Sur'da kentsel dönüşüm başlayacak mı?
Sur çok özel bir yer. Tarihi mimarisinden geriye neredeyse hiç sivil örnek kalmamış olsa da sit alanı ve koruma altında. Mevcut binalar yıkılırsa pek çoğunun yeniden yapılamayacağını herkes biliyor.
Diyarbakır’da valisinden polisine, sokaktaki vatandaşından esnafına, devlet memurundan küçük çocuğuna kadar herkesin aklında aynı sorular var: “Hendek savaşı ne zaman bitecek, bittikten sonra ne olacak?” Güvenlikçilerle konuyu konuşurken, biri döndü bir soru sordu:
“Kürt siyasi hareketi, evet Diyarbakır’da güçlü, Cizre’de güçlü, Nusaybin’de güçlü, Şırnak’ta güçlü, Silvan’da güçlü... Buralarda hendekler var. Ama aynı hareket Lice’de de güçlü, orada neden yok?” Bilmiyordum, hiç düşünmemiştim bu soruyu. Zaten güvenlik yetkilisi cevap vermemi beklemiyordu, kendisi söyledi: “Orada yok, çünkü caddeler bulvarlar çok geniş, hendek kazmaya, mevzi kurmaya uygun değil.”
Şehir mimarisi ve yerleşimiyle siyasi ayaklanma ilişkisi bilinmeyen bir şey değil. 1848 Paris Komünü bastırıldıktan sonra Napolyon neredeyse bütün Paris’i yıktırıp bugün bilinen o geniş caddeleri ve bulvarları yaptırmış, şehri baştan sona yeniden planlatmıştı. Ne yani, diyelim Sur’da, devlet hendekleri kaldırdıktan, bölgeyi terör örgütü PKK ve YDG-H’den ‘kurtardıktan’ sonra her yeri yıkıp geniş bulvarlar mı açacak? Veya Cizre’de böyle mi olacak?
Konuşmayı sürdüren güvenlik yetkilisi, “Sur için zaten kentsel dönüşüm kararı alındı. Geçmişte TOKİ buradaki kamulaştırma yetkisini Diyarbakır’da belediyeye devretti, karşılıklı uzun pazarlıklardan sonra protokol hazırlandı ama yıllardır bu protokol Büyükşehir Belediyesi’nden geçmiyor” dedi ve ekledi: “Biz zaten binası yıkılana, hasarlı olana, oturulamaz olana terör tazminatı veriyoruz. E sonra bu bölge bir de kentsel dönüşüm yüzünden kamulaştırılacak zaten. Neden iki defa verelim, vatandaşa kira yardımı yaparız, o arada kamulaştırma olur, yeni binalar yapılır.”
Benzer planların Cizre için de yapıldığına, TOKİ’nin devreye girip Cizre’yi yeni baştan inşasının düşünüldüğüne dair haberler geçen hafta Milliyet gazetesinde çıkmıştı. Tabii Sur çok özel bir yer. Tarihi mimarisinden geriye neredeyse hiç sivil örnek kalmamış olsa da, bu bölge SİT alanı ve koruma altında. Eğer mevcut binalar yıkılırsa pek çoğunun yeniden yapılamayacağını herkes biliyor. Ayrıca yeni yapılacak binalar konusu özellikle mimari açıdan ama elbette sosyo-ekonomik sonuçları açısından da çok tartışmalı olacak.
Bugün bu köhne bölge aslında Diyarbakır’ın yoksullarının yaşadığı bölge, dün anlatmaya çalıştım, kentin orta sınıfları Diclekent’te yeni yerleşimlerde daha lüks konutlarda oturuyor. Bizi galiba hendek savaşlarından sonra kamulaştırma savaşları bekliyor. Halkı, insanları yok sayarak uzaktan bir yerden verilen kararları, politikaları zorla uygulama en genel manada Kürt sorunun kökünü oluşturuyor zaten. Şimdi benzer bir davranışa Ankara yeniden hazırlanıyor anlaşılan.
SİLVAN ÖRNEĞİ Mİ YAYGINLAŞACAK?
