkemenin aleyhte kararlarına rağmen 2006’da yıkımlar başladı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin yıkımdan 6 yıl sonraki proje iptal kararı ve Nisan 2014’te Danıştay 4. Dairesi’nin bu kararı onaması dönüşüm sürecine etki etmedi. Proje sürecinde belirtilen Roman ailelerin yine burada yaşayacağı vaadiyse gerçekleşmedi. Sokaklarında hala inşaat ve yol çalışmalarının sürdüğü semte, savaştan kaçıp Türkiye ’ye yerleşen Suriyeli mülteciler yerleşti. Kentsel dönüşümün sonuçlarını gözlemlemek üzere bir günümüzü Sulukule’de geçirdik.
Kentsel dönüşüm kapsamında yenilenen Sulukule evlerinin çoğu hala sahiplerini bekliyor, kiralık – satılık ilanları, perdesiz daireler çoğunlukta. Site kısmı bir alt sokağındaki gecekondular ve mozaik binalardan jiletli teller, demir kapılar ve güvenlik kameraları ile ayrılıyor. Bu kısımda roman ailelere rastlayamıyoruz. Kimliği değişen mahallenin yeni sakinleri Suriyeli mülteciler. Ulaştığımız bir gayrimenkul bürosunda Türkçe konuşan kimsenin olmayışı ve bir diğer büroda duyduğumuz “Burada yaşayanlar Suriyeli nezih aileler” cümlesi de bunu doğrular nitelikte. Mültecilerin gelmesi ile kiralar yüzde yüz artmış.
1700 – 2000 TL arası değişen kiralık dairlerde mülteciler birkaç aile birlikte yaşıyor. Sitenin aşağısındaki Çalı Çıkmazında görüştüğümüz roman ailelerin söylediğine göre bu evlerde Suriyeli mülteciler 3-4 aile birlikte kalıyorlar. Yerli halk da kira artışlarını savaş nedeniyle İstanbul’a yerleşen Suriyelilere bağlıyor. Asayiş sorununda ise değişen bir şey yok. Bonzai satışları ve hırsızlık Sulukule’nin başlıca problemleri. Gayrimenkul danışmanlarının belirttiğine göre geçtiğimiz aylarda takılan güvenlik kameraları ile asayiş sorunu çözülmüş. Daha önce basına yansıdığı gibi belediye tarafından getirilen demir kapıları açık bırakma zorunluluğu ise tasarlanan güvenlik ortamının oluşmasına engel oluyor.
Radikal