Sümela Manastırı ve Trabzon Ayasofya Camii açıldı!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sümela Manastırı 2. Etap Açılış Töreni ve Trabzon Ayasofya Camii Restorasyon Sonrası Açılış Töreni'ne video konferansla katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferansla katıldığı Sümela Manastırı 2. Etap Açılış Töreni ve Trabzon Ayasofya Camii Restorasyon Sonrası Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, dün yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından açıkladıkları fındık fiyatlarına ilişkin kararın, fındık şehirlerine hayırlı olmasını temenni etti.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; Restorasyonları tamamlanan Sümela Manastırı ile Ortahisar Ayasofya Camii'nin Trabzon'a ve ülkeye hayırlı olması için iyi dileklerde bulunan Erdoğan, dünya mirasının en önemli eserlerini bünyesine alan Anadolu'nun bu iki güzelliğinin, yeniden insanlığın hizmetine sunulmasında emeği geçenleri, başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy olmak üzere tebriklerini iletti.
Yamaçlarda nasıl çalışıldığını herkesin gördüğünden bahseden Erdoğan, çalışmaların, bütün zorluklara ve tehdit edici unsurlara rağmen yapıldığını kaydetti.
Sümela Manastırı'nın, ülkenin tanıtımının önemli sembollerinden biri olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, yaklaşık 1600 yıllık mazisi olan bu eserin, ecdadın bölgeye yerleşmesi ve tümüyle fethi sonrasında korunup bugünlere geldiğini açıkladı.
- "Ülkemizin her değeri gibi bu esere de biz sahip çıktık"
Kayalara oyulmuş bir dizi yapı üzerinden meydana gelen Sümela Manastırı'nda bölgeye hakim tüm medeniyetlerin izlerini görmenin mümkün olduğundan bahseden Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu eser en parlak dönemlerini 19. yüzyılda yaşamış, Rus işgalinin ardından ise boşaltılarak mahzun kalmıştır. Maalesef bu güzel yapıdaki eserlerin bir kısmı 1930'lu yıllarda Yunanistan'a götürülmüştür. Ülkemizin her değeri gibi bu esere de biz sahip çıktık. Altındere Vadisi'nin gerdanlığı olarak nitelenen bu güzel eseri yeniden dünya kültür mirasına kazandırmak için uzun yıllardır çalışmalar yürütüyoruz. Daha önce çevresini, su kemerlerini ve manastıra çıkan merpenleri kullanılabilir hale biz getirmiştik. Bugün manastırın üzerinde bulunduğu kaya yüzeylerinin iyileştirilmesi ağırlıklı restorasyonların bir bölümünün daha açılışını yapıyoruz Türkiye'nin toprakları üzerindeki her türlü medeniyet mirasına nasıl sahip çıktığının, koruduğunu, güzelleştirdiğinin somut bir örneği olan bu çalışmayı ülkemizi eleştirenlerin dikkatine sunuyoruz. Eğer biz iddia veya ima edildiği gibi diğer inançların sembollerini hedef alan bir millet olsaydık, beş asırdır elimizde olan bu manastırın yerinde şu anda yeller eserdi."
- "Teşekkürü hak ettiğimize inanıyoruz"
Aynı durumun Anadolu'nun dört bir yanındaki benzer eserler için de geçerli olduğundan bahseden Erdoğan, hiçbir zaman yıkmanın, imhanın, yok etmenin peşinde olmadıklarını, tam tersine hep inşanın, ihyanın peşinde koştuklarından bahsetti.