Diyarbakır’ın bir başka ilçesi, Silvan’da da hendek savaşları yaşandı, orada devlet Sur’a göre daha hızlı sonuç aldı, hendekleri kaldırdı. Ve yeni bir uygulamaya gitti: İlçedeki olaylı mahallerin ortasında iki büyük karargâh oluşturdu kendine güvenlik güçleri. Bir polis yetkilisi, “Geçmişte bu hatayı yaptık, hendekleri kapattık ve gittik. Bir baktık gecesinde yeniden açılmaya başlanmış hendekler. Şimdi gitmiyoruz, en ufak bir hareketlenme olsa hemen onu bitirmek için orada kalıyoruz” dedi. Polisin Silvan’da İmam Hatip Lisesi ile bir vatandaşın büyükçe evinde kurduğu karargâh, benim anladığım bölge çapında yaygınlaşacak bir uygulama. Cizre’de de Sur’da da daha önce hendeklerin defalarca kapatıldığı ama defalarca yeniden açıldığı ve tuzaklandığı hatırlanacak olursa, güvenlik güçleri daha görünür olmayı göze alıp mahallelere karakollar kuracak demektir. Bu da aslında bir çeşit konsept değişikliği. Geçmişte, PKK saldırılarından çekinildiği için güvenlik güçleri korunaklı karargâhlarda durur, şehirde de zırhlı araçlarla devriye gezerdi. Şimdi mahallelere karakollar kurmak gibi bir anlayışa geçiliyorsa, bu polis merkezlerinin daha fazla tehdit altında olması da göze alınıyor demektir.
‘KURTARILMIŞ BÖLGE’DEN ‘KUŞATILMIŞ BÖLGE’YE
Sur örneği çok çarpıcı. Polis bölgeyi tamamen kuşatmış durumda ve tam bir abluka uygulanıyor. Ambulanslar bile hem girişte hem çıkışta aranıyor. İlçenin o bölgesinde sular da kesik, elektrikler de. Biz Gazi Caddesi boyunca geçerken birilerinin polis için özel elektrik hattı çektiğini gördük, “Geceleri ısıtıcı kullanıyor nöbetteki arkadaşlar, onun için” dedi polisler bize. Güvenlik güçlerinin Sur’da operasyonları kesintisiz devam ediyor, şehir sürekli top sesleriyle sarsılıyor ama bir kaynak, “Çok da acelesi yok devletin” dedi. Bu kuşatma halinde, bir de içeridekileri, YDG-H’li, PKK’lıları düşünün. Onların ne kadar su, ne kadar yiyecek, ne kadar mühimmat stoku olabilir? Güvenlik uzmanı Mete Yarar, bilgilerini nereden alıyor bilmiyorum ama geçen gece televizyonda çok ilginç rakamlar verdi; PKK’nın günde ortalama kaç mermi sıktığına, kaç roket attığına dair. Eğer bu rakamlar doğruysa, PKK yığınağı ne olursa olsun, içeride mühimmatın bitmesi kaçınılmaz. Zaman zaman yetkililerin ağzından “Nisan-mart aylarına kadar sürer” gibi sözler de işitince, insan, adı konmamış bir uzun kuşatma politikası uygulandığını düşünmeye başlıyor.
Hürriyet
Haber Meydan Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...
Yaklaşık bir aydır çatışmaların sürdüğü Diyarbakır Sur’da dar sokaklar terör örgütünün üssü oldu. Bu sebeple çatışmalarda dozer de kullanılıyor. Harabeye dönen Sur, kentsel dönüşüme mi girecek?
Aylardır çatışmaların yaşandığı Diyarbakır’ın Sur ilçesi şimdi de rantla gündemde. Eylül ayından beri aralıklarla 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur ilçesinin, TOKİ’ye teslim edileceği konuşuluyor. Arabaların geçemediği dar sokaklar sebebiyle terör örgütünün bölgeyi üs olarak kullanıyor.
Bu sebeple tanklarla yürütülen operasyonlarda dozerler de kullanılıyor. Güvenlik gerekçesiyle çok sayıda ev yıkılıyor. Hükümet dar sokakların ortadan kaldırılmasını ve yerine geniş caddelerin oluşturulmasını planlıyor. Ayrıca her mahalleye bir karakol inşa edilerek bölgenin sürekli gözetim altında tutulması üzerinde duruluyor.
Sur ilçesinde bulunan tarihi yapılar: Diyarbakır evleri, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp ve Ahmed Arif müzeleri, Arkeoloji Müzesi, tarihi Behrampaşa, Fatihpaşa Safa Parlı, Melik Ahmet Paşa, Ali Paşa, Aynalı Minare, Nasuh Paşa, Hz. Ömer, Nebi ve Şeyh Mutahhar Camileri, Dört Ayaklı Minare, Meryem Ana Kilisesi, İçkale ve Saint George Kilisesi, Mor Petyun Keldani Kilisesi, Ermeni Protestan Kilisesi, Ermeni Katolik Kilisesi, Surp Giragos Kilisesi, Deliller (Kervansaray) ve Hasanpaşa Hanları, Kadı Hamamı.
Sahabe mezarları
Hz. Süleyman Camii ve içinde bulunan 27 sahabenin mezarları, Anadolu’nun en eski ve ilk ibadete açılan, avlusunda bulunan şadırvanı, çeşitli devirlere ait kitabeleri ve İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak bilinen Diyarbakır Ulu Camii, Dünya Kültür Mirası listesindeki Diyarbakır Surları ve onlarca tarihi ve kültürel değer bulunuyor.
TARİHİ YAPILAR DA HARABEYE DÖNDÜ
UNESCO Dünya Mirası listesindeki Surlar, İslam dünyasının 5. Harem-i şerifi tarihi Ulu Cami, Ermeni cemaatinin Ortadoğu'daki en büyük kilisesi konumunda kabul edilen Surp Giragos Ermeni Kilisesi, Mimar Sinan imzası taşıyan Kurşunlu Camii ve 500 yıllık Dört Ayaklı Minare'nin yanı sıra yüzlerce tarihi Diyarbakır evinin bulunduğu Suriçi'nin müteahhitler için cazibe merkezi haline dönüştürülmesinin tarih katliamına yol açmasından endişe ediliyor.
DİYARBAKIR'A MİLYONLUK YARDIM
Başbakanlık, sokağa çıkma yasağı ve çatışmaların sürdüğü Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki esnafa dağıtılması için 1 milyon 753 bin 500 lira yardım gönderdi.
603 ESNAFA DAĞITILDI
Diyarbakır Valiliği'nden yapılan açıklamada, “İlimiz Sur ilçesinde meydana gelen terör olayları neticesinde zarar gören küçük esnafımızın mağduriyetinin giderilmesi ve acil ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Başbakanlığımız tarafından Valiliğimize gönderilen ödenek ile 603 esnafımıza toplam 1.753.500 TL yardımda bulunulmuştur” denildi.
ZARAR GÖREN EVLER ONARILMAYACAK BEDELİ ÖDENECEK
Diyarbakır Valiliği’nin, operasyon sonrasında zarar gören evlerin onarılmayıp bedellerinin hak sahiplerine ödeneceğini duyurması TOKİ’ye zemin hazırlanıyor iddiasını gündeme getirdi. Hükümete yakın gazeteler de günlerden beri ‘TOKİ göreve’ manşetleriyle çıkıyor. Önümüzdeki günlerde Sur için ‘acil kamulaştırma’ kararı alınacağı belirtiliyor.
İsmail AVCI/Meydan
Haber Star Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;
Hükümet, terör sorununun çözümü konusunda yeni vizyonu ortaya koymak için harekete geçiyor. Üzerinde çalışılan 4 ayaklı yeni model, bir yandan terörle mücadelenin sonuna kadar sürdürülmesi kararlılığı, diğer yandan da bölge halkının keskin bir çizgiyle terör örgütünden ayrıştırılarak çözüm sürecinde yarım kalan demokratikleşme adımlarının atılmasını içeriyor.
Yeni model ile operasyonlar sürerken, Meclis’e hak ve hürriyetlere ilişkin yeni yasal düzenlemeler gönderilerek, “terör” ile “Kürt sorunu”nun ayrı tutulduğu gösterilecek. İlk etapta, daha önce tartışılan, ancak yarım kalan, “uçakta Kürtçe anons, Kürtçe yer isimlerinin kullanımı” gibi konuları içerecek bir yasa Meclis’e sunulacak.
- BÖLGE TERÖRDEN TÜMÜYLE TEMİZLENECEK
PKK’nın bölgede oluşturduğu eylemler son buluncaya kadar operasyonlar sürdürülerek terör kesinlikle sonlandırılacak. Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni model çerçevesinde Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’nin yeniden başlatılması için ortamın silahlardan tümüyle temizlenmesi esas alınacak. Terör örgütü ve onu temsil eden siyasal uzantılar dahil silahı reddetmeyen hiçbir kesim muhatap alınmayacak. Terörle yürütülen mücadeleden kesinlikle taviz verilmeyecek. Bölge halkının zarar görmemesi için titiz davranılırken, operasyonların yarattığı mağduriyetin de daha fazla sürmemesi için mücadelenin en kısa sürede tamamlanması hedefleniyor. Operasyonlar bittikten sonra terör örgütü unsurlarının bölgeye yeniden sızmalarının da önüne geçilecek güvenlik tedbirleri alınacak.
- BÖLGE YENİDEN İNŞA VE İMAR EDİLECEK
Bir yandan terörden arındırılan bölgenin yeniden imar ve inşaatına hızlı şekilde girişilecek. Bölgenin, insanlarının huzurlu şekilde hayatını sürdürebildiği bir aşamaya geçilecek. Bu çerçevede hem evlerin tekrar yaşanabilir hale gelmesi için TOKİ öncülüğünde projelerle yeniden imar projeleri gerçekleştirilirken, diğer yandan AK Parti Halkla İlişkiler ve Sosyal İşleri Başkanlığı’nın başlattığı “kardeş belediye” uygulaması gibi farklı kesimleri kapsayacak projelerle bölge halkının yaraları sarılacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın aileler, gençler ve çocuklarla ilgili toplumsal travmaları gidermeye dönük uygulamaları ile Maliye Bakanlığı’nın esnafın zararının karşılanması gibi yaraları sarmaya dönük uygulamaları hızla başlatılacak.
- KARDEŞLİK PROJESİ HAYATA GEÇİRİLECEK
PKK’nın eylemleri nedeniyle kesintiye uğrayan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi yeniden ele alınacak. Yeni adımların neler olabileceği, bölge halkının makul taleplerini karşılayacak şekilde belirlenecek. Bu adımların derhal atılması için de gerekli düzenlemeler hızla hayata geçirilecek. Uçaklarda Kürtçe anons gibi, bölge halkına dönük bazı hizmetlerin Kürtçe verilmesini öngören düzenleme gibi düzenlemeleri içeren bir paket Meclis’e sunulacak. Kürtçe yer isimlerinin kullanımına yönelik yarım kalan işlemler de bu kapsamda tamamlanacak. Bölge halkının Anayasa değişikliği gerektiren talepleri de, Meclis’teki Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları sırasında muhalefet partileriyle uzlaşma aranarak karşılanmaya çalışılacak.
- GELİŞMELERE GÖRE YENİ POLİTİKALAR
Bu adımlar atılırken, Suriye ve Irak’taki Kürt bölgelerinde yaşanan gelişmelere göre de Türkiye’nin lehine olacak şekilde bölge politikalarının izlenmesi sağlanacak. PKK’nın 6-7 Ekim olayları ve son terör saldırılarına olan etkisinin göz ardı edilemeyeceği tespitleri doğrultusunda komşu ülkelerdeki yangının Türkiye’ye yansımaması, toplumsal yapının zedelenmemesi için gerekli önlemler öncelikle alınacak.
Star/ Şerife Güzel