"Osmanlı'nın daha bir asır önce çekildiği coğrafyalarda tam anlamıyla bir kültürel soykırım yaşandı'' diye konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Ecdat yadigarı eserlerin kahir ekseriyeti ya yıkıldı ya yakıldı ya da yok olmaya mahkum edildi. Balkanlar'da bir asır önce 300 cami ile bıraktığımız bir şehirde bugün her nasılsa ayakta kalabilmiş tek bir caminin kalmış olması, kimin nerede durduğunun ispatıdır. Tarihi eserleri koruma noktasında Batılı hiçbir devletin Türkiye'ye söz söyleme, bizi eleştirme hakkı yoktur Ayasofya'yı 1453 yılında dönüştürüldü haliyle cami olarak yeniden hizmete açmamız rahatsızlık sebebi olmamalıdır. Tam tersine bu ulu mabede sahip çıktığımız, koruduğumuz, yaşattığımız için teşekkürü hak ettiğimize inanıyoruz. Bugün hizmete açacağımız Ortahisar Ayasofya Camii için de aynı durum geçerlidir. Yaklaşık 750 yıllık bir geçmişi olan bu eser, ecdadın elinde daha da güzelleşecek günümüze ulaşmıştır. Ortahisar Ayasofya Camii tarihi boyunca sadece bir asır önceki kısa süreli Rus işgali sırasında depo haline dönüştürülerek mabet vasfına aykırı şekilde kullanılmıştır. Yalnızca bu örnek dahi kimlerin tarihi eserlere ve mabetlere saygılı kimlerin de hoyrat ve yıkıcı davrandığını göstermeye kafidir."
Erdoğan, bahçe duvarlarından tavanlarına kadar yenilenen Ortahisar Ayasofya Camii'ni yine kadim ve kucaklayıcı medeniyet anlayışının sembollerinden biri olarak hizmete açtıklarından bahsetti.
"Bu töreni yarım bin yıldır cami olarak hizmet veren bu eserin kılına bile dokunmayan ecdadın hoşgörü ve sevgi ikliminden nasibini alamayanlara ithaf ediyoruz." diye konuşan Erdoğan, İstanbul'daki Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin açılışının ülkede ve dünyada hakka ve hukuka saygılı olanlar ile zihni ve kalbi kararmış olanları ayıran bir turnusol kağıdı işlevi gördüğünen bahsetti.
- "Ne yaparlarsa yapsınlar artık yolun sonu görünüyor
Türk milletinin Anadolu'daki 1000 yıllık varlığını kabul edemeyenlerin Ayasofya bahanesiyle bir kez daha kinlerini kustuklarını, milletin değerlerini ve kültürüne husumet duyanların yine Ayasofya üzerinden gerçek niyetlerini ortaya koyduklarını söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu kesimlerin Sümela Manastırı ve Ortahisar Ayasofya Camii konusunda diyecekleri de bellidir. Bunlar için ne tarihin ne kültürün bir kıymeti vardır. Türk milletine ve İslam dinine düşmanlıklarını açıkça dile getiremedikleri için bu tür konular üzerinden kendilerini konumlandırılıyorlar. Halbuki böyle dolaylı yollara hiç gerek yok. Milletimiz de tüm insanlıkta kimin nerede durduğunu gayet iyi biliyor. Biz bu hakikatleri Birleşmiş Milletler kürsüsünden dünyadaki 200'e yakın ülkenin temsilcilerinin gözlerinin içine baka baka zaten söyledik, söylüyoruz. Özellikle Batılı ülkelerin dünyanın kalanının kanı, gözyaşı, acısı, sömürüsü üzerine kurulu refah düzeninin sonunun geldiğini açıkça ifade ediyoruz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan değişim sancılarını yeni ve kutlu bir doğumun habercisi olarak gördüğümüzü belirtiyoruz.
Salgın dönemindeki gelişmelerin bu gerçeği, inkarı ve dönüşü mümkün olmayan bir şekilde ortaya koyduğuna inanıyoruz. Karşımızdakilerden de bu kadar açık bu kadar berrak bu kadar delikanlıca bir duruş bekliyoruz. Maalesef sürekli bel altı vurarak kazanım elde etmeye alışmış olanlar içeride ve dışarıda aynı sinsilikle yollarına devam ediyorlar. İnsanlara iftira atarak, vatandaşlarımızı kışkırtarak milletin değerlerini olan düşmanlıklarını gizlemeye çalışıyorlar ama ne yaparlarsa yapsınlar artık yolun sonu görünüyor